Henry David Thoreau, insanlığın kalbindeki yerini zaman geçtikçe daha da sağlamlaştırıyor. Onun hayatı, paradoksal bir gerçeği yeniden kanıtlıyor bize: gerçekten başarılı olanlar, aslında başarısızlığa uğrayanlardır. Thoreau'nun anlaşılmazlığı, yoksulluğu, gerek bir yazar gerekse bir öğretmen olarak toplumda yer bulamayışı, başarısız bir àşık olması, iş hayatındaki başarısızlıkları ve erken ölümü birleştirip, onu neredeyse şehit mertebesine kadar çıkararak ölümsüzleştiren felaketlerdir. Özellikle erken ölümü, bütün bunları kutsuyor ve listeyi tamamlıyor. Hayatta en çok şeyi görebileceği, keyif alabileceği dönemini yaşayan bir natüralistin, zamanının büyük bir kısmını açık havada geçiren bir adamın tiberkülozdan ölmesi... O yaşadığı zaman diliminde sadeliğin ve doğanın bir insan hayatındaki önemine dikkat çekmek istedi. Kısa hayatında bir tohumun toprağı nasıl işleyebileceğini anlattı. Sistemin dayatmalarına karşı durdu. Bana göre insanlığın büyük kaybıdır Thoreau. Daha çok yaşamalı ve daha çok yazmalıydı. Herkese iyi okumalar. Teşekkürler.