Öne Çıkan Mucizevi Göstergeler kitaplarını, öne çıkan Mucizevi Göstergeler sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Mucizevi Göstergeler yazarlarını, öne çıkan Mucizevi Göstergeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Retoriğin toplumsal, duygusal, partizan bir niteliği, kısacası değer-biçici bir niteliği vardır. İnandırmak iknanın zıddıdır. Amacı öznelerarası bir hakikati doğrulamak değil, belli bir değerler sistemine taraftar kazanmaktır.
Bana göre Marksist eleştiri kitle kültürünün yüzyılımızdaki yerini ve önemini azımsamakla kalmamış, avangard deneylerle olan sistematik bağını da görmeyi başaramamıştır. Modernizmin incelenmesi, modern kültürün ve onun tarihteki rolünün incelenmesi olacaksa -yoksa belli bir parçasının değil- Modernizmin suskunluklarının da en az söyledikleri kadar anlamlı olduğunu ve bu suskunlukların üzerinin çok başka seslerce örtüldüğünü anlamak zorundayız.
"Psikoloji ayağını vicdan azabına, sahiden benimse- [s. 213] nen değerler ile benimsendiği iddia edilen değerler arasındaki ilişkiye basmaya mecburdur. Ancak ve ancak bu şekilde suç gerçeğini yok edebilir ve suçun cezalandırılamaz olduğunu ilan edebilir; suçlu hayatın gerçekleriyle bağdaşmayan erdemleri savunan bir Don Kişot'tur sanki... Bir ahlaktan ötekine, toplumda öğretilen ama insanların sahiden benimsemediği bir ahlaktan toplumun iyiliği için tatbik etmekten kaçınılan çok daha yüksek bir ahlaka böyle ani ve şiddetli bir geçiş yapan kişi masumdur." [s. 214]
british museum'da bulunan bir antik grek lahiti üzerindeki yarım kabartma. burada küçük bir insan bedenini almış götüren bir harpya-üstü kadın, altı yırtıcı kuş-gösterilmekte. uzmanlar, bu bedenin merhumun ruhunu temsil ettiğini söylüyorlar. alt tarafta harpya ruhu pençeleriyle sıkı sıkı kavramış, ama üste bakınca harpya'nın grek kollarının ruhu özenli ve şefkatli bir biçimde kucakladığı görülüyor. ruh harpya'nın pençelerinden kurtulmak için hiçbir çaba sarfetmiyor. sakin, hatta rahatlamış görünüyor. büyük olasılıkla ölmüş olmaktan hoşnut değil: öyle olsa harpya'lara gerek kalmazdı. ama ruh aynı zamanda bu pençelerden kaçış olmadığını da biliyor olsa gerek. bu yüzden gözlerini indirmeyip başını harpyanın kollarına güvenle yaslıyor. tam da kaçma imkanı olmadığı için,onu uzaklara uçuranın şefkatli, hani neredeyse anaç bir yaratık olduğunu düşünerek kendisini kandırmayı yeğliyor.
Kentsel yaşamın getirdiği en büyük yenilik, insanları sokaklara dökmesi değil, oradan buradan toplayıp evlere ve ofislere tıkmasıdır. Yeniliği, kamusal boyutu derinleştirmsinde değil, özel boyutu icat etmesinde yatar - özellikle de bireyin hayatının anlamını, dolayısıyla da neyin deneyim sayılacağının ölçütünü bu yeni alana aktarmış olmasında.