Postmodernizmin Yanılsamaları Sözleri ve Alıntıları
Postmodernizmin Yanılsamaları sözleri ve alıntılarını, Postmodernizmin Yanılsamaları kitap alıntılarını, Postmodernizmin Yanılsamaları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Marksizm, sözgelimi çeşitli tarihsel üretim tarzlarının katı mekanistik bir tarzda birbirlerini izlemeleri gerektiğini savunan teknolojik belirlenimciliğin bir dalı değildir.
Geçerli sistemin herhangi bir “öteki”sinin, sistemin ötesinde duran bir ütopik uzamın bariz yokluğunda, o günün daha ümitsiz teorisyenlerinden bazılarının sistemin ötekisini sistemin kendinde bulması ihtimali yok değil. Başka bir anlatımla, bu teorisyenler ütopyayı fiilen elimizde olan şeye yükleyebilir, sözgelimi kapitalist düzenin hareketlilikleri ve ihlallerinde, pazarın hedonizmi ve çoğulluklarında, medya ve diskoda dolaşıma giren yeğinliklerde, aramızdaki daha sofu politik yaratıkların hâlâ kasvetle sürekli uzaklaşan bir geleceğe erteledikleri bir özgürlük ve doyum bulabilirler. Geleceği şimdiye kapatıp böylelikle tarihi birdenbire bir duraklamaya uğratabilirler.
Aslında dönüştürülecek bir bütün olmayınca, bütünü dönüştürmek için elde hazır bir politik failin bulunup bulunmaması da sorun olmaktan çıkar. Sanki, ekmek bıçağı kaybedilmiş de, ekmeğin zaten dilimlenmiş olduğu ilan ediliyor gibidir. Her şeye rağmen totaliteler birileri için var olmak zorundadır; ve şimdilerde totaliteler hiç kimsenin işine yaramıyor gibi görünüyor. Geleneksel olarak totaliteler, kendi baskıcı koşullarını değiştirmeye girişmek için bu koşulların bütünsel bilgisine acilen ihtiyaç duyanlar açısından düşünülmüştür. Bazı insanlar sırf özgür ve mutlu olmak için, kendi özgül durumlarının daha kapsamlı bir bağlamla iç içe geçme tarzını kavramaya ihtiyaç duyarlar (çünkü bu tarzın mantığı onların mukadderatlarını belirlemelerine yardımcı olmaktadır). Bütün totalitelerin başlangıç noktası oldukça tikel durumlardır. Evrensellik ile farklılığın ya da özgüllüğün hiçbir şekilde basit birer karşıtlık olmadığını gözden geçirebileceğimiz birkaç yoldan biri de bu gerçekten geçiyor.
Özgürleşmiş bir toplumda burjuvazi ya da proletarya olmayacak, ama kadınlar ve Keltler olacaktır kesinlikle. Böyle bir toplumda, hem dişi hem de özgürleşmiş bireyler anlamında özgürleşmiş kadınlar olabilir, ama aynı anda her ikisi olma anlamında özgürleşmiş ücretli-köleler olamaz. "Endüstriyel orta sınıflar" ve "proletarya", hiçbir toplumun bunların biri olmadan öbürünü barındıramayacak olması anlamında tamamen bağıntısal meselelerdir; ama cinsel ve etnik kategoriler bu tarzda birbirlerini tamamen karşılıklı olarak kuran kategoriler değildir.
Bugün, hemen her cephesiyle varoluşumuzu belirleyen -bazen süzcüğün tam anlamıyla belirleyen- kendi aralarındaki yıkıcı çatışmalarla birlikte ulusların kaderlerini büyük ölçüde tayin eden ve bizzat gündelik hayatımızın rengi olan iktidar karşısında, kayıtsız ya da mahçupane sessizliğini koruyan maskaralaşmış bir kültürel sol ile karşı karşıya kaldık. Karşımızda öyle bir manzara var ki, sanki, başka her türlü baskıcı sistem biçimini (devlet, medya, patriyarki, ırkçışık, yeni-kolonyalizm) tartışmak, genellikle tüm bu sorunların uzun vadedeki gündemini olusturan ya da en azından bunların köklerine kadar inen sistemleri tartışmamak koşuluyla mübah sayılıyor gibi.
Postmodernlik klasik hakikat, akıl, kimlik ve nesnellik nosyonlarından, evrensel ilerleme ya da kurtuluş fikrinden, bilimsel açıklamanın başvurabileceği tekil çerçeveler, büyük anlatılar ya da nihai zeminlerden kuşku duyan bir düşünce tarzıdır. Postmodenlik, Aydınlanma'nın bu normlarına karşı dünyanın olumsal, temelsiz, çeşitli, istikrarsız, belirlenmemiş nitelikte ve bir dizi dağınık kültürlerden ya da yorumlardan ibaret olduğunu bildirir; bu da hakikat, tarih ve normların nesnelliği, doğanın verili oluşu ve kimliklerin tutarlılığı hakkında belli ölçüde bir kuşkuculuğu besler.
İnsanlığın politik sicili dehşet verici. insan
varlıkları yeryüzünde belirdikleri andan beri birbirlerini sistematik olarak yaraladılar yağmaladılar ve köleleştirdiler
Post kapitalizm-ve Postmodernizm ilişkisi
Oyuncul parodik popülist ruhuyla postmodernizm, yüksek modernizmin yıldırıcı sofuluğunu mütevazılığa zorlamış ve böylelikle meta biçimini taklit ederken pazarın yarattığı çok daha sakatlayıcı sofulukları perçinlemeye başarmıştır.
...ama inanılan şeylerin büyük kısmının hatalı olduğunu düşünsem de ,bu düşüncemi ,aslında inanılmakta olan şeylere ilk etapta asla inanılmadığını gösterecek biçimde dile getiriyorum.
Piyasanın mantığı haz ve çoğulluğa geçicilik ve süreksizliğe bireyi yalnızca kendisinin geçici bir etkisi gibi gösteren büyük bir merkezsiz arzu şebekesine yaslanan bir mantıktır