* Türkler ayrık otuna benzer bir yere temel attılar mı oradan ne yapılırsa atılamaz...
* İnsan garip bir muammadır, mesut olursa saadetini âleme ilan etmeği pek sever. Nasıl ki felaketini de âleme duyurmakla müteselli olursa.
* Aman ya Rabbi! Evinde rahat rahat oturup ölmek ne zor şeymiş. Lâkin muharebe yok. Olsa da zorla ölünmüyor.
* Lâkin bu âlemde her şeyin olduğu gibi yeldâ-yı mihnetin de, eyyâm-ı intizarın da bir sonu vardır. yeldâ-yı mihnet: uzun süren zorluk eyyâm-ı intizar: günlerce bekleyiş.
* İzzet-i insaniyem bana ait olan bir hesapta sıfır addedilmeme karşı isyan ediyor.
* Öksüz Turgut: - Bir Türk, on tane Macar, Hırvat vesaire eder. Demek ki altı bin Türk, altmış bin kişi hükmündedir. Doğan: - Yaşa! Yaşa be Türk oğlu...
* Hâsılı Turgut, senin gibi anadan babadan hâlis Türk'tür. Onu Türk gibi terbiye et, Türk oğlu Türk'tür. Türk yaşasın Türk ölsün...
* Doğrusu menfaatperestliğin bu derecesi görülmemiştir. Kendi zevkin, keyfin ve aşkın için bana kendimi feda etmeyi teklif ediyorsun. Öğrendiğin Fazilet bu muydu?
* Senin yüreğin var pek âlâ papaz. Acaba benim yüreğim yok mu? Sen beni seviyormuşsun. Ya ben, ya ben seni sevmiyorsam? İnsanlık sıfatım, bana ait olan bir hesapta sıfır sayılmama karşı isyan ediyor.
