Sayfa Sayısına Göre Mümkün Dünyaların En İyisi Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Mümkün Dünyaların En İyisi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Mümkün Dünyaların En İyisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir insanda, bedenin onu insan bedeni kılan tözsel formu vardır. Ama bir insan bedenini yaşayan, akıllı bir insan bedenine dönüştüren tözsel form olarak insan ruhu da vardır.
Göklerin fenomenleri demek ki öz olarak dünyada gözlerimizle gördüğümüz fenomenlerden farklı değildir: Newton’un elmasının düşmesine neden olan şey neyse o şeye gezegenlerin güneşin yörüngesinde kalmasına da neden oluyordu. Ve cisimler üzerinden etken güçler, matematiksel terimlerle formüle edilebilen yasalara göre açıklanıyordu...
Sayfa 50 - Ayfa yayınları, birinci basım: Mart 2016Kitabı okudu
Zihin ve beden, Descartes’a göre, kökten ayrı ve karşılıklı olarak birbirini dışlayan şeylerdir. Bu iki tözün, ne temel özleri ne de “kipleri” ve vasıfları bakımından, kesinlikle ortak hiçbir yönü yoktur.
Bir yabancı olduğundan ve daha da önemlisi soylu bir aileden gelmediğinden, komploya katılan Fransız arkadaşları gibi kafası kesilme ayrıcalığından yoksun olan Enden işlediği suçtan dolayı asıldı.
“Descartes’ın oldukça dar bir zihinsel çerçevesi var” diye yazıyordu Leibniz, Paris’ten ayrıldıktan birkaç yıl sonra. “Akıl yürütmeyle bütün insanları yüceltiyor, ama hayatın duyularla ilgili kısmı için yararlı hiçbir yenilik getirmediği gibi, güzel sanatlar pratiğine ilişkin de işe yarar hiçbir şey söylemiyor. Düşünceleri, metafiziğinde ve geometrisinde olduğu gibi ya çok soyut ya da doğa felsefesi ilkelerinde olduğu gibi fazlasıyla hayal gücünün ürünüdür.”
Uzanım, doğası gereği sonsuza kadar bölünebilir; ne kadar küçük olursa olsun, her miktar uzanım her zaman daha fazla bölünebilir; uzayın doğası budur.
“Biz her zaman bu şekilde (bölerek) devam edebileceğimiz için, işte gerçek bir varlık diyebileceğimiz bir şeye asla erişemeyiz.”
“Tözün doğası üzerine düşünen herkesin… cismin doğasının sadece uzanımdan, yani hacim, şekil ve hareketten ibaret olmadığını, cisimde zorunlu olarak ruhlarla ilgili bir şeyleri, genel olarak tözel form dediğimiz bir şeyleri kabul etmemiz gerektiğini anlayacağına inanıyorum.”
Leibniz, gerçek bir tözün var olmak için Tanrı’nın onayı dışında hiçbir şeye ihtiyaç duymadığını ve varlık durumları için kendi içkin aktif kaynakları -formu- dışında hiçbir şeye bağlı olmadığını savunarak, bu koşulu uç noktaya taşır.
Tanrı ta baştan töze, yaratılmış bir varlığın yardımı olmaksızın, kendi içinde ona olabilecek her şeyi, yani sahip olacağı bütün görünümleri ya da ifadeleri üretebilecek bir doğa ya da içsel bir güç veremesin ki?
Bir cisim salt, edilgen bir uzanımdan başka bir şey değilse, özellikleri arasında herhangi etken bir gücün olması mümkün değildir. Dolayısıyla bir cisim başka bir cismin hareket nedeni olamaz. Uzanımlı cisimler yalnızca hareketi alabilirler; ne kendilerinde ne de başka cisimlerde hareket yaratamazlar.