Otuz yaşlarında bir genç kadın, Marie Constance, evlerde kitap okumak için gazeteye ilan veriyor ve bir özürlü çocuğun, bir yaşlı kontesin, bir yuppinin ve bir emekli yargıcın okumacısı oluyor. Böylelikle, içinde yaşadığı toplumu, onun bireylerini, kendisini ve okurun bir yazınsal yapıtla ilişkisini yeniden keşfediyor. Ve sonuç olarak karşımızda çağımızın çok özel bir panaromasını buluyoruz. Tam bir yazma, okuma ve yaşama dersi: Okur yazınsal yapıtı seçtiğini sanır, ama tersine, okurunu seçen yapıttır. "Genç bayan evlerde kitap okuyor: Edebi, belgesel, şiir, her türlü metinlerinizi okur." ilanıyla başlayan çok boyutlu serüven, başkalarına kitap okumanın ne denli tehlikeli bir iş olduğunu kısa sürede kanıtlıyor. Okumacı Kız'ın ilk okurlarından Michel Deville, romanı sinemaya büyük bir başarıyla uyarladı. 1990 yılında İstanbul Film Festivali'nde gösterilen filmde Marie-Constance rolünü eşsiz bir ustalıkla Miou-Miou oynamıştı.