Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu

Marcel Danesi

Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu Sözleri ve Alıntıları

Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu sözleri ve alıntılarını, Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu kitap alıntılarını, Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Freud, öpüşmenin çocuklukta, sütten kesildikten sonra ortaya çıkan meme ya da başparmağı emmenin yerini aldığını iddia etmiştir. Bu, meme emmek kadar zevk vermediği için, ergenlikte çocuk annesinin memesinin yerini alması için başka bir insanın dudaklarını bularak devam edecektir.
Hollandalı Rönesans âlimi Daniel Heinsius'un çok doğru bir şekilde belirttiği gibi: "Kılıçla fethedebilirsin ama bir öpücükle fethedilirsin."
Reklam
Matrix (1999) Uyuyan Güzel'in veya masalların yaşama döndüren öpücüğünün, cinsiyet rollerinin tersine döndüğü bilimkurgusal bir versiyonunu içerir. Filmin sonlarına doğru, Trinity (Carrie-Anne Moss) az önce vurularak ölen sevgilisi Neo'yu (Keanu Reeves) bir öpücükle hayata döndürür. Ona şöyle fısıldar: "Neo, artık korkmuyorum. Kâhin bana aşık olacağımı ve sevdiğim adamın seçilmiş kişi olacağını söyledi. Anlıyor musun, ölmüş olamazsın. Ölemezsin çünkü seni seviyorum. Duyuyor musun? Seni seviyorum." Neo'nun hayati belirtileri, masallardaki gibi, Trinity ona "Şimdi ayağa kalk!" dediğinde geri gelir, sarılıp tutkuyla öpüşürler.
Sayfa 137Kitabı okudu
Psikanalist Sigmund Freud için de öpüşmek bir "kalıntı eylem"dir, anne memesi emmeye bilinçsiz bir geri dönüştür. Emmek sadece zevk verici değil aynı zamanda seksüeldir. Bu nedenle Freud, öpüşmenin çocuklukta, sütten kesildikten sonra ortaya çıkan meme ya da baş parmağı emmenin yerini aldığını iddia etmiştir.
Öpücük
Bir kız veya Bir bakirenin üç çeşit öpücüğünü sıralar: göstermelik öpücük (kız sevgilisi ile dudaklarını birleştirir ama kendisi bir şey yapmaz), titreşimli öpücük (kız utangaçlığını biraz kenara bırakarak alt dudağı ile karşılık verir ama üst dudağını kullanmaz), dokunarak öpüşmek (kız sevgilisinin dudaklarına dili ile dokunur, gözlerini kapatır ve ellerini sevgilisinin ellerinin üstüne koyar)
Öpüşmek, çeşitli dinsel geleneklerde önemli roller oynamıştır. Saygı ve tapınma göstergesi olarak bir kutsal kitabı veya ikonayı öpmenin çok eski kökenleri vardır. Musa, çizimlerde On Emir'in yazılı olduğu taş tabletleri öperken resmedilir. Katolikler saygı ve bağlılık göstergesi olarak Papa'nın ayakucunu öperler. Matta ve Markos İncillerinde, Yahuda, İsa'ya bir öpücükle ihanet eder, o zamanların sadakat simgesi bir ikiyüzlülük eylemine dönüşür. Yahudiler ibadet sırasında Kudüs'teki Kutsal Tapınak'ın Batı duvarını öperler; ayrıca Tevrat'ı da öperler. Doğu Ortodoks Hıristiyanları, kilisenin içindeki ikonaları ve kutsanma sırasında rahibin elini öperler. Hindular ise kutsallığını ve saflığını onamak için tapınağın zeminini öperler.
Reklam
Çağdaş dünyada öpüşmek aşırı derecede, belki de insanlık tarihinde de herhangi bir zamanda olduğundan çok daha fazla popüler. Alfred Eisenstaedt'in yakaladığı, bir denizci ile bir hemşire arasında Japonya'nın mağlup edildigi gün Times Square'de yaşanan, Life dergisinde görülen karede olduğu gibi simgeleşmiş öpüşme fotoğraflarını göklere çıkarıyoruz. Gustav Klimt'in aynı adlı eserinde olduğu gibi, sanatsal öpüşmelere hayranlık duyuyoruz. 2000'deki Democratic National Convention sırasında Al ve Tipper Gore arasında yaşanan öpüşmede olduğu gibi beklenmedik öpüşmeleri unutamıyoruz. MTV Müzik Ödülleri unutulmaz bir şekilde Michael Jackson'ın Lisa Marie Presley'yi daha sonra da Madonna'nın Britney Spears ve Christina Aguilera'yı öpüşünü yayınladı. Daha sonra Sacha Baron Cohen bize, karşısına çıkan herkesi öpmeyi başaran, hem öpücüğün alıcılarında hem de izleyicilerinde büyük etki bırakan, Borat karakterini verdi. Bu anlar, belki de ünlülerin, ikonların ve liderlerin bizden pek de farklı olmadıklarını hatırlattıkları için, dünya genelinde yıllar boyunca tartışılacak manşetler oldular. Ten rengimiz, dillerimiz ve geleneklerimiz değişebilir ama dünya genelinde öpüşmek belki de paylaştığımız tek evrensel ve insani adettir.
Ayrıca öpüşmenin, annelerin yavruları için yiyeceği önceden çiğneme eğilimiyle de bağlantılı olabileceği teorisi vardır, bu durumda yiyeceklerini çiğneyip yavrularının ağzını ağızlarıyla beslerler. Bu biraz akla uygundur çünkü ağızdan öpüşmenin hayatta kalmayı garantiye alan, zamanla kültürel uygulamalara ve sembolizme kodlanan bir hareketten kaynaklandığını öne sürer. Peki ama yavrusu için yiyeceğini çiğneyen bir annenin duyduğu sevgiden doğan bir eylem, saf bir romantizm eylemine nasıl dönüşebilir? Bu teoriyi destekleyenler, sevgililer arasında bir tür çiğneme eyleminin, bir zamanlar Orta Avrupa'da, Ziller Valley'de uygulandığını iddia ediyorlar. Bir erkek ve kadın arasında önceden çiğnenmiş maddelerin degiştirilmesi kur yapmanın parçasıydı. Eğer bir kadın topağı kabul ederse, bu eşinin aşkına karşılık verdiği anlamına gelirdi.
Toplumlara özgü olduğu için aşk ritüelleri dışarıdan gelenlere garip görünebilir. Örneğin, Kuzey ülkelerinin, evlenme çağına gelen genç bir kızın kemerine boş bir kılıf taktığı antik gelenegi ele alalım. Eğer bir talip onu beğenirse, bu kılıfa bir bıçak sokardı, kız da bunu nişan simgesi olarak taşırdı. Bu aşikâr fallik sembolizmi nedeniyle bugün bize garip gelebilir ama aslında birlikteliği onaylama için sevgiliye yüzük vermekten pek de farklı değildir. Önemli olan verme eylemidir, verilenin ne olduğu değil.
Genellikle aşk hormonu olarak bilinen oksitosin, içinden çıkılmaz şekilde mahremiyetle ilgilidir ve laboratuvar ortamında aşırı derece de güçlü etkileri olduğu görülmüştür. Mesela, bakire bir farenin beynine enjekte edildiğinde, bu hormon, farenin başka bir farenin yavrularını hemen kendisininmiş gibi benimsemesine neden olur.
Reklam
Öpüşmenin antik kökenleri olduğunu varsayarız çünkü çok yaygın bir hale gelmiş olması gerçeği, bunun belli bir kültür de, belli bir zamanda ortaya çıkan bir eylem değil de, farkında olmadan insan türünün bir parçası olduğuna inanmamıza yol açmıştır. Kirshenbaum'un yazdığı gibi, tahminen, "Doğudan batıya altı milyar insan toplumsal ve romantik bir gelenek olarak düzenli bir şekilde dudaktan dudağa öpüşüyoruz." Bu, bütün insanlıkta var olan bazı antik kur yapma mekanizmalarından çok, teknoloji aracılığıyla bütün dünyaya yayılan popüler Batı kültürünün gücünü gösterir. Dudak teması yorum gerektirir. Bu cinsel olabilir, toplumsal olabilir, kutsal olabilir. Romantik de olabilir. Ancak Ortaçağ'dan önce, öncelikle bu şekilde yorumlandığını gösteren bir kanıt yoktur.
Kadının çift yönlü portresi aslında antik bir portredir, dünya genelinde kültürlerin sembolik ve temsili geleneklerinde görülür. Bir yandan tanrıça ve kahraman kadın efsanelerinin, diğer birçoğunun arasından Lilith, Delilah, Salome ve Truvalı Helen hikayelerinde olduğu gibi, dünyayı karıştıracak cinsel güce sahip olduğunu düşünürüz. Öte yandan, Gaia, Havva ve Meryem Ana hikayelerinde olduğu gibi, kadın mitlerinin dünyaya uyum getirecek duygusal güce sahip olduğunu düşünürüz. Tarih boyunca ve kültürler içinde kadınlar, aslında, tek bedende iki doğaya sahip olarak görülmüşlerdir: "Anne ve melek" karşısında "femme-fatale" veya "dişi şeytan" vardır. İncil bu düalizmi Havva'nın kişiliği (anne) ve Lilith (femme fatale) ile gösterir.
Sayfa 106Kitabı okudu
1999 yapımı film Matrix'in dahice ortaya koyduğu gibi, yeni bir dünya düzeninde yaşıyoruz. İnsanlar iki evrende doğuyorlar: gerçek dünya ve sanal alem. Bahsedilen filmin başkarakteri Neo gibi, biz de artık bilgisayar ekranıyla yaşıyoruz ve gerçekle bağlantımızın büyük bir kısmı, teknik adı bilgisayar teknolojisini tanımlayan devre ağı gibi matrix olan bu ekran tarafından şekilleniyor. Ancak aynı kelime, orijinal Latince kullanımında "rahim" anlamına da geliyor. Filmin şeffaf alt metni, sanal dünyanın ortaya çıkışıyla yeni nesillerin artık iki tür rahimden, biyolojik ve teknolojik rahimlerden, doğduğunu söylüyor.
Sayfa 143
İlginçmiş
Mesela güller ve çikolata metaforik olarak öpüşmenin hayali hoş tadı ve kokusundan kaynaklanan kültürel tomurcuklardır. Bu, Ortaçağ Fransız geleneklerinin de kanıtladığı gibi erken dönemde belli olmuştur. Âşık bir çift, ay, her bir evresinden geçerken, baldan yapılan metheglin (bal likörü) denen bir içki içmek durumundaydı çünkü bunun bağlılık hislerini geliştirmesi bekleniyordu. Sonuç olarak bundan balayı kavramını veya yeni evlilerin yeni attıkları evlilik düğümünü güçlendirmeleri için, metaforik olarak tatlı bir yolla, romantizm dönemi geçirmeleri inancını geliştirdik.
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.