Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Örnek Vaazlar 1-2

Lütfi Şentürk

Örnek Vaazlar 1-2 Sözleri ve Alıntıları

Örnek Vaazlar 1-2 sözleri ve alıntılarını, Örnek Vaazlar 1-2 kitap alıntılarını, Örnek Vaazlar 1-2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İBADET Allah'ın Hakkıdır
-Muaz! Allah'ın kulları üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? dedi Muaz: -Allah ve Rasülü daha iyi bilir, diye cevap verdi. Peygamberimiz: -Allah'a ibadet etmeleri ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır buyurdu Sonra Peygamberimiz tekrar sordu -Allah'a ibadet ettikleri takdirde, kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin? dedi Muaz : -Allah ve Rasûlü daha iyi bilir, demesi üzerine Peygamberimiz: -"Onlara azab etmemektir", buyurdu, İbadet, Allah'ın insanlar üzerindeki hakkı olduğu içindir ki, Allah tan başkasina -kim olursa olsun- ibadet edilmez. Allah'tan başkasına ibadet etmek veya Allah'a yapılan ibadete başkasını ortak kılmak, en büyük günah sayılmış, bundan tövbe etmedikçe Allah Teala'in bu günahı bağışlamayacağı Kur'an-ı kerim'de bildirilmiştir. İbadetle, erginlik çağına gelmiş aklı başında Müslüman olan kadın ve erkekler yükümlüdür. Bu yükümlülük, ölünceye kadar devam eder. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et" buyurulmuştur. İbadetlerin içerisinde namaz, başta gelir. Islam'da beş temel ibadet vardır. Bunlardan birisi namazdır.
Namaz İnsanı İnsan Kılar
Namaz hem bir intizam sağlama yolu, hem de rahatlama amacıyla yapılan bir şükran borcudur Korku halinde kılınırsa umudu, güven halinde kılınırsa neşe ve isteği artırır.
Reklam
İbadetimiz Teşekkürümüzdür Y.D
Yaratıklar içinde üstün bir varlık olan ve akıl gibi üstün yeteneklerle donatılmış bulunan insanın bunca lütuf ve nimetler karşısında duygusuz kalması, bunları kendisine veren Allah'a şükretmemesi nasıl düşünülebilir mi? Kur'an-ı Kerim'de insana verilen bu nimetlerin bir kısmı hatırlatılarak şöyle buyuruluyor: "(O öyle lütufkår) Allah'tır ki, gökleri ve yeri yarattı, gökten suyu indirip onunla rızık olarak size türlü meyveler çıkardı, izni ile denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi, nehirleri de sizin (yararlanmanız) için akıttı Düzenli seyreden güneşi ve ayı size faydalı kıldı, geceyi ve gündüzü de istifadenize verdi. O size istediğiniz her şeyden verdi Allah'ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız Doğrusu insan çok zalim ve nankördür " (İbrahim 32-34) Allah Teala'nın, kendisine bu kadar nimetler verdiği insan, elbette O'na şükretme ihtiyacını duyacaktır İşte bu teşekküre ibadet diyoruz.
İbadetimiz Bizim Yararımız İçindir Allah buna Muhtaç değildir. Y. D
Kur'an- Kerim'de Allah Teala'nın cinleri ve insanları, kendisini tanıyıp O'na ibadet ve kulluk etmeleri için yarattığı bildirilmekte, böyle ibadet ve kulluğun yaranının Allah'a ait olmayıp, yine kulların menfaatleri için olduğuna dikkat çekilerek şöyle buyurulmaktadır: "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum. Şüphesiz rızık veren güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır." Peygamberimiz Efendimiz, Allah'ın yüceliği ve lutfettigi sayısız nimetleri karşısında O'na daha çok teşekkür etme gereğini duyarak geceleri bile kalkar namaz kılar, ibadet ederdi. Hz. Aişe anlatıyor: Peygamberimiz geceleri mübarek ayakları şişinceye kadar ibadet ederdi. Ben kendisine -Ey Allah'in Resûlu, geçmişte işlenmiş ve gelecekte işlenmesi muhtemel bulunan günahlarını Allah Teala bağışladığı halde niçin bu kadar yoruluyorsunuz? dedim. Peygamberimiz: -Ya Aişe, Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı? buyurdu. Peygamberimiz bu sözleri ile bazılarının zannettiği gibi Allah korkusu sebebi ile değil, Allah sevgisi ve zevki ile ibadet ettiğini ifade ediyordu Peygamberimizin namazda en büyük zevki duyduğunu söylemesinin hikmeti bu idi. Hatta o, sabah namazının iki rek'at sünneti hakkında: "O iki rekat bana dünyadaki her şeyden daha çok sevimlidir." demiştir.
İbadet Ahlâkı olgunlaştır ve kötü davranışlardan korur.
İbadet, ruhumuzu yüceltir, gönlümüzü kötü duygu ve düşüncelerden arındırır. Davranışlarımızı düzelterek bizi ahlâken olgunlaştırır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur. "(Ey Muhammed) sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl Çünkü namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir " Ankebut 45. Ayet Meali Gerek bu ayet-ı kerime'de ve gerekse hadisi şeriflerde namazın mutlaka kötülüklerden alıkoyacağı ifade edilmiştir. Elbette günde beş defa Allah'a yönelen kimse O'nu hatırından çıkarmayacaktır. Bir gün O'nun huzuruna gelecek ve dünyada yaptigi her seyin hesabını orada vasıta ve tercüman olmadan bizzat Allah'a vereceğini düşünecektir. Şüphesiz bu duygu, onun ölçülü olmasını ve her işinde dürüst davranmasını sağlayacaktır.
Neden İbadet Ederiz? Hikmeti Nedir
Bu konuda şu hususu vurgulamakta yarar vardır Kur'an-ı Kerim, Allah Teala'nın alemlerden müstağni oldugunu bildiriyor. Bu, Allah Teala hiç bir şeye muhtaç değil demektir. insanların ibadetine de ihtiyacı yoktur.İbadetin hikmet ve faydalarını kavrayamayanlar, daha doğrusu Allah'a ibadet etmenin hazzını duyamayan bazı kimseler: "Allah'ın ibadete ihtiyacımı vardır ki O'na ibadet edelim." derler Evet, Allah'ın ibadetimize ihtiyacı yoktur. Aksine buna muhtaç olan biziz. Çünkü ibadetler her şeyden önce insan hayatını disipline eder İnsanın belli zamanlarda yerine getirmekle yükümlü olduğu ibadetler, insanı dağınıklıktan, başı boşluktan ve sorumsuzluktan kurtarır. her işinde Cenab-ı Hak'ın denetimini gönlünde taşımasını sağlar. Böylece sorumluluk duygusu gelişen kimsenin toplum içindeki davranışları da ölçülü ve düzenli olur. Haksızlıktan ve başkalarını zarara uğratmaktan sakınır Mükafatını Allah'tan umarak herkese elinden geldiğince iyilik yapmaya çalışır. İbadet, insanı Allah'a yaklaştıran ve Allah ile buluşturan en güzel vasıta bir kulun dünyada erişebileceği makamların en yücesidir. Hayatımızın en değerli ve pürüzsüz zamanları ibadetle geçirdiğimiz vakitlerdir. İbadet, ruhumuzu yüceltir, gönlümüzü kötü duygu ve düşüncelerden arındırır. Davranışlarımızı düzelterek bizi ahlâken olgunlaştırır.
Reklam
ibadete ihtiyacımız vardır
"Ey insanlar, sizi ve sizden öncekilen yaratan Rabbinize ibadet edin. Umulur ki böylece korunmuş olursunuz. O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla size besin olsun diye (yerden) çeşitli ürünler çıkardı. Artık bunu bile bile Allah'a ortak koşmayın. İnsarı yoktan var eden ve varlığından haberdar eden Allah Teala, yarattığı insanın kendisini tanımasını ve O'na ibadet etmesini emrediyor. Ancak bu sayede kötülüklerden ve sonuç olarak da Allah'ın azabından korunabileceği bildiriliyor. İbadet: Gönülden ve isteyerek Allah'a yönelmek ve emirlerine itaat etmektir. Kul, kendisini yaratana, lutfettiği sayısız nimetlerden dolayı şükretmek için ibadet eder. Biz insan olarak bize yapılan bir iyilige teşekkür etme ihtiyacı duyarız. Bu, insanın yaratılışında var olan bir özelliktir. Değil insanlar, bazı hayvanlar bile kendilerini yedirip içiren ve barındıran insanlara bağlılık gösterir ve yapılan iyililiğe tavırları ile karşılık vermek isterler.
Din Vazgeçilmez Bir Kurumdur
"Fransız filozoflarından ve meşhur ilahiyat alimlerinden Auguste Sabatier "Dinler Felsefesi" adlı kitabında şöyle diyor: "Ben ne için dinliyim? Sorusunu kendime sorar sormaz şu cevabı alıyorum. Ben dindarım, çünkü başka türlü olmaya muktedir değilim; dindar olmak, varlığım ve benliğim için zorunlu bir ihtiyaçtır. Bana diyorlar
İman İle Amel arasındaki ilişki
İman ve amel, bir bütünü oluşturan parçalar değil, ayrı ayrı şeylerdir. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de ان الذين أمنوا وعملوا الصالحات وأقاموا الصلوة واتوا الزكوة لهم أجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون . "İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya onların mükafatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur,
Her koyun dünyada değil,ahirette kendi bacağından asılacaktır.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْهُمْ ا۪يمَانًا وَعَلٰى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَۚ Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri ürperir; kendilerine O'nun âyetleri okunduğunda (bu, onların) îmanlarını artırır ve (onlar yalnız) Rablerine tevekkül ederler. [Enfal/2]
وَقَالُوا مَا هِيَ اِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا يُهْلِكُنَٓا اِلَّا الدَّهْرُۚ وَمَا لَهُمْ بِذٰلِكَ مِنْ عِلْمٍۚ اِنْ هُمْ اِلَّا يَظُنُّونَ Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder. Bu hususta onların hiçbir bilgisi de yoktur. Onlar sadece zanna göre hüküm veriyorlar.  {Casiye/24} Fakat âyet-i kerimede ifade buyurulan onların bu sözleri, ruhlarının bu konudaki isteklerine ve gerçeklere aykırı düşüyor. Çünkü ruh bu sözlerle tatmin olmuyor, o , ebedi hayat istiyor.