Peygamberler Filozoflar ve Şairler

Barış Kahraman

En Eski Peygamberler Filozoflar ve Şairler Sözleri ve Alıntıları

En Eski Peygamberler Filozoflar ve Şairler sözleri ve alıntılarını, en eski Peygamberler Filozoflar ve Şairler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Dünya ile yaşam (hayat) birdir.” Bu önerme soruşturmamız için gerçekten çok önemli bir olanak sunuyor. Bu önerme bize öznenin anlamını aradığı ‘hayat’ın dünya ile (yani Varlık’la) aynı şey demeye geldiğini söylüyor. Böylece sorumuzun varlıkla ilgili bir soru olduğunu fark ediyoruz. “Ben dünyamım” önermesiyle de varlıkla olan ilişkimizin bizzat ‘ben’ aracılığıyla kurulabileceğini anlıyoruz. Bu görüşün daha açık bir dile getirilişine de Schopenhauer’ın İstenç ve Tasarım Olarak Dünya kitabının ilk önermesinde rastlarız: “Dünya benim tasarımımdır.” Bu tasarım felsefe ile soyut bir bilinç haline getirebilmesi açısından yalnızca insana özgüdür. Yani her tasarım mutlaka özne ve nesneye bölünmüş bir biçimde olabilir ve ancak böyle düşünülebilir. Dolayısıyla dünya tasarım olarak özne karşısında sadece nesnedir; başka deyişle: Algılayanın görüşüdür. Peki buradaki ‘ben’ nedir? Bu soruya kısaca şöyle cevap veriyorum: “Her insan zamansal bir süreçtir.” ‘Ben’ de bu sürecin bilincinde oluş ve onun dille tasarımlanmasıdır.
“Bir yapıtın kurulması neden kutsayan ve övgü düzen bir inşadır? Çünkü yapıt, yapıt olmaklığıyla bunu talep eder. Peki yapıt böyle kurulmayı nasıl olup da talep eder? Çünkü bizzat kendisi, yapıt olmaklığıyla, kuran bir şeydir. Yapıt, yapıt olarak neyi kurar? Kendi içinden yükselen yapıt bir dünya açar ve onu tedavülde tutar” demiş Heidegger. Yani
Reklam
Anlamsız Varlık karşısındaki insan haykırır Rilke şiirinde: “Yapabildik mi hiç, bizler birer gölge ve tasarı, aceleyle olgun ve hemen soluveren davranışlarımızla bozabildik mi o kayıtsız yazların umursamazlığını?” diye. Ama yapılacak şey de bellidir: “Hem kullanılmış olan”, “hem de duygusuz ve suskun” varlığa, “bu inanılmaz toplama”, “ekle”mek “kendini güle oynaya ve yok et”mek “çıkan sayıyı sonunda”.
Sayfa 353Kitabı okudu
Çoğunlukla tek tanrılı dinlerin başlangıcının Musevilik olduğu ve Hinduizmin çok tanrılı bir din olduğu düşünülse de aslında bu görünüşte bir farktır. Bunu en azından Hinduizmin barındırdığı pek çok teoloji için söylemek mümkündür. Batı’daki din bilimciler ve Hindologlar, Hinduizm’i “Henoteizm” olarak betimlerler. Heno-teizm bir Tanrı’ya inanmakla
Duino Ağıtları’nda hem hayat hem de ölümü evetlemektedir Rilke. Çünkü ikisi de varlığa aittir ve bir bütünün iki yarısıdır. Rilke, Ağıtlar’ın Lehçe çevirmenine yazdığı mektupta şöyle ifade eder bu durumu: “Ağıtlarda, hayatın evetlenmesi ve ölümün evet-lenmesi, tek şey olarak açığa vurur kendini… Bu sınırlanmamış ülkelerin ikisinde de barınan, ikisinden de bitmez tükenmez besinler alan varlığımızın en büyük, mümkün olan en büyük bilincini gerçekleştirmeye çalışmalıyız…” Çünkü “gerçek yaşama yolu” bu “iki ülkeden” de “geç”mektedir; yani “ne bura var”dır “ne de öte, ancak … ‘Meleklerin’ o bizi aşan varlıkların barındığı birlik” vardır yalnızca. İşte varlıktaki bu birlik “Sonsuz Akıntı” adıyla simgelenir Rilke şiirinde: “Sonsuz akıntı kürer bütün çağları hiç durmadan, her iki ülkeden geçip ikisinin de seslerini bastırarak gürleyişleriyle.”
Sayfa 352Kitabı okudu
Hinduizm teolojisindeki Tanrı kavramıyla İbrahimi dinlerdeki Tanrı kavramı arasında da büyük benzerlikler vardır. Öyle ki bazı Hindu akımları en yüce Tanrı anlamına gelen Işvara’ya inanırlar. Bazıları da onu Deva olarak adlandırırlar. Onlar ayrıca bu kavramı Işvara ve insan arasında bulunan Tanrı, yarı Tanrı, Melek, göksel varlıklar veya Ruh olarak da kullanırlar. En üstün evrensel ruh anlamına gelen Brahma, Hinduizm’deki en önemli kavramlardan biridir.
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.