En Eski Paris Yıldızı kitaplarını, en eski Paris Yıldızı sözleri ve alıntılarını, en eski Paris Yıldızı yazarlarını, en eski Paris Yıldızı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Emile Zola nin yazdigi 496 sayfalik kahramanlari maurent ,denise olan kitap yokluk icindeki aski anlatiyor. Pariste giyim sanayisinin
Gelistigi donemi anlatan kitap buralara gelmis ve maga zada calisan hayat mucadelesi icinde olan kahramanimizin hayati ve aski anlatiyor
Paris YıldızıEmile Zola · Engin Yayıncılık · 1998195 okunma
Giyim konusunu en ufak unsurlarîna kadar teferruatıyla maharetle anlattığı bu eserinde yazarımız; kapitalizmin gelişme sürecinde yaşanan sancıları, çok hızlı büyüyen bir mağazanın (mimari yapısı, sunduğu imkanları ve ölçeği itibariyle bir benzerinin şu anda bile Türkiye'de olmadığına inandığım) bulunduğu mahalde küçük esnaf üzerinde yarattığı kaçınılması mümkün olmayan yıkımı, Fransa'nın küçük bir kasabasından, içinde bulunduğu koşulların zorlamasıyla, iki kardeşi ile paris' e göçmek zorunda kalan çelimsiz, utangaç bir kızın burada tesis ettiği ilişkiler üzerinden ortaya koyuyor.
Paris YıldızıEmile Zola · Engin Yayıncılık · 1998195 okunma
Bir yandan ailesi icin kendinden feragat eden lakin kadınlığının onurundan hicbir zaman feragat etmeyen tüm baskilara rağmen kendisine olan saygiyi kaybetmeyen kaybettirilmesine izin vermeyen bedenen zayıf olsa bile ruhen güçlü olan bir kadın.kadinin bir obje olarak kullanildigi bu zamanda boyle bir ruhu anlatan kitap okunmalı.
(Mouret), Paris’in en büyük satış mağazalarından birinin sahibiydi ve milyonlarca frank parası vardı. Ama Denise kendisini reddettiği sürece bütün bu servetin bir anlamı ya da önemi yoktu!
Denise, aklına geldikçe, bu muazzam müesseseyi dolaşmanın da bir anlamı kalmazdı. Mal, mülk, para, şöhret, kadın artık onun için bir anlam taşımıyor, her şeyin boş olduğunu düşünüyordu. Başına musallat olan tutku bir türlü kendisini terk etmiyordu. İktidar gücünü seyrettikçe, reyonları gördükçe, müessesesindeki çalışanlar ordusuna baktıkça, bu gücünün pek yapay olduğu kanaatine varıyordu. Avrupa’nın her yerinden siparişler yağmasına, mal sürümü artmasına, kasası parayla dolmasına rağmen mutlu değildi. Zihni karışık düşüncelerle doluydu ve kulakları “HAYIR” nidasıyla çınlıyordu.
Bu kalbimi kırıyor! Anlıyor musun, daha önce böyle bir acı hiç yaşamadım. Bunu göğsümde ve kafamın içinde hissediyorum, ve sonra her yere dağılıyor. Bu beni öldürüyor!