Bir sosyalistle arkadaş oldum ve sadece o mutlu olsun diye işçiler için daha güzel bir hayat istedim. Bir milliyetçiyle arkadaş oldum ve onun bütün dünya Türklerini aynı bayrak altında toplamaya çok ihtiyacı olduğunu görünce, bunu da çok istedim. Bir liberalle arkadaş oldum ve onun kendini bütün otoritelerin dışında ve bütün sorumluluklardan muaf görmesine hayran oldum. Dindar bir arkadaşım oldu ve beni hiç dinle buluşturmak için uğraşmadı, onun yeni bir din kurup o dinin peygamberi olmasını istedim.
Gözlerimin içine kızgın ve kırgın bir şekilde bakan ve ümitle cevap vermemi isteyen bu kız, beraber dünyayı değiştirebileceğimize inanıyordu; ben ise ne kendimin ne dünyanın değişmeyeceğini biliyordum...
Ne kadar geriye gidersem gideyim, ne kadar ince ayrıntılarla uğraşırsam uğraşayım Şebnem'i kendimden ayrıştıramadım. Ondan farklı bir tarih ve toplum içerisinde kendimi kurgulayamadım, ona bir türlü yabancılaşamadım.