#periavcısı
“Derinlere daldığım bür çemberde, rüzgarın esmediği bir yerde, pisliğe değil, derinlere gömülüsün, nefesini tut.Ölümle flört ediyorsun….”
İkiz kardeşi ve anne babasıyla yaşadığı kasabada avcılık yapan Allie Hunter. İkiz Kardeşi ile taban tabana birbirlerinden farklı kişiliklere sahip. Sözde ikizler ama kardeşi Hulanna alımlı güzel ve çekici. Bu hali ile ormanda gitmemeleri gereken bir yere adım attıklarında perilerin de dikkatini çeker.
Yıldız taşlarının çevresinde ikizlerin dans etmesi aslında bir ritüel niteliğinde olmuş gibi görünüyor. Böylelikle çağırmamaları gerekilen perileride çağırmış oluyorlar. Bu periler Hulanna’yı çembere çekmiş ve ele geçirmişlerdir. Ve artkk bu periler Allie’nin kasabasına da yıkım getirmeye kararlıdır.
Kardeşinin gidişiyle görme yetisinide kaybettiğini oan anlar Allie. Ruhlar ve periler alemine ait varlıklar dışında hiç bir şey göremez. Yinede perileri yok etmeye kararlıdır. Kardeşinin ardından kasabadan ilahici ve babasının da onlar tarafından ele geçirilmesiyle artık onu hiç bür şey durduramaz.
Yalanların gerçek olduğu, gücün soluksuz tüketildiği ve her hareketin şiddetle yoğrulduğu bir dünya da ölümlü Allie tüm peri diyarına karşı koyabilecek ve ailesini geri getirebilecek mi dersiniz..
Kısa ama hikayesiyle büyüleyen bir eser. Doyamadım desem yeri var. Çünkü fantastik eserlerde böyle özgün hikayeler olduğunda daha da çekiliyor insan. Ben sevdim. Devamını merakla bekliyorum..