Şu kızların her ikisi de o romanları okudukları hâlde her biri onlara ayrı ayrı manalar vermişler, başka başka hükümler çıkarmışlardı. Romanlar birini ikaz ve diğerini iğfal eylemişti. Romanlar hep birdi. Fakat okuyan kafalar başkaydı.
Hâlbuki hakikat-i hâlde [gerçekte] o kadar vukuat-ı garibeye [tuhaf olaylara] tesadüf olunur ki bunları bir romanda görsek romancının mübalağasına hamlederiz.
Bir bardaktan kırk kişinin su içmesi, bir sahana kırk kişinin el uzatması, karakterli kişileri iğrendirmeyecek durumlardan mıdır? Başkalarının giydikleri bir kirli elbiseyi insan olanın giymesi mümkün olabilir mi?