Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Paranın Yükselişi Dünyanın Finansal Tarihi

Niall Ferguson

Paranın Yükselişi Dünyanın Finansal Tarihi Gönderileri

Paranın Yükselişi Dünyanın Finansal Tarihi kitaplarını, Paranın Yükselişi Dünyanın Finansal Tarihi sözleri ve alıntılarını, Paranın Yükselişi Dünyanın Finansal Tarihi yazarlarını, Paranın Yükselişi Dünyanın Finansal Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
319 syf.
·
Puan vermedi
Borç almak ve vermek, işte tüm mesele bu
Uzak ve yakın tarihten örnekler veren kitabı okuduktan sonra şuna kanaat getirdim: Ekonomi, borç para bulmak ve bunu geri ödemek mekanizması üzerine kurulu. Tarihin her döneminde de böyle olmuş. Borç para alma ve geri ödeme döngüsü, bugünkü medeniyetimizin temellerinden biri. Borç para vermek işini bir zaman Yahudiler, tefeci olarak, üzerlerine
Paranın Yükselişi Dünyanın Finansal Tarihi
Paranın Yükselişi Dünyanın Finansal TarihiNiall Ferguson · Yapı Kredi Yayınları · 2012137 okunma
Eğer sevilebilir biri olamayı başaramıyorsanız, korkulabilir olun" diye nasihat etmişti.
Reklam
319 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kesinlikle okunmalı
Finansal piyasaların işleyiş mekanizmasının sade ancak uçtan uca yer aldığı roman akıcılığında bir eser. Finansa ilgi duyan ya da meslek olarak bu kulvarda olmayı düşünenlerin mutlak okuması gerekir diye düşünüyorum.
Paranın Yükselişi Dünyanın Finansal Tarihi
Paranın Yükselişi Dünyanın Finansal TarihiNiall Ferguson · Yapı Kredi Yayınları · 2012137 okunma
Eğer hiperenflasyon sadece, dünya savaşlarını kaybetmenin bir sonucu olsaydı, onu anlamak daha kolay olurdu. Fakat o, bir bilmece gibi. Yakın geçmişte birkaç ülke, dünya savaşlarına nazaran daha önemsiz felaketlerin sonucu olarak, faiz ödemelerini durdurmak yoluyla doğrudan ya da borçlandıkları para biriminin değerini düşürerek dolaylı olarak borçlanmadan doğan yükümlülüklerini yerine getirememe durumunda kaldılar. Hiperenflasyon hortlağı neden küresel çatışmalarla birlikte ortadan yok olmadı?
Sayfa 90 - 1. baskı - Ekim 2011
Halbuki dört yıl önce enflasyonun olumsuz sonuçlarını çok etkili bir şekilde anlatan yine kendisiydi: "Hükümetler devam eden bir enflasyon sürecinde, vatandaşlarının sahip olduğu varlıkların önemli bir kısmına gizlice ve fark ettirmeden el koyabilir. Bu metotla yalnızca el koymazlar, keyfi olarak el koyarlar; ve süreç birçoklarını fakirleştirirken, bazılarını da zenginleştirir. Varlığın yeniden dağıtımındaki gelişigüzel manzara varolan servet dağılımının güvenliğini olduğu kadar o dağılıma olan güveni de sarsar. Sistem tarafından başlarına talih kuşu kondurulanlar... "vurguncu" olurlar ve enflasyonun en az proleterya kadar fakirleştirdiği burjuvazi onlardan nefret eder. Enflasyon sürdükçe... kapitalizmin temel taşlarını oluşturan, borç verenler ve borç alanlar arasındaki ilişki düzensizleşip bir şey ifade etmemeye başlar..."* *John Maynard Keynes, The Economic Consequences of the Peace, (Londra, 1919), s. 220-33.
Sayfa 89 - 1. baskı - Ekim 2011
Milton Friedman'ın dediği gibi enflasyon parasal bir hadisedir. Ama bir ülkenin ekonomi politiğinde ciddi bir bozukluk olmaksızın ortaya çıkamayacağı için hiperenflasyon, her zaman ve her yerde siyasi bir hadisedir. İç ve dış borç verenlerin, Almanya'nın savaş sonrası azalan milli geliri üzerinde birbiriyle çatışan taleplerini daha az yıkımla
Sayfa 88 - 1. baskı - Ekim 2011
Reklam
1923'teki hiperenflasyonu sadece Versay Antlaşması'nın bir sonucu olarak görmek yanlış olur. Almanlar tabii ki olayı böyle görmeyi tercih ediyor, savaş sonrası dönemde, savaş tazminatı yükünün sürdürülemez bir cari açığa yol açtığını, bu açığı finanse etmek için mark basmaktan başka seçenek olmadığını ve enflasyonun markın değer yitirmesinin direkt sonucu olduğunu savlıyorlardı. Bu açıklamaların tümü parasal krizin ülke içi politikalarda aranması gereken köklerini görmezden geliyordu. Weimar vergi sistemi sadece vergi ödemeyi reddeden üst gelir grupları arasında yeni rejime karşı güvensizlik olması nedeniyle değil, aynı zamanda kamu kaynakları dikkatsizce harcandığı, özellikle de kamuda faaliyet gösteren sendikalarla cömert maaş artışları yönünde varılan anlaşmalarda kullanıldığı için çatırdamaktaydı. Yetersiz vergilendirme ve aşırı harcamanın bir araya gelmesi 1919 ve 1920 yıllarında, henüz galip devletler tazminat tutarını belirtmemişken, net milli hasılanın yüzde 10'unu aşan inanılmaz açıkların doğmasına yol açtı.
Sayfa 87 - 1. baskı - Ekim 2011
Tek başına para teorisi, enflasyon sürecinin neden bazı ülkelerde diğerlerine göre daha hızlı ve ileriye gittiğini açıklamaya yeterli değildir. Para teorisi enflasyonun sonuçlarının birbirinden bu kadar farklı olabilmesini de açıklayamaz.
Sayfa 85 - 1. baskı - Ekim 2011
Milton Friedman meşhur tanımında "Enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir hadisedir çünkü ortaya çıkması için para miktarının üretimden daha hızlı artıyor olması gerekir" diye yazmıştı.
Sayfa 85 - 1. baskı - Ekim 2011
Rothschildler altınlarını tahvil piyasasında büyük miktarda ve riskli bir hareket için kullanabilirdi. 20 Temmuz 1815'te the London Courier'ın akşam baskısı Nathan'ın "büyük miktarda hisse" yani Britanya devlet tahvili aldığını duyurdu. Nathan'ın kumarı Britanya·nın Waterloo'daki zaferinin ve devlet borçlanmasında azalma beklentisinin Britanya tahvillerinin fiyatını hızla yükselteceği üzerine kuruluydu. Nathan daha fazla tahvil aldı ve consol'ların fiyatı artmaya başlayınca alımlara devam etti. Kardeşlerinin ümitsiz kar realizasyonu taleplerine rağmen Nathan bir sene daha sabretti. En sonunda, 1817'de, tahvil fiyatları yüzde 40'tan fazla yükselmişken tahvilleri sattı. Ekonomik büyüme ve enflasyonun poundun satın alma gücündeki etkisini hesaba katarsak Nathan'ın karı bugünün parasıyla 600 milyon pound civarındaydı. Nathan'ın Napoleon'un askeri yenilgisinin pençesinden kaptığı finansal zafer, finans tarihindeki en gözü pek ticari kararlardan biriydi. Yenen ve mağlup olan arasındaki benzerlik çağdaşları nazarında ortadan kalkmamıştı.
Sayfa 72 - 1. baskı - Ekim 2011
Reklam
Paranın, altın standardının uygulandığı dönemdeki değerini yitirmesinde şaşılacak bir şey olmasa gerek. Dolar banknotu bugünkü tasarımına 1957'de kavuştu. O günden bugüne, tüketici fiyatları endeksi ile kıyaslandığından, doların alım gücü inanılmaz bir oranda, yüzde 87 düştü.
Sayfa 55 - 1. baskı - Ekim 2011
Döviz kurlarındaki istikrar ticaret alanında fiyatların öngörülebilir olmasını sağlar ve işlem maliyetlerini düşürürken, fiyatlardaki uzun vadeli istikrar enflasyonist beklentiler için bir çıpa vazifesi görüyordu. Altında kalmak, borçlanmak isteyen ülkeleri ihtiyatlı maliye ve para politikaları izlemeye yönelteceğinden borçlanma maliyetlerini de azaltabilirdi. Para birimlerini tek bir metayı esas alan bir standarda ya da başka bir para birimine bağlamanın zor tarafı, siyasileri serbest sermaye dolaşımıyla bağımsız ulusal bir para politikası arasında seçim yapmak zorunda bırakmasıdır. İkisine bir arada sahip olamazlar. Merkez bankası kendi para biriminin değerini çıpa olarak kullandığı para birimi karşısında korumak isteyeceği için, döviz çıpası kısa vadeli faiz oranlarındaki değişkenliğin (volatility) artmasına yol açabilir.
Sayfa 52 - 1. baskı - Ekim 2011
Başbakan Sir Robert Peel bu düzenlemenin piyasaya çok miktarda para sürülmesi neticesinde enflasyon riski yaratacağından endişe ediyordu. Peel'in 1844 tarihli Bankacılık Yasası bankayı ikiye böldü: Bankanın ticari faaliyetlerini yürütecek bir bankacılık departmanıyla, 14 milyon pound tutarında menkul kıymet ve Britanya ile diğer ülkeler arasındaki ticaret dengesi doğrultusunda dalgalanacak, belirtilmemiş miktarda altına sahip bir para basma departmanı. Basılan paranın toplamı menkul kıymet ve altın toplamını geçmeyecekti. 1847, 1857 ve 1866'da tekrarlayan krizler, uygulamanın oldukça sıkı bir kısıtlama getirdiğini gösterdi ve her krizde bir likidite krizinin önüne geçmek için yasa kısa süreli olarak askıya alındı.
Sayfa 49 - 1. baskı - Ekim 2011
Yeni Dünya'nın tüm gümüşü isyancı Flaman Cumhuriyeti'ni dize getirmeye, İngiltere'yi sağlama almaya ve İspanya'yı önlenemez iktisadi ve emperyal çöküşten kurtarmaya yetmedi. Tıpkı Kral Midas gibi on altıncı yüzyılda V. Carlos ve II. Felipe de değerli metallerdeki aşırı bolluğun nimet kadar bela da olduğunu gördüler. Neden mi? Savaşlarını finanse etmek için o kadar çok maden çıkardılar ki, madenlerin diğer mallar karşısındaki satın alma gücü yani değerleri ciddi oranda düştü. 1540'tan 1640'lara kadar Avrupa'yı etkisine alan ve "fiyat devrimi" esnasında üç yüzyıl boyunca düzenli artış göstermeyen gıda fiyatları dikkat çekici şekilde yükseldi. En iyi fiyat verilerine ulaşılabilen ülke olan İngiltere'de bu dönem içinde geçim giderleri yedi kat arttı; yıllık yüzde ikiye denk gelen bu enflasyon oranı bugün için çok yüksek olmayabilir ama Ortaçağ standartlarında müthiş bir artışı ifade eder. İspanya için gümüşün bolluğu bugün bol miktarda petrole sahip Arabistan, Nijerya, İran, Rusya ve Venezuela'da olduğu gibi ekonomik üretkenliğe yönelik tüm teşvikleri ortadan kaldıran bir "kaynak uğursuzluğu" (resource curse) haline gelmiş, Cortes örneğinde olduğu gibi rant peşindeki otokratların güçlenmesi ve temsili meclislerin zayıflaması sonucunu doğurmuştur.
Sayfa 27 - 1. baskı - Ekim 2011
2006 yılında Britanya Finansal Hizmetler Kurumu'nun halkın finansal konulardaki bilgi seviyesi hakkında yaptığı bir araştırma, beş kişiden birinin faizlerin yüzde 3 olduğu bir ortamda enflasyonun yüzde 5 olmasının alım güçlerine nasıl bir etki yapacağını bilmediğini ortaya çıkarmıştır. On kişiden biri orijinal fiyatı 250 pound olan bir televizyon için 30 poundluk iskontonun mu, yüzde 1O'luk indirimin mi daha karlı olacağını bilememiştir.
Sayfa 16 - 1. baskı - Ekim 2011
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.