Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pragmatizm ve Sosyoloji

Emile Durkheim

Pragmatizm ve Sosyoloji Hakkında

Pragmatizm ve Sosyoloji konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
6
Okunma
1
Beğeni
151
Görüntülenme

Hakkında

Dünya tarihinde pek az insan kendi dışındaki zihinlerde Durkheim kadar büyük çaplı izler bırakma ayrıcalığına sahip olmuştur. Her ne kadar “sosyoloji” kelimesi ilk olarak Auguste Comte tarafından dillendirilse ve Saint Simon’la birlikte sosyolojiyi yaratan ikili olarak anılsalar da; Fransız sosyolojisinin kurumsal ve ciddi bir bilim olarak karşımıza çıkması Durkheim’ın çalışmaları sayesinde olmuştur. Durkheim sosyolojiyi almış, kendince bir yöntemi olan bir disiplin olması için çok büyük çaplı çabalar harcayarak beslemiştir. İşte budur onu en çok eleştirilenlerden biri olsa da hala en çok saygı duyulanlardan biri yapan. Elinizdeki eserde işte bu zihnin pragmatism, sosyoloji ve pragmatizmle sosyolojinin kesiştiği nokta hakkında düşüncelerini bulacaksanız. İyi okumalar!
Çevirmen:
Figen Kıyak
Figen Kıyak
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 26 dk.Sayfa Sayısı: 192Basım Tarihi: 2020Yayınevi: Dorlion Yayınları
ISBN: 9786254070365Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Yazar Hakkında

Emile Durkheim
Emile DurkheimYazar · 27 kitap
Émile Durkheim (15 Nisan 1858, Epinal - 15 Kasım 1917, Paris); Fransız sosyolog, sosyolojinin kurucularından sayılmaktadır. Sosyoloji adı her ne kadar August Comte tarafından verilmiş olsa da, Fransız Sosyolojisi 19. yüzyılın sonundaki güçlü etkisini ona ve onun kurmuş olduğu L'Année Sociologique isimli yayına borçludur. Hayatı ve Düşüncesi 15 Nisan 1858 tarihinde Epinal, Loren'de bir Yahudi Hahambaşı'nın oğlu olarak dünyaya geldi. Felsefe öğretmenliği yaptı. 1885 de Almanya'da bulundu. Fransa'ya dönüşte yayımladığı makaleler ilgi topladı. 1887 Bordeaux Üniversitesi'nde ders vermeye başladı. 1902 yılında Sorbonne Edebiyat Fakültesi'nde çalışmalarını sürdürdü. 1906 yılında Buisson'un ölümü üzerine Sorbonne Eğitimbilim Profesörlüğüne getirildi. Durkheim toplumbilimi kendi olgularını kendi ön dayanaklarıyla işleyen bir bilim durumuna getirdi. Auguste Comte'un fiziği, Herbert Spencer'in biyolojiyi örnek alıp inceledikleri toplumsal olaylar ona göre yalnız kendi türünden olaylarla açıklanabilir, "toplumsal olay" bireye bağlı ve bireyle başlayıp biten bir süreç değildir. Toplumsal olay bireyi aşkındır, birey ona katılır. Her birey için toplumsal olaya katılmak kaçınılmaz bir zorunluktur. Çünkü toplumsal olaylar; genel zorunlu bireyi ve bireyler arası ilişkileri belirleyen din, ekonomi, hukuk, ahlâk, siyaset, bilim ve sanat türünden olaylardır. İnsanın kendine özgü bireyliğini ve topluma özgü toplumsallığını saptar. İnsan genel doğruları hazırca, tartışıp araştırmadan toplumdan alır. Bu doğrular: bireyin, kendisi, başkaları, insanlar arası ilişkiler, doğa, evren olguları üzerine yargılarına temel dayanak olur. Toplum bir başka yanıyla da insana ilişkin her kurumun temeli olup doğal bir bileşimdir. Kurumlar örneğin din ve Tanrı anlayışı da topluma bağlıdır ve onunla birlikte gelişip evrimleşir. Durkheim bilgi anlayışında toplumun görüşünü örnek alır. Bilgide en genel kavramlar tek tek şeylerin tümünden bağımsız olmayıp tersine onlara uygulanabilen, topluma ilişkin kavramlar olduklarından en geçerli kavramlardır. Bunların mutlak, öncesiz sonrasızca doğru ve kesin kavramlar oldukları da söylenemez. Bilginin temel taşları olan genel kavramlar toplumla birlikte zaman ve uzam bağlamında değişip gelişen kavramlardır. Din sosyolojisi ile ciddi olarak ilgilenen Durkheim'in eserlerinin bir kısmı Türkçeye çevrilmiştir. Comte'un takipçisidir. Toplumu, Tanrı yerine koymuştur. Burada kasıt inançlı bir kimse davranışlarda bulunurken Tanrı'sını nasıl gözetirse "birey"inde davranışlarda bulunurken toplumu aynı şekilde gözettiğidir. 15 Kasım 1917'de Paris'te ölmüştür.