Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Postmodern Etik

Zygmunt Bauman
Yıllardır modern sanayi uygarlığını tartışıyoruz. İlk günahı kimin işlediğini, insanın bir zamanlar doğayla barışık bir halde yaşadığı o güzel günlere kimin son verdiğini, bizi fırtınaların orta yerinde kimin çırılçıplak bıraktığını bulmak için daha çok tartışacağız. Çünkü "Tanrı(nın) öldüğünü" bilmek, geleneğin zincirlerini parçalamak yetmedi; bu kez özgürlük ciğerlerimizi yakmaya başladı. Özgürlük kendinin, ayrıca ötekinin sorumluluğunu üstlenmek, belirsizlerle, çözülmez çelişkilerle sarmaş dolaş yaşamak, yani, modern bireyler olmak demekti. Ama ağır geldi özgürlük. Taşıyamadık. O şenlikli devrim ve isyan uğrakları hariç yeni putlar icat ettik: "akıl", "sözleşme", "yasa"... gibi. Önceden haritası çıkarılmış bir alanda "özgürce" davranabilme, ahlâki eylemin çıkmaz sokaklarından muaf olabileceğimize inanmanın yarattığı konfor, bir süreliğine baştan çıkarıcı olabildi. Ama yalnızca bir süreliğine... Zygmunt Bauman büyük bir coşkuyla karşılanan bu çalışmasında, modernlik koşulları altında ahlâk sorunlarına zora dayalı normatif düzenlemelerle yanıt verme girişiminin yanında bu normati düzenlemelerin bağlayıcı olmasını sağlamak için teorik düzeyde mutlak, evrensel ve temel olanın aranması gibi iki koldan eşgüdümlü gelişen projelerin iflasını ilan eden bir post-modern perspektifi temel alıyor. İnsanın ahlâki açıdan müphem olduğunu, ahlâki fenomenlerin doğaları gereği irrasyonel oduğunu, çözümsüz çelişkilerle her tikel durumun dayattığı ahlâk sorunlarıyla baş etmenin bireye düştüğünü, ahlâkın etik bir kod altında evrenselleştirilemeyeceğini, insan benliğinin ilk gerçekliğinin ahlâki sorumluluk olduğunu kabul ederek postmodern bir etiğin önünü açmayı amaçlayan bir araştırmaya girişiyor. Bunu yaparken, Emmanuel Levinas'ın "ilk felsefe bir etik felsefesidir", "Öteki 'için olmak', Ötekinin 'yanında olmak'tan önce gelir" diyen, ahlâkın özünün herhangi bir öz barındırmamasından ibaret olduğunu bildiren felsefesinden bir hayli yararlanıyor. Bauman, "yasa", "toplum", "gelenek" kılığındaki bekçilerin ahlâkın kaynağı ve koruyucusu olmak şöyle dursun, ahlâki benliği kuruttuğunu bu felsefe yoluyla sergiliyor. Yaşadığımız çağı, duygulanımların faziletine ve açıklanamayanın meşruiyetine yönelen dünyanın "yeniden kutsanması" olarak niteliyor.Postmodern Etik yasaları olmayan bir ahlakı, tamamen ahlaki benliğin faaliyet halinde olduğu uğraklarda görünür hale gelen bir ahlakı, kendi gerekçesini yine kendinde bulan bir ahlakı, ahlakın yol göstericiliğini kabul eden kişileri birer "aziz" mertebesine yükselten bir ahlakın dış hatlarını tarif ediyor. Modernliğin yanılsamalarına kapılmayan insana etik açısından bir "şafak vakti"ni müjdeliyor.Bu kitaptaki "azizler"e yaraşır etik söyleşisine yapılan davetin, yaşadığımız topraklarda, başka hiçbir gerekçe olmasa bile sırf "Enel Hak" diten bir gelenek sayesinde bile yantısız kalmayacağını umuyoruz...
Yazar:
Zygmunt Bauman
Zygmunt Bauman
Çevirmen:
Alev Türker
Alev Türker
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 58 dk.Sayfa Sayısı: 352Basım Tarihi: Mart 2016Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
ISBN: 9789755391816Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
352 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Öncelikle epey yorucu bir kitap olduğunu söylemeliyim; kitabın ilk sayfasında, yazarın eserleri üzerinden kendisi hakkında, bir sorun ve bunun teşhisi etrafında dönüşünden, genellemeleri sevmesinden söz edilmiş; haklılar, şayet dizini saymazsak koskoca üç yüz iki sayfa boyunca bu teşhislerle, sorunla (Daha çok modernizm eleştirisi yapıyordu bana
Postmodern Etik
Postmodern EtikZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 201672 okunma
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
Lisans bitirme tezim için havalı olur düşüncesiyle postmodernizm konusunu çalışma kararı aldığım günü sorgulama sebebim olan, beni fazlasıyla yoran, terleten; hiç bitmeyecek sandığım ancak ilerledikçe anlaşılan ve algı hızımı güçlendiren kitap.
Postmodern Etik
Postmodern EtikZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 201672 okunma
·
Puan vermedi
Etik
İnsan bir şey degildir : Ne iyi ne kötü, sorgulamayi yitirdiği / bulamadığı ölçütte iyi ve kötüdür. Otorite ahlaksızlaştırır. Daha doğrusu tüm dışsal uyaranlar bir nevi yan etkiye sahiptir ama edinimle öz’ün donanımı arrtırılabilirse daha az ahlaka ihtiyaci kalir. Yani demem o ki, gerçekte ahlak: Daha az ahlaka ihtiyaç duymaktır! Ahlaki, dini kılıflarla donatılmış dogmalarda değil, ben ile öteki arasında katedilebilen bir mesafede aramak gerekir çünkü varlığın özne olarak kurulabilmesi “sorumluluk” eşliğinde mümkündür. Bauman, etik anlayışın merkezine ötekini oturttuktan sonra, ötekine olan sorumluluğu insanlar arasındaki yakınlığa ve birlikteliğe, bir bakıma insanların toplumsallaşmasına bağlamıştır. ‘İnsan ahlaki olarak müphemdir. Bunu izleyen tüm toplumsal düzenlemeler rasyonel bir şekilde ifade edilen ve düşünülen kuralların ve ödev­lerin yanı sıra iktidara dayanan kurumlar da bir yandan bu müphemliği yapı malzemesi olarak kullanırken, diğer yandan onu müp­hem olma ilk günahından arındırmak için ellerinden geleni ya­parlar. Bu son çaba ya etkisiz kalır ya da zararsız hale getirmek is­tediği kötülüğü daha da artırır. ‘
Postmodern Etik
Postmodern EtikZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 201672 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.