Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı

İlber Ortaylı

En Eski Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı sözleri ve alıntılarını, en eski Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Roma Tarihçiliği
Yunan tarihçiliğinin tersine Roma tarihçiliğinde belli bir ölçüde mitos vardır. Titus Livius bundan vazgeçmez; çünkü kaleme aldığı Roma’nın tarihi, zaten “ab urbe condita” yani “şehrin kuruluşundan itibaren” unvanıyla başlar ve efsanelerle iç içe gider. Bu çok enteresan bir şey, yani bir tarihî zaman vardır; bir efsanevî zaman; tarihi yazarken,
Roma tarihçiliğinde bir patriotizm, ama bir Roma bencilliği kendini öne koyma üslûbu, hakikaten bir Res gestae havası vardır ve bu anlamda hakikaten Roma tarihçiliği büyüktür. Meselâ Vergilius’un Aeneis’i İlyada ve Odysseia’nın Roma versiyonudur; fakat katiyen kaba taklid değildir; çünkü içinde Homeros’un İlyada’sından pasajlar da tam tercüme hâlinde yer alır. Demek ki bu intihal değildir, bu zikirde bir şan vardır, saygı vardır. İddiasına göre Roma Patricileri Troya’dan gelenlerin soyudur; yani Latin için Yunanlılar çok önemlidir. Ama kendileri Yunanlıya karşı olan bir soydandır. Yunanlılar sanatların, edebiyatın, felsefenin babasıdırlar ve bir Romalı iyi Yunanca bilir. Vergilius bunu şöyle söyler: “Yunanlılar edebiyatı, ama Romalılar askerliği ve savaşı severler,” bununla da övünür; yani âdeta “sen ey Romalı, milletlerin imparatorluğunu yöneteceksin. Hatırla bunu. Ezdiklerine, sana mahkûm olanlara esirgeyici davranmalısın ve küstahları ezmelisin,” der. Nitekim Yunanlının “barbar” deyimini Yunanlı anlamında kullanmadığı hâlde, tahkirane “barbarus superbus-küstah barbar” gibi kullanan Romalıdır. Roma’nın misyonu bu. Edebiyatta var olan bu bakış tarihçilikte de söz konusudur.
Reklam
Roma mülkünün Yunanlısı ve Yunanca konuşanı da Romalıya benzemekte gecikmedi ve o kazanda eridi. Yunanlılık imparatorluğun doğusunda âdeta koïne dediğimiz orta Yunancaya münhasır kaldı. Roma kendi dünya görüşünü Yunanlılığa içirdi ve Yunanlılar klasik düşünce ve geleneklerinden taviz verdiler. 3. asırda tüm Roma tarihini Yunanca olarak kaleme alan Nicealı (İznik) Dio Cassius’ta bunu görmek mümkün. Çoğu zaman kendi klasik filozof ve tarihçilerini bile doğru dürüst tanımayan bir Yunanlı muhitte, filozof Plotinus (204-269) ne kadar klasik Yunanlı babalara sadık bir Yunanlı filozof olarak kalabilmişse (!) bu yeni Romalı-Yunanlıların da Thukydides geleneğine sadakatleri o kadardır. Dio Cassius’tan başka bir Suriyeli Herodian aynı şekilde bu yeniçağın çizgileri ile yazdı. Milâdî 180-238 yılları arasını, Herodian Roma annalleri biçiminde, ama renkli çizgiler ve ahlâkî nesir olarak kaleme aldı. Roma halkının Şark’taki olaylarını; Milâdî 36-378 arası itibariyle kaleme alan geç antik devir tarihçisi, Antakyalı subay Ammianus Marcellinus’tan öğreniyoruz.
Roma tarihçiliğinin çok enteresan başka bir safhası daha vardır. Yunanlılar bunu çok iyi başaramamışlardır. Romalılar bir estetika’dan, ideal estetikten, ideal çizimden çok, realist çizimi tercih eden insanlardır. Herhangi bir Yunan heykeline baktığınız zaman orada bir güzellik, ideal bir güzelliğin sentezi söz konusudur. Myron, Diskophol’u yapar, o ideal bir erkek atlet vücududur veya Praxiteles, Knidos Afroditi’ni yapar, o ideal bir kadın vücududur. Bütün ölçüleri birbirine uyar; belki dünyada öyle kadın vücudu yok. Roma’da bu yoktur; Romalılar realist insanlardır, fotoğraf gibi portre yaparlar: Konsüllerin portrelerine bakın, yüzündeki çıbanı, karga burnu, kalın burnu, bazen patlak gözleri, vücutta nisbetsizlik varsa onu görürsünüz. Romalı bu realizmini tarihî portreleri tasvir ederken de yansıtır.
Cornelius Tacitius (MS 56-117) Germania’yı2 anlattığı zaman Germenlerin yaşayış biçimini tarafsız ve can alıcı yönleriyle nakleder ve bu ırkı tarih sahnesine çıkarır. Roma tarihinin en önemli özelliği budur: Birtakım kavimleri tarih sahnesine çıkarmak. Britanya var, Galya var, Germania var. Biz bu kavimlerin hiçbirini tanıyamazdık. Tanıyacak hiçbir malzeme de yok. Vaktaki Romalılar şan ve şerefle bu bölgeleri ele geçirmişlerdir, onların tuttukları kayıtlarla tarihe girmektedirler.
Roma annalleri (yıllık) sayesinde. Batı Avrupa tarih konusu oluyor
Reklam
197 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.