Ölüm ve Korku Günleri
Cengiz DağcıÖlüm ve Korku Günleri Gönderileri
Ölüm ve Korku Günleri kitaplarını, Ölüm ve Korku Günleri sözleri ve alıntılarını, Ölüm ve Korku Günleri yazarlarını, Ölüm ve Korku Günleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat iyi bir şey doğrusu! Ama hayatın her yanı da aynı değil. Bir yanı günlük güneşlik olduğu zaman öteki yanı bulutlu ve gölgeli oluyor.
...bu kadar ıstırapla dolu olduğu halde ömrümüzün kendisi boş bir şeydi. Birbirinin koynunda yaşıyan, biri ötekini besliyen zulümle parlak idealler arasında bir fark göremediğim gibi, bu ömür için ölenlerle öldürenlerin arasında da manevi bir fark göremiyordum ben. Ölenler de, öldürenler de gerçek hayatın dışında kalmış soysuz insanlardı benim için.
Ümit yoktu burada. Gereği de yoktu. Bahtsızlar için, çaresizler için bir lütuftu ümit, bense ümit ağacında bir daldım.
Hayatta sevmediklerimin hepsini içimde gizliyor, açığa vurmamağa çalışıyorum. Ama başaramıyorum.
Bazan çıkıyorlar. Burnumdan fitil fitil çıkıyorlar.
...ben kötümserliğimi her zaman derimin altında saklıyan bir adamım. Sevmediğim şeyleri üstümde değil, içimde gizlerim.
Odamdan, dünyamdan, insanlardan bezgindim. Ölmek istemiyordum, ama hayat da öyle parlak, içten ve samimi bir şey değildi benim için.
Ama ömrümün baharlarını ben hiç sevmedim. Çünkü ömrümde geçmiş baharlarda ben aç, ben hasta değildim ama, hor ve yetim oldum.
Odama girip duvarda asılı Meryem Ana'nın önünde diz çöktüm :
Tanrım! Gün ışığından, yakınına sevgiden yoksun etme Sen bizi !
Belki sevgim de, iğrenmem de sahtedir. Belki bütün bu hayat da, benim sahte oluşum gibi, sahte bir hayattır.
Dışarıda sokaklarda, her adımda ölüm gözlerimin ta içine bakarken, sayılı günlerimi yaşarken bile tasasız, hoş, mutlu ve tatlı bir ömür hırsına kapılıyorum ben.
Ölüm ve Korku Günleri
Romanda ele alınan konu savaş ve savaşın beraberinde getirdiği acılar, yıkımlar ve ölüm gerçeğidir. Savaşın insanların duygularında yaptığı tahribatlar ve sonuçta meydana çıkan umutsuzluk İşlenmiştir.
Bazı kısımlarda romantizm etkileri görülsede eserde genel olarak realizm hakimdir. TasvirÎer gerçekçidir. Olayların gerçekçi olması ve eserin dil hususiyetleri esere akıcılık sağlamıştır.
Eserde yer yer savaşın ve insanların eleştirisi yapılmıştır. Özlemler, çaresizlikler ulaşılamayan sevgiler ve ölüm yoğun olarak işlenmiş duygulardır.
Teresa eserde sevgiye hasret bir tipi sembolize eder. Baba sevgisinden yoksun annesinin sevgisini onu kaybedeceği günler anlayabilen sevgisiz kalrmş bir tiptir.
Savaşın Terassa üzerindeki etkileri Terassa'nın hisleri romanın genel çerçevesini oluşturmuştur diyebiliriz. Ölüm-yaşam, sevgi-nefret duyguları karşılıklı şekilde işlenmiştir. Bu duyguların karşılıklı işlenmesi savaşın, ölümün ve korkunun etkili bir biçimde aktarımını sağlamıştır.
Eserin sonunda savaşın yıkımına rağmen Teressa'nın umudu, Pablowski'nin umutsuzluğu eserin bitimini oluşturmuştur.
Eser ana fikir olarak; hayat yerinde kımıldamayan bir kayaya benzer. Onu devirdiğinizde artık sağlam olması mümkün değildir.
Ölüm ve Korku Günleri 
Cengiz Dağcı
Gencim , güzelim .Güzel bir kızım adeta. Ve dışarıda beni ölüm bekliyor. Ölüm .Yaşlı ölüm , dünya kadar ihtiyar ve köhne ölüm ;çirkin ve rezil ölüm , beni bekliyor dışarıda
Sayfa 99Kitabı okudu
Biz , Tanrının verdiği nimetlerden yoksun eden kimdir ve nedir ?