Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Klasik Çağında Hanedan Devlet ve Toplum

Feridun M. Emecen

En Beğenilen Osmanlı Klasik Çağında Hanedan Devlet ve Toplum Gönderileri

En Beğenilen Osmanlı Klasik Çağında Hanedan Devlet ve Toplum kitaplarını, en beğenilen Osmanlı Klasik Çağında Hanedan Devlet ve Toplum sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Osmanlı Klasik Çağında Hanedan Devlet ve Toplum yazarlarını, en beğenilen Osmanlı Klasik Çağında Hanedan Devlet ve Toplum yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Merkezi idarede askeri kesim ve yüksek dereceli idarecilerin desteği de son derece belirleyici idi.
Reklam
Bütün bunlar hanedanın başı olarak padişahın tebaasıyla olan mesafesinde, mesela cuma ve vakit namazlarını cemaatle eda etmek, sık sık tebdile çıkmak, asayiş kontrollerini takip etmek, yangınların söndürülüşlerine nezarette bulunmak vb. gibi sosyal boyutlu unsurların daha da belirginleşmesine vesile oldu. Askeri imajın terki ve yeni unsurların tebarüzü, dönemin ıslahat yazarlarının söylediklerinin aksine Osmanlı hanedanına yeni bir imaj kazandırmaya yönelikti, böylece tebaanın nazarında hanedan erişilmez yüce bir mevkide mutlak itaat edilmesi gereken bir vasfı daha kuvvetli bir şekilde sağlamış olacaktı ve onların bağlılığını daha da teyid edecekti. Dikkat çekici olan taraf önemli sosyal meselelerin yaşandığı, Celâli isyanlarının patlak verdiği, asi paşaların birbirini izlediği bir dönemde bile belki de bu yeni imaj sayesinde hanedanın bizatihi kendisine müteveccih herhangi bir ciddi tehdit olmamasıdır. İstanbul'a kadar yaklaşan bazı namlı Celâli reisleri bile hanedanı münezzeh tutarak hedeflerinin padişah değil vezir, veziriazam vb. idareciler olduklarını söylemekte idiler.
XVII. yüzyıl Osmanlı veraset sistemi bakımından önemli gelişmelerin başlangıcını oluşturmuştur. Osmanlı sisteminde yaşanan bunalımdan yakınan ve kendi dönemlerindeki mühim gelişmelerin farkında olmayan XVII. asrın ıslahat yazarları, Sultan Süleyman devrini idealize ederek kendi dönemleri için bir model olarak gösterme eğilimindedirler ve padişahların sefere katılmamalarını tenkit ederler. Fakat bunlar hanedanın mutlak hakimiyetine yönelik eleştiriler boyutunu hiçbir zaman kazanmamıştır. Bununla beraber hanedanın üyeleri de artık sancaktan gelerek saltanat makamına çıkmıyorlar, seferlere gitmiyorlar ve kendilerini bu "şahane yalnızlık" içerisine hapsetmiş bulunuyorlardı. Aslında bu hadise onların aktif askeri imajlarındaki yeni bir değişimi göstermekteydi. Yani başarısızlık durumunda hanedan için artık oldukça riskli olan askeri liderlik imajının bir meşruiyet aracı olarak kullanılması dönemi bir bakıma sona ermişti. Ancak özellikle ulema çevrelerinde ve onların etkilediği asker ve halk tabanında -büyük isyanlarla kendisini gösterecek raddelerde - bütünüyle unutulmuş da değildi. Genel seyir itibarıyla hanedan açısından artık ihtisaslaşmış bürokrasinin elemanları önem kazanmıştı. Kalemiye ricalinin ön plana çıkıp "vekil-i mutlak" durumuna gelmesi, hanedanın meşruiyet araçlarını da değiştirdi.
Bu dönemde İstanbul'da sivil bir güç olarak bazı vüzera aileleri de halkın nazarından uzakta değildi. Özellikle uzun savaşlar döneminde askeri güce duyulan ihtiyaç, gerek taşrada ve gerekse İstanbul'da zengin ailelerin kendi besleyecekleri askerlerle savaşlara katılmaları yolunu açtığından bunlar giderek devlet nezdinde kazandıkları bu
Batıda ise 1593'te başlayan ve on dört yıl süren uzun savaş, sınırlarda çok önemli değişiklikler yapmamak ve 1596'da Haçova'da önemli bir savaş kazanılmış olmakla birlikte Osmanlı askeri teşkilatının teknik yetersizliklerini açık olarak gözler önüne serdi. Osmanlıların karşısında artık daha organize ve güçlü müttefik ordular vardı.
Sayfa 29
Reklam
Nitekim bundan sonraki Osmanlı hedefini, Ümit Burnu'nu dolaşıp Hindistan'a ulaşan, Kızıldeniz, Arap Yarımadası'nı tehdit altında tutan Portekizlilere karşı âciz duruma düşmüş, iktisadi önemi çok büyük, Mısır ve civarına hakim Memlükler teşkil etti. Osmanlılar girişmeyi düşündükleri bu seferin meşru zeminini yine İslâmı her türlü tehditten koruma görevlerine yüklediler. Portekiz tehdidine karşı İslâmın mukaddes yerlerini koruyamayan, halka zulme müsaade eden bir müslüman idarenin ortadan kaldırılması şer'i hukuka uygun bir hareket olarak yorumlandı ve ilan edildi. Böylece girişilen sefer sonucu önce Mercidabık'ta (1516), sonra da Ridaniye'de (1517) yapılan iki savaşla Memlükler tarih sahnesinden silindi.
Sayfa 25
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.