Musa ve Tektanrıcılık

Sigmund Freud
Bir ulusun evlatlarından en büyüğü olarak baştacı ettiği bir insan için o ulustan değildir demek, onu bu ulusun elinden çekip almak öyle seve seve ya da kolaycacık girişilecek bir iş değil; hele bunu yapacak kimsenin kendisi o ulusun bir parçasıysa. Gelgelelim, sözde çıkarlar uğrunda bir Doğru’yu ortaya koymaktan kaçınmak, hiçbir neden öne sürülerek haklı gösterilemez; kaldı ki, bir durumun aydınlığa kavuşturulması bilgi ve deneyim hazinemizi zenginleştirir. Freud’un, Totem ve Tabu’dan 25 yıl sonra yazdığı ve en tartışmalı kitaplarından biri olan Musa ve Tektanrıcılık, Musa’nın Yahudi olmadığı, gerçekte Eski Mısır asıllı olduğu, Mısırlı bir tektanrıcı olan Akhenaton’un yakın takipçisi hatta bizzat kendisi olabileceği iddiaları üzerine temelleniyor. Bu iddiaları açıklayan üç ana bölüme ilave olarak ele alınan son bir bölümde ise, tarihsel olaylarla ilgili hipotez üretme aracı olarak psikanalitik teori üzerinde duruluyor. Yahudi halkının birçok özelliğini anlama, özellikle de dinin yapısına yeni bir bakış kazanma fırsatı yakalayan ve önceki kitapları Totem ve Tabu ve Bir Yanılsamanın Geleceği’nde dile getirdiği düşüncelerden yola çıkan Freud, Musa ve Tektanrıcılık’ta bu düşüncelerini “daha adil bir formül ile” geliştiriyor. Bulgusu ise şöyle: “Dinin gücü gerçekliğine dayanır, ancak bu gerçeklik maddi değil, tarihidir.”
248 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

248 syf.
7/10 puan verdi
Credo quia absurdum: "İnanıyorum, çünkü mantıksız". Hristiyan teolojisinde kullanılan bu deyimden yola çıkarak bakabiliyorum bütün dinlere. Genellikle kültür olarak seviyorum hepsini. Çok sevdiğim yahudi asıllı Freud’dan Musa’yı ve dinini öğrenmek de kaçınılmazdı benim için bu yolda. Yahudilik, Musevilik, Aton dini arasındaki bağları, Tevrat’ın günümüzde elimize ulaşmış yeterli olmayacak nüshasına dayanarak Musa’nın geçmişini, kimliğini psikoanalitik açıdan da tahlil ederek bizlere sunmuştur.
Sigmund Freud
Sigmund Freud
Musa ve Tektanrıcılık
Musa ve Tektanrıcılık
Musa ve Tektanrıcılık
Musa ve TektanrıcılıkSigmund Freud · Say Yayınları · 2019704 okunma
248 syf.
9/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Psikanalizin dehası yine kalemini konuşturmuş. Diğer kitaplarından farkı bu kitapta birey değil, toplum değerlendirilmiş. Bazı eksiklikler var kitapta ama o kadarını da mazur göreceğiz, zaten kendisi de bu konulara değinmiş. Çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere geçiş sürecini anlatmış Freud. Tarihle, mitolojiyle de desteklenmiş. İlginç bulduğum birkaç tez mevcut. Örneğin Musa'nın tarihsel kişiliği veya insanlık tarihindeki baba oğul ilişkisi. Genel olarak kitabı beğendim. Teolojiye, dinler tarihine ilgi duyanların da beğeneceğini düşünüyorum.
Musa ve Tektanrıcılık
Musa ve TektanrıcılıkSigmund Freud · Say Yayınları · 2019704 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bilinçaltıma Adını Altın Harflerle Yazdıran Adam.
Ahh 4 yılım, bir kitabın daha bitti... Şunu belirtmeden incelemeye geçmiyim, yazarımızı pek sevmesemde, gerek buluşlarına, gerek kişiliğine,gerek düşüncelerine birçok yönüne hayranım. Sevmeme nedenim ise,okulda sayesinde baya zorlandığım vize final dönemleridir. Aklımdan geçmiyor değil, kitabın yazarına bakıp ve ele aldığı konuyu görenler derki, bu adam psikanalizin kurucusu ama dinen hassas bir konu olan Musa'yı ele alması ne kadar doğru? Bu sorunun cevabını sayfa 189'da şöyle vermektedir ;“Ancak en önemlisi de benim bir etnolog değil bir psikanalist olduğum gerçeğidir. Psikanaliz çalışmalarım için gerek duyduğum taktirde etnolojik literatürden işime yarayabilecek şeyleri alıp kullanma hakkına sahibim.” Malum Freud yahudi bir ailenin çocuğu. Ve bu hakkını böyle belirtirken, taraflı mı acaba tarafsız mı yazmış derseniz, buna da ben cevap vereyim ; kesinlikle tarafsız şekilde tarihi yorumlarda, savlarda bulunmuş. 12 yaşındayken 6 yabancı dili konuşabilen, psikanaliz ekolünün kurucusu Freud hazretleri bu kitapta bizlere ; Musa kimdir? Musa hangi ırktan? Musa'nın gelişi ve dönemin ortamı ? Musa'nın farklı bir din ile ilişkisi olup olmadığı? Tanrı ve Musa bağlantısı? Tek Tanrıcılık ve Çok Tanrıcılık nerelerde görüldü? Kısacası bu kitapta Musa'yı her şekilde ele alan yazarımız, ayrıca diğer dinleri de psikanaliz ile yorumlayıp okurlara sunmuştur. Teşekkürler
Sigmund Freud
Sigmund Freud
diyip bir alıntı ile İncelememi bitirebilirim. “Yaşamın amacı ölümdür.”
Musa ve Tektanrıcılık
Musa ve TektanrıcılıkSigmund Freud · Oda Yayınları · 2019704 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
Spinoza'nın Çekici, Freud'un Yumruğu
Sigmund Freud'un Tanrı inancına dair meşhur teorisi: Tanrı inancı bir çocukluk hastalığıdır. Baba kompleksinin yinelenişidir. Bunu Totem ve Tabu'da detaylı olarak anlatır. Musa ve Tektanrıcılık'ta kendi mensubu olduğu milletin dini inancını ele almış. Didik didik etmiş. Kılı kırk yarmış. Epey zorlu bir okuma deneyimi. Kamuran Şipal'in
Musa ve Tektanrıcılık
Musa ve TektanrıcılıkSigmund Freud · Say Yayınları · 2019704 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
Freund Hz. Musa ve Tek Tanrıcılık... Girizgah yapacağım diye kara kara düşünürken, kapaktaki "Hz." sıfatı için Türkçeye çeviren Kamuran Şipal'a ufaktan bir "Seni hınzır seniii" imalı işaret parmağı keşkül titretmesi yollamadım desem yalan olur. Freund'un 1934 ortalarında taslak olarak bitirdiği bu kitap, çevirmenin de ön
Musa ve Tektanrıcılık
Musa ve TektanrıcılıkSigmund Freud · Say Yayınları · 2019704 okunma
248 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Freud bu eserinde Musa'nın aslında İbrani olmadığını Mısırlı olduğunu savunuyor. Musa'nın İbrani değil Mısırlı olduğunu iddia ederek başlar. Başlamak için ismin kendisine işaret ediyor. Musa veya İbranice'de Moşe, "Ra'dan alınan" anlamına gelen Rameses (Ra-Mose) veya "Toth'tan alınan" anlamına gelen
Musa ve Tektanrıcılık
Musa ve TektanrıcılıkSigmund Freud · Say Yayınları · 2019704 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
Eğer din ve psikanalizin kesiştiği noktada bazı sorularınıza cevap arıyorsanız kesinlikle okumanız gereken bir kitap. Yoksa tek tanrıcılık ve tüm etki ettiği meseller kafanızda havada kalacaktır. Totem ve tabu kitabı ile destekleyici bir şekilde okunmasını tavsiye ederim.
Musa ve Tektanrıcılık
Musa ve TektanrıcılıkSigmund Freud · Say Yayınları · 2019704 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
Psikanalizin   kurucusu olan Freud bu kitapta Hz. Musa kimdir, hangi ırka mensuptur, yaşadığı dönemin şartları, Tanrı ile arasında ki bağ nasıldı? gibi sorulara  ontolojik açıdan değil  psikanaliz  açısından  inceliyor. Yahudi bir aileye mensup olan Freud, Yahudilik özelinde diğer dinleride ele almış.  Hz. Musa'nın bir peygamber mi yoksa bir prens mi?  Olduğu hakkında hipotezler öne sürüyor. Bunları anlatırken nevrotik olaylarla dinsel olaylar arasında bir paralellik kurmaya çalışmış. İnancında genlerden geçtiğini vurgulamış.  Kitapta anlatılanlar sadece psikanaliz bilimi açısından  anlatıldığı için kafanıza takılan bazı sorulara cevap bulamaya bilirsiniz. Bunun yanında  bilinç, bilinç altı, atalardan aktarılan  genler gibi konular hakkında bilgi edinebileceğiniz bir eser.
Hz.Musa ve Tektanrıcılık
Hz.Musa ve TektanrıcılıkSigmund Freud · Cem Yayınevi · 2020704 okunma
248 syf.
8/10 puan verdi
Hz.Musa'nın gerçek kimliği Dinler tarihçilerince hep tartışılan bir konu olmuştur.Gerçekte siyasal hedefleri olan ve Firavun'a başkaldıran asi bir prens miydi? Allah'ın vahiylerini halkına ileten bir peygamber miydi?Yoksa Akhenaton'un dininin ıslah edicisi bir rahip miydi?Freud'un düşüncesine göre o Akhenaton'un sadık bir izleyicisiydi.
Musa ve Tektanrıcılık
Musa ve TektanrıcılıkSigmund Freud · Say Yayınları · 2019704 okunma

Yazar Hakkında

Sigmund Freud
Sigmund FreudYazar · 139 kitap
Sigmund Freud, 6 Mayıs 1856'da, Freiberg in Mähren, Moravya, Avusturya İmparatorluğu'nda (günümüzde Příbor, Çekya) doğdu. 23 Eylül 1939'da, Londra, Birleşik Krallık'da öldü. Psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan Yahudi kökenli Avusturyalı bir nörologtur. Kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren Psikoanalitik Kuram'ın kurucusudur. Orta seviye bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş küçük bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya geldi. Ekonomik bunalımdan dolayı ailesi Viyana'ya yerleşmek zorunda kaldıklarında, Freud henüz 4 yaşındaydı. 1938 yılına kadar burada yaşadı. Lisede Latince, Fransızca ve İngilizce öğrenirken kendi çabalarıyla da İbranice, İspanyolca ve İtalyanca öğrendi. Başarılı bir öğrenciydi. Başlangıçta istemediği halde Goethe'nın yapıtlarından etkilenerek tıp okumaya karar verdi. Üniversite yıllarında Yahudi düşmanlığıyla karşılaştı, okuldaki arkadaş çevresinden dışlandı. 1876 yılında fizyolojist Brücke'nin laboratuvarına girdi, burada anatomopatoloji ve insan sinir sistemi üzerine araştırmalar yaptı. 1881'de tıp öğrenimini bitirdi. 1883'te dönemin ünlü beyin anatomisi ve nöropatoloji uzmanı Dr. Theodor Meynert'in yönetiminde psikiyatri kliniğinde asistan olarak çalışmaya başladı. 1884'de kokain üzerine bir inceleme yapmakla görevlendirildi. 1884'te kokainin analjezik özelliklerini keşfetti, anestezik niteliklerini ise sezinledi. (Yaşamım ve Psikanaliz adlı yapıtında kokainin anestezik niteliklerini aslında bildiğini, yalnız tıp çalışmalarını bıraktığından dolayı bunların başkaları tarafından ortaya çıkarıldığını ileri sürer.) Aldığı bir bursla 1885'te Paris'e gitti, Salpêtriê Hastanesi'nde, Jean Martin Charcot'nun yanında staja başladı. Burada histerinin belirtilerini, hipnotizma ve telkinin etkilerini gözlemledi. Charcot'dan çok etkilendi. (Yaşamım ve Psikanaliz 'de Charcot'ya ne kadar düşkün olduğu görülür) Charcot'nun konferanslarını Almancaya çevirdi ve 1886'da yayımladı. 1886'da Paris'ten ayrılarak Berlin'e gitti. Burada çocuk nöropatolojisiyle ilgilendi. Viyana'ya dönerek özel hekimliğe başladı. 1886 ekim ayında 4 yıldır nişanlı olduğu Martha Bernays ile evlendi. Sinir hastalıkları ve histeri şikayetiyle kendisine başvuranlar üzerinde dönemin ünlü tedavi yöntemlerini, elektroterapi ve hipnotizmayı uyguladı. 1887'de Dr. Bernheim'in Telkin ve Telkinin Tedavideki Uygulamaları Üstüne adlı kitabını çevirdi. Elizabet von R. adındaki bir kadın hasta kendisini serbest çağrışım yöntemine zorlayınca hipnozdan vazgeçti. 1892 - 1895 yılları arasında Charcot'nun Salı Günü Dersleri adlı kitabının çevirisini, savunma psikonevrozları üzerine bir makaleyi ve saplantılar ve fobiler üzerine başka bir makaleyi Breuer ile ortaklaşa hazırladı. Ancak tıp çevrelerince Histeri Üzerine İncelemeler hoş karşılanmadı. Bu yapıtta psikanalizin temel ilkelerine rastlanır. 1896 yılında babasının ölümü üzerine derin bir bunalıma girdi ve sistematik olarak kendini çözümlemeye başladı. Yine aynı yıl Breuer'le nevrozların cinsel açıdan açıklanması konusunda ters düşerek yollarını ayırdı. Histerinin cinsel etiyolojisi üzerine verdiği bir konferans skandala yol açtı. Bu dönemde W. Fliess'le yazışmaları, özçözümleme süreci, hayatı üzerinde önemli etkiler yarattı. (Bu yazışmaları Freud'un ölümünden sonra eşi ve kızı tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Freud psikanalize özel hayatını karıştırmak istemediğinden, kişisel kayıtlar bırakmamış, birçok yazışma ve mektubunu ölümünden önce yakmıştır.) Hayatının 10 yıl süren bu döneminde, Freud hem yandaş, hem öğrenci bakımından yalnız kaldı. Kendini hastaların tedavisine ve psikanalizin yaratılmasına yoğunlaştırdı. Bu sürecin sonucu olarak 1897'de Oedipus Kompleksi, 1900'de Düşlerin Yorumu (iki cilt) adlı eserler ortaya çıktı. 1908'te Viyana Psikanaliz Derneği kuruldu. Bu olay, Freud için bir dönüm noktasıydı, Yaşamım ve Psikanaliz kitabında buna büyük yer verdi. Ancak bu tarihten önce bile Freud'un çevresinde çözümlemenin giderek kurumlaştığı görülür. 1902'den sonra "Çarşamba Günleri Psikoloji Derneği", adı altında başta P. Federn, O. Rank, W. Stekel ve Alfred Adler olmak üzere, Freud'un ilk yandaşları bir araya toplandılar. 1904'de E. Bleuer'le yazışmaya başladı. 1907'de Bleuer'in asistanı Carl Gustav Jung tarafından ziyaret edilir. Jung aynı yıl Zürih'te Freud Derneği'ni kurdu. Bu Freud için büyük bir başarıydı, zira psikanaliz artık ülke sınırlarının dışına çıkmıştı. Takip eden yıllarda Jung, 1. Psikanaliz Kongresi'ne katıldı ve psikanaliz üzerine konferanslar vermek üzere Freud ile birlikte ABD'ye yolculuk etti. Freud, 1910 - 1920 yıllarında Psikanaliz Üzerine, Bir Paranoya Vakası Özyaşam Öyküsü Üzerine Psikoanalitik Gözlemler: Başkan Screber, Totem ve Tabu, Narsizmin İncelenmesine Giriş, Yas ve Melankoli adlı eserleri yayımladı. 1923'de kendisine üstçene ve damak kanseri tanısı kondu. İzleyen yıllarda 33 kez ameliyat oldu. Sürekli protez takması gerektiğinden dolayı uzun yıllar konuşma ve yemek yeme sıkıntısı çekti. 1938'de Naziler'in Viyana'ya girmesiyle birlikte en küçük çocuğu Anna ile birlikte Avusturya'yı terk etmek zorunda kalarak Londra'ya yerleşti. Ölümüne dek tedavi ve çalışmalarına burada devam etti. Freud, prensipleri gereği kişisel hiçbir özel belge, anı defteri, mektup bırakmamış, hepsini yakmıştır. Bu nedenle, Freud'a dair ilk ve en kapsamlı bilgiler ilk olarak yakın dostu İngiliz psikaytr Ernest Jones'un 1953'te yayımlanan üç ciltlik Sigmund Freud'un Yaşamı ve Yapıtları adlı kitabıyla ortaya çıkarıldı. Eserleri - Zur Psychopat­hologie des Alltagslebens (Günlük Yaşa­mın Psikopatolojisi) - Die Traumdeutung (Düşlerin Yorumu) - Über Psychoanaly­se (Psikanaliz Üzerine Beş Ders) - Totem und Tabu (Totem ve Tabu) - Zur Einführung des Narzissmus (Narsisizmin İncelenmesine Giriş) - Unbehagen in der Kultur (Uygarlı­ğın Huzursuzluğu) - Jenseits des Lustprinzips Das Ich und das Es (Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd) - Der Mann Moses und die monotheistische Religion (Musa ve Tektanrıcılık) - Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Deneme, 1905 - Der Witz und seine Beziehung zum Unbewussten, Nükte ve Bilinçdışı'yla İlişkisi, 1905 - Psikanalizin Tarihçesi, 1914 - Psikanalize Giriş Dersleri, 1917 - Yaşamım ve Psikanaliz, 1925 - Tutukluk, Semtom ve Korku, 1926 - Bir Yanılsamanın Geleceği, 1927 - Kültür İçindeki Huzursuzluk, 1930 - Psikanaliz ve Uygulama, - Psikanaliz Üzerine, - Olgu öyküleri - Histeri ile Mücadele
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.