Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin Fransa Seyahatnamesi

Paris'te Bir Osmanlı Sefiri

Yirmisekiz Mehmet Çelebi

Paris'te Bir Osmanlı Sefiri Sözleri ve Alıntıları

Paris'te Bir Osmanlı Sefiri sözleri ve alıntılarını, Paris'te Bir Osmanlı Sefiri kitap alıntılarını, Paris'te Bir Osmanlı Sefiri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bordo (Bordeaux) şehrinin, gördüğümüz şehirlerde benzeri yok. Gerek yapılış bakımından, gerek binalarıyla gayet rana, yapılışı güzel, tarzı hoş, mamur şehirlerdir
Durum komedisi
Lala Mareşal: «Kral'ımızın yüz güzelliğine ne dersiniz?» diye sorunca «Maşallah, Allah kötü nazarlardan korusun!» dedik. «Kendisi henüz on bir yaşında, dört aylıktır. Şimdi bu boyu bosu ile nasıl güzel değil mi? Hem saçları da takma değil, bakın!» diyerek, tutup Kral'ın arkasını bize doğru çevirdi. Biz de o sünbül saçları okşadık. Saçları sırma teller gibi belinden aşağı dökülüyordu. Lala Kralı tekrar tutup: «Yürüyüşü de güzeldir, şöyle bir yürüyünüz de görsünler!» dedi. Bunun üzerine Kral da ta Divanhane ortasına kadar köpek gibi yürüdü, sonra tekrar geri döndü. Sonra: «Daha hızlı hareket et, koştuğunu da görsünler!» deyince. Kral tekrar koşmağa başladı, Divanhane ortasından geri döndü. Mareşal: «Beğendiniz mi?» diye sorunca; «Yaratıcıların en yücesi ve en mükemmeli olan Allah mübarek etsin!» dedik.
Reklam
Versailles Sarayı, Paris, 1721.
Velhâsıl Versailles bir bahçedir, dört saray ve dört bahçeden ibarettir. Bunların hepsinin dolaşılması yedi saat kadar sürüyormuş. Versailles sarayının divanhanesi kubbesiyle öyle ferah ve öyle güzeldir ki, ancak olur. Divanhanenin iki tarafına gayet âlâ somakiden ustaca işlenmiş büyük kavanozlar dizmişler ve akikten kavanozlarla süslemişler. Kavanozlar görülmedik makbul ve muteber ağaçlarla dolu idiler. Bir tarafı bahçeye bakan kocaman pencereler, bir tarafına da baştan aşağı ayna konmuş ki, divanhane aynaya aksedip gayet geniş görünür ve nerede oturulsa bahçe seyrolunur. Öyle sanatkârâne yapılmış odalar vardır ki, tabir olunmaz.
Sayfa 39 - Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları
1721, Paris ;)
Paris şehrine mahsus bir eğlence var imiş ki, opera derler imiş. Acaip sanatlar gösterirlermiş, pek kalabalık bir cemiyet olurmuş. Şehrin kibarları varırlar ve vâsi dahi ekseriya varıp, Kral dahi bazı kere gelirmiş. Onu seyredecek olduk. Bir gün entrodüktör Kral tarafından bir araba getirip âdemlerimizle bizi aldı, gittik. Vasînin sarayına yakın bir yere vardık. Burası bilhassa opera için yapılmış. Herkesin rütbesine göre oturacak yeri var. Kralın oturduğu yere getirdiler. Kırmızı kadife ile döşenmişti. Vasî de gelmiş, yerinde oturmuştu. Bina erkeklerle, kadınlarla doluydu. Yüz çeşitten fazla saz hazırdı. Akşama bir saat vardı. Her tarafı kapalı olduğundan birkaç yüz balmumu ve billûr avizelerde de hesapsız mum yanmıştı.
Sayfa 32 - Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları
Çocuk yaştaki Fransa Kralı'nın Osmanlı elçisine gösterilmesi
Lala Mareşal, Kralımızın güzelliğine ne dersiniz diye sordu. Maşallah, Hak Teâlâ kötü nazardan saklasın dedik. Henüz on bir yaşında dört aylıktır diye devam etti. Boyu bosu yerinde değil midir? Bilhassa saçları takma değildir diyerek Kralı tutup arkasını çevirdi. Biz de o sümbül saçları elimizi sürüp okşadık. Hakikaten sırma teli gibi düz ve beline kadar uzundu. Sonra yürüyüşü de güzeldir, şöyle bir yürüyünüz görsünler dedi. Kral da divanhanenin ortasına kadar keklik gibi gidip döndü. Süratli hareket ile koştuğunuzu da görsünler dedi. Kral da divanhanenin ortasına kadar seğirtip döndü. Mareşal beğendiniz mi diye sordu. Biz de Fetebârek' Allahü Ahsenül-Hâlikîn diye cevap verdik.
"Feryâd besî kerdem u feryâd-resî nîst Gûyâ ki der in künbed-i fîrûze kesî nîst" Anlamı "Bunca feryad ediyorum ama feryadımı duyup da imdadıma gelen yok! Öyle ki firûze renkli bu gök kubbe altında sanki hiç kimse yok!'
Sayfa 149 - Dergâh yayınlarıKitabı okudu
Reklam
269 öğeden 291 ile 269 arasındakiler gösteriliyor.