Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hiyerarşinin Ortaya Çıkışı Ve Çözülüşü

Özgürlüğün Ekolojisi

Murray Bookchin

Özgürlüğün Ekolojisi Sözleri ve Alıntıları

Özgürlüğün Ekolojisi sözleri ve alıntılarını, Özgürlüğün Ekolojisi kitap alıntılarını, Özgürlüğün Ekolojisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yazı öncesi kültürlerdeki insanlar, kendilerini "yaradılışın efendisi" olarak değil, doğal dünyanın parçası olarak görüyorlardı. Ne doğanın üzerinde ne de aşağısındaydılar, doğanın içindeydiler.
Hiyerarşik bir zihniyet, hayatın hazlarından vazgeçilmesini teşvik eder. "Aşağı" olanların ağır iş yapmasını, suçluluk duymasını ve fedakârlık yapmasını; onlara "üstün" olanlarınsa haz duymasını ve neredeyse bütün kaprislerini cömert biçimde doyuma ulaştırmasını haklı gösterir.
Reklam
Hiyerarşi, sınıf ve nihayetinde devlet, insan ruhunun derinliklerine nüfuz ederek orada zorlama ve kısıtlamanın düşünceye dayanmayan içsel iktidarını kurarlar.
Klasik demokrasi, günümüzde genellikle halk tarafından yetkilendirilen seçkinler saltanatını ifade eder görünüyor. Rakip seçkinler, egemenliği kendisi yönetecek tiranın seçilmesine katılmak gibi acınası bir hakka indirgenmiş olan bir halkın desteğine sahip olmak için birbirleriyle yarışıyor.
Simone de Beauvior'un bir nesil önce vurguladığı gibi, patriarkal ahlâk kadını yalnızca karşı gelinmesi, olumsuzlanması ve kontrol altına alınması gereken Hegelci bir Ötekiye indirgemez; bu ahlak, aynı zamanda bu ötekiliği kadının öğrenme arzusuna, irdeleyici öznelliğine ve merakına yönelen belirli bir nefret biçiminde ayrıntılandırır. Erkek, kadının "kendi başına bir varlık" olduğunu redederken bile; Havva'yı şeytana uymasından, Pandorayı kötülüklerin kutusunu açmaya cüret etmesinden, Circeyi de olayları önceden görme gücünden dolayı lanetleyerek kadının varlığını doğrular. Aşağılık ve eksiklik duygusu, yeni ortaya çıkan eril ahlâkın her yönüne damgasını vurur: Her yerde bolca kötülük vardır, haz ve duyular yanıltıcıdır ve doğanın " uygarlığı" yeniden ele geçirmemesi için kosmos'u her daim kendi içine çekme tehdidinde bulunan kaos sürekli biçiminde engellenmelidir. İronik bir biçimde, burada kadının öznelliğinin reddi değil, kadının gizli güçlerinden ve bunların toplumsal yaşama yeniden sirayet etme ihtimalinden duyulan feci bir korku söz konusudur.
Simone de Beauvior'un bir nesil önce vurguladığı gibi, patriarkal ahlâk kadını yalnızca karşı gelinmesi, olumsuzlanması ve kontrol altına alınması gereken Hegelci bir Öteki'ye indirgemez; bu ahlâk, aynı zamanda bu ötekiliği kadının öğrenme arzusuna, irdeleyici öznelliğine ve merakına yönelen belirli bir nefret biçiminde ayrıntılandırır.
Reklam
İnsanın doğaya hakim olma anlayışı, tam da insanın insan üzerindeki gerçek tahakkümünden kaynaklanır.
Çağımızda radikallerin yeterince değerlendiremedikleri en zorlayıcı gerçek olgu belki de kapitalizmin bu gün yalnızca bir ekonomi olmayıp bir topluma dönüşmüş olmasıdır.
Hiyerarşik bir zihniyet, hayatın hazlarından vazgeçilmesini teş­vik eder. "Aşağı" olanların ağır iş yapmasını, suçluluk duymasını ve fedakarlık yapmasını; onlara "üstün" olanlarınsa haz duymasını ve ne­redeyse bütün kaprislerini cömert biçimde doyuma ulaştırmasını hak­lı gösterir.
Potansiyel olarak çok önemli bir kamusal yaşam biçimi oluşturan özgürlükçü yerel yönetimcilik, kentlerde Orta Çağdan ondokuzuncu yüzyıla kadar süren uzun bir tarihsel geçmişe sahiptir. Yerel yönetim­ler, ortaya çıkmakta olan merkezi ulus devletlere karşı dengeleyici bir güç oluşturmak için değişen ölçülerde demokrasi ile uygulamaya kon­muştur. Bugün özgürlükçü yerel yönetimcilik, Eski Yunan'daki politi­ka sözcüğünün orijinal anlamını -gerçek anlamda katılımcı, demokra­tik bir kurumlar topluluğu aracılığıyla polis işlerinin yönetimi- geri ka­zanmayı ve ona işlerlik kazandırmayı amaçlamaktadır.
Reklam
Işıkta belirir Hakikat, İktidarda Yalan hüküm sürer Görmek bunların olduğunu, her saatime ıstırap musallat eder Bilgi gelip ne diye deva olamazsın da yaralarsın? Ben ki peşinden koşmadım, sen beni çağırdın. Ne zaman ki artar bilgi, işte o zaman acılar katlanır.......
Sayfa 292 - SÜMER
Toplumsal gelişimin ancak doğal gelişimin zararına gerçekleşebileceğini varsaydık; gelişimi, toplumu ve doğayı bir arada barındıran bir bütünlük olarak algılamadık. Bu açıdan biz kendimizin en kötü düşmanı olduk; yalnız nesnel olarak değil, aynı zamanda öznel olarak da.
İnsanın insana tahakkümüyle doğa üzerinde hakimiyet arasındaki yakın ilişki, yalnızca kendi içinde tahakküm kavramında son bulmakla kalmaz; en çarpıcı özelliği insanların bir zamanlar o kadar saygı gösterdikleri organik doğanın yerini alan doğanın hakim türüdür; inorganik bir doğa. Kendimizi hiç bir zaman doğadan ayıramayız; kendimizi kendi iç organlarımızdan ayıramayacağımız gibi.
Sayfa 238 - pdfKitabı okudu
Bu durumda devrimin önündeki görev yalnızca devleti parçalayıp 'idareyi' özgürlükçü çizgilerde yeniden kurmak değildir; aynı zamanda mevcut haliyle toplumu parça parça etmesi ve insanın beraber çalışmasını, yeni komünal çizgilerde yeniden kurması gerekir. Devrimci hareketin şu anda karşısında duran sorunlar yalnızca topluma yeniden sahip çıkmak değil, harfi harfine onu yeniden oluşturmaktır.
Sayfa 226 - pdfKitabı okudu
Toplumsal meseleleri tartışırken insanlık ,biz insanlar gibi genel anlamlı kelimelerin bütünüyle biyolojik bir anlamda kullanılması tamamen yanıltıcı olacaktır .Kuşkusuz insanlar memeli bir tür olmaları açısından ayılar ,kurtlar ya da çakallardan farksızdır ;ancak ikinci doğanın insanlar arasında yarattığı hiyerarşileri ve sınıf ayrımlarını göz ardı etmek ,insanlığın hiçbir suretle ulaşamadığı bir ortaklık yanılsaması yaratmak anlamına gelir .
435 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.