Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Niteliksel İdeoloji İncelemeleri

Otoritaryen Kişilik Üstüne

Theodor W. Adorno

Otoritaryen Kişilik Üstüne Gönderileri

Otoritaryen Kişilik Üstüne kitaplarını, Otoritaryen Kişilik Üstüne sözleri ve alıntılarını, Otoritaryen Kişilik Üstüne yazarlarını, Otoritaryen Kişilik Üstüne yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şuna da değinmek gerekir: Yahudilerin ‘her yerde olduğu’ iddiası. ‘Her yerde olma’ bazen ‘her şeye kadir olma’nın yerini almaktadır. Bunun nedeni belki de, ortada gerçek bir ‘Yahudi yönetimi’ görülmediği için, imgesinin yönlendirdiği öznenin bu ‘her yerdeki gizemli tehlike’ düşüncesinde kendi güç fantezisine farklı bir çıkış kapısı aramak zorunda kalmasıdır.
Yahudi sorunu hakkında görüşleriniz?
“Esasında onlar sorunu olmayacak kadar kurnaz. İş hayatında iyiler. Özellikle de sinema sanayiinde çok etkili olduklarına inanıyorum. Neredeyse işittiğiniz tek şey, Yahudilere yardım edin, Yahudilere yardım edin. Öteki ırklara ya da milliyetlere yardım konusunda hiçbir şey işitemezsiniz.”
Reklam
Bir Yahudiyi başka insanlardan ayırt edebilir misiniz? Nasıl?
Potansiyel faşist birey mevcutsa, o kesin olarak nasıl biridir? Böyle birinin içindeki düzenleyici güçler nelerdir?
Siyaset Psikolojisi
Bir bireyin politik, ekonomik ve toplum­sal inançlan, adeta bir 'zihniyet'le ya da 'tin'le bağlanmışça­sına, geniş ve kaynaşmış bir model oluşturur ve bu model, onun kişiliğinde derinde yatan eğilimlerin bir ifadesidir." Asıl ilgi, 'potansiyel faşist' bireye, yani yapısı gereği antide­mokratik propagandaya özellikle açık kişiye yöneliyor. Bu propagandaya duyarlı insanların birçok ortak özelliğinin bu­lunduğu, araştırmanın başlıca bulgulanndan biri. "Potansiyel faşist birey mevcutsa, o kesin olarak nasıl biridir? Antidemokratik düşünceyi oluşturan şey nedir? Böyle birinin içindeki düzenleyici güçler nelerdir? Bu birey mevcutsa, gelişme tarzı ve bu gelişmeyi belirleyen etkenler neler­dir?"
Politik cehaletin iki yönü   vurgulabilir . Bunlardan birincisi, günümüzde “ akıllı” olmak büyük ölçüde kendine bakma, kendi avantajlarını gözetme anlamına gelirken, Veblen’in sözleriyle “boş merak”a  engel olunmasıdır. Bununla birlikte, ekonomik ve politik konuların özel varoluşla ilgisi şimdi bile nüfus için büyük ölçüde gizli kaldığından, insanlar görünüşte kendi yazgılarıyla pek ilgisi olmayan ve, belli belirsiz farkında oldukları gibi, üstünde pek fazla etkiye de sahip bulunmadıkları şeylerle canlarini sıkmıyorlar. Cehaletin burada vurgulamamız gereken ikinci yönü, daha psikolojik bir niteliktedir . Radyo, basın ve filmlerin yaydığı  diğer enformasyon gibi, politik haber ve yorumlar da genelde boş zaman sırasında Özümsenir  ve belli bir şekilde” eğlence” çerçevesine girer. Siyaset daha çok, kişinin üretim sürecine katılımıyla doğrudan ilgili bir şey olarak değil de , spor ya da filmler gibi görülür.
Reklam
Politik eğitim yokluğu ile, nüfusa sel gibi akıtılan ve gerçekte ya da kurgusal olarak böyle bir eğitimi varsayan politik haber bolluğu arasındaki uyuşmazlık, bu genel koşulun bir çok yönünden yalnızca biridir.
Kişiselleştirmenin son bir yönü daha anılabilir. Biriyle ilgili bir şeyler bilmek, gerçekte konunun içine girmeksizin” bilgili” gibi gözükmeye yardımcı olur: isimlerden söz etmek, sorunlardan söz etmekten daha kolaydır. Ayrıca isimler, gündemdeki bütün konular için özdeşleşme işareti olarak kabul edilir.
Sahte Tutuculuğa denk düşen psikolojik yapı, bilinçdışı alandaki şiddet, anarşik etkiler ve kaotik yıkıcılıkla birlikte, ego düzeyindeki uzlaşmacılık ve otoriteryen itaatkarlıktır.
Sahte tutucu zihniyetin-yaygın ve yarı bilinçli bir şekilde-uğurunda çabaladığı erek , ekonomik bakımdan en güçlü olan grubun diktatöryasını kurmaktır. Buna bir kitle hareketi aracılığıyla, “küçük adam” denilenlere (yani, hala kendi statülerine ve varsayımsal bağımsızlıklarına sarılan, orta ve alt-orta sınıfların endişeli üyelerine) eğer doğru insanlarla zamanında birleşirlerse güvence ve ayrıcalıklar vadeden bir kitle hareketi aracılığıyla ulaşılacaktır. Bu istek bütün sahte tutucu ideolojide yankılanır.
Reklam
Parti hiyerarşisi ile ilgili her türlü eleştiri ve mizahın kulaktan kulağa dolaştığı, ama hitler’in bu tür eleştiriden büyük ölçüde muaf gözüktüğü Nazi Almanyası’ndaki deneyime uygundur. Nazi Almanyası’nda şu yorum sık sık  işitilmekteydi:” Führer bu yapılanları bilmiyor”-toplama kampları söz konusu olduğunda bile.
Amerikan tarzı ütopya hala, yoksulluğun olmadığı bir dünyadan çok , demir yolları kralı durumuna gelen boyacı oğlan Ütopyası gibiydi. kısıtsız mutluluk düşü kendi Barınağını-denebilir ki, biricik Barınağını-birey tarafından edinilecek sonsuz zenginliği ilişkin çocuksu fantezi bulmuştur.  Bu düşün statüko lehine işlediğini; bireyin bir para babasıyla-kendisinin de bir para babası olma şansına sahip olması anlamında-Özdeşleştirilmesinin-büyük iş dünyasının denetimini sürdürmeye yardımcı olduğunu söylemek bile gereksiz.
Din, nesnel Doğruluğu nedeniyle değil, başka araçlarla da ulaşılabilecek erekleri gerçekleştirme bakımından taşıdığı değer dolayısıyla kabul edilir. Bu tutum, faşist hareketleri izleyenlerin zihniyetinin karakteristiği olan , boyun eğme ve kendi yargısından vazgeçme genel eğilim ile aynı çizgiye düşmektedir. Bir ideolojinin kabullenilmesi, onun içeriğini anlamaya ya da bu içeriğe inanmaya değil, ondan elde edilebilecek dolaysız yarara ya da keyfi kararlara dayandırılır.
“Man kann nur für eine Idee sterben,die man nicht versteht.”(insan ancak anlamadığı bir fikir uğruna ölebilir .) Hitler
Psikolojik bakımdan, faşist hiyerarşiler büyük ölçüde, ruhani hiyerarşilerin lâikleştirilmişleri ve ikameleri olarak işlev görebilir.
130 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.