Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Psikanaliz ve Zen Budizm

Erich Fromm

En Eski Psikanaliz ve Zen Budizm Gönderileri

En Eski Psikanaliz ve Zen Budizm kitaplarını, en eski Psikanaliz ve Zen Budizm sözleri ve alıntılarını, en eski Psikanaliz ve Zen Budizm yazarlarını, en eski Psikanaliz ve Zen Budizm yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
124 syf.
·
Puan vermedi
Psikanaliz ve zen Budizm in paralellikleri üzerinde durmuş. İnsanın içindeki enerjiyi açığa çıkarma, bilinç dışının bilince çıkarılması, aydınlanma satori kavramlarının yalın ve anlaşılır bir dille ifade edildiği akıcı ve tavsiye edilebilir bir kitap.
Psikanaliz ve Zen Budizm
Psikanaliz ve Zen BudizmErich Fromm · Yol Yayınları · 1997318 okunma
III.ESENLİĞİN RUHSAL YAPISI - İNSANIN RUHSAL GELİŞİMİ
"İlk yaklaşımda "esenlik" doğal yapıyla, doğal yaratılışla uyum içinde olmaktır diye tanımlanabilir. Gene de bu kalıp tanımlama içinde sunulmuş sözlerin derinlğine gitmek istenirse ortaya şu sorular çıkabilecektir: Doğal yaratılışla, doğal yapıyla uyumlu koşullar içinde olması gerekli insan varlığı nasıl bir varlıktır? Bu koşullar hangi koşullardır? İnsan varlığının ortaya koyduğu bir sorun var. İnsan dünyaya bu konuda istemi sorulmadan geliyor, gene giderken de istemine bakılmıyor. Hayvanlarda içgüdüsel olarak doğayla bütünlük içinde yaşamasını sağlayan bir çevreye uyum mekanizması olmasına karşın insan bu içgüdüsel mekanizmadan yoksun. Yaşam onu yaşatacağına o yaşamı yaşamak zorunda."
Reklam
"İnsan doğanın içinde ama doğadan kopmuş, kendi kendinin ayrı bir varlık olarak ayırdında olması, kendini dayanılmaz derecede yalnız, güzçsüz ve kaybolmuş hissetmesine neden oluyor. Bu düyaya gelmiş olmak durumu, bir sorun yaratıyor. İnsan doğduğu anda yaşam insana bir soru sormuş oluyor. İnsan bu soruyu her an yanıtlamak zorundadır. Yalnız zihniyle, yalnız gövdesiyle değil ama o düşünen, düş gören, uyuyan, karnını doyuran, ağlayan ve gülen adam - bir bütün olarak insan- bu soruya bir yanıt bulmalıdır. Yaşamın ortaya koyduğu bu soru nedir? Soru şudur: Bu ayrıklık, bölünmüşlükten gelen yalnızlık yaşantısının acısından, mahpusluğundan, utancından kendimizi nasıl kurtarabileceğimiz, kendi kendimizle, çevremizdeki insanlarla ve doğayla nasıl birlik kurup bütünleşebileceğimiz? Şu yada bu yolda insan bu sorulara bir yanıt bulmak zorundadır; hatta deliler bile benliklerinin kabuğuna çekilerek böylece ayrıklığın, bölünmüşlüğün korkusunu yenmeye çalışarak, kendilerinin dışındaki gerçeği silip yok ederek, bu soruya bir yanıt bulmuş oluyorlar."
"Yaşamın amacı tam olarak doğmaktır. İşin asıl acıklı yanı şu: Çoğumuz böyle tam olarak doğmadan ölüyoruz. Yaşamak doğumu her dakika sürdürmektir. Doğum tamamlanınca ölüm gelir. Fizyoloji açısından bizim hücre sistemimiz sürekli bir doğum süreci içindedir. Ruhbilim açısından gerçek şu; çoğumuzun doğumu bir yerde sona eriyor. Bazıları tam olarak ölü doğmuşlardır. Fizyolojik olarak yaşamayı sürdürürler ama kafa bakımından özlemleri analarının karnına, toprağa, karanlığa, ölüme geri dönmektir. Bunlar delidir ya da aşağı yukarı öyle sayılabilirler; ötekiler yaşam yolunda ilerlemeyi sürdürürler. Ama gene de göbek bağını tam olarak kesemezler. Yaşamlarını sürdürebilmek için analarına, babalarına, soylarına, ırklarına, milletlerine toplumsal durumlarına, paraya, Tanrı'ya ve bunlar gibi şeylere göbek bağıyla bağımlı kalmak zorundadırlar. Bu yüzden de tam olarak doğmuş olmazlar"
"Bu çeşitli hedefler ve onlara ulaşma yolları, işin özüne bakılacak olursa birbirinden çok değişik düşünce sistemleri değildir. Bunlar varlığını sürdürmenin değişik yollarıdır. İnsanın varlığının bütünlüğüyle, yaşamın sorduğu soruya verdiği değişik yanıtlardır. Aslında dinler tarihini oluşturan çeşitli dinsel sistemlerin vermiş olduklarıyla aynı yanıtlardır. İlkel yamyamlıktan Zen Budizm'e kadar insanlık varoluş sorununa ancak birkaç yanıt verebilmiştir. Çok defa böyle yaptığını bilmese de her insan kendi yaşamında bu yanıtlardan bir tanesini seçiyor. Bizim Batılı kültürümüzde herkes Hıristiyan ya da Musevi dinlerinin ya da aydın Tanrı tanımazlığın yanıtını verdiğini sanıyor. Oysa eğer herkesin kafasındaki düşünceleri röntgen ışınından geçirme olanağı olsa ne kadar çok yamyamlık yanlısı, toteme tapan, çeşit çeşit putlara tapanlar olduğunu, pek az sayıda da Hıristiyan, Musevi, Budist ve Taocu olduğunu görüp şaşacağız. Din insanın var oluş sorununa verdiği biçimsel ve özenle ayrıntılandırılmış bir yanıttır. Bunun için de bilinçli olarak törenlerde başka kimselerle paylaşılabilir. En ilkel dinler bile başka kimselerle birlik olmanın verdiği güven ve akla yatkın olma duygusu yaratır. Gerileme isteği toplumla paylaşılmadığı, toplumun bilinciyle ve istekleriyle ters düştüğü zaman, bu isteği kişisel gizli bir din, bir nevroz sayabiliriz."
"Esenlik aklın tam gelişmişlik durumuna ermiş olmasıdır: Akıl deyince anlatmak istediğimiz şey yalnızca akla vurup, anlamak, yargıya varmak anlamında akla dayalı yargı değil ama Heidegger'in deyimin kullanırsak gerçeği "olduğu durumuyla" kavrayıp anlamaktır. Esenlik bir kimsenin özseverliğini (narcissisim) yendiği oranda olabilir;
Reklam
124 syf.
·
Puan vermedi
·
138 günde okudu
Kitabın bir özeti sayılabilecek, altını çizdiğim kısımları es geçmeden buraya da aktarmak istiyorum. Benim için yabancı olduğum psikanaliz ve zen konusunda öğretici ve ufuk açıcı bir kitap oldu. Bu yazımın kitabın konusu hakkında fikir edinmek isteyen veya bir özet edinmek isteyenler için faydalı olacağını düşünüyorum ama öncelikle geriye dönük okumalarımda bana da hatırlatma olması amacıyla kendim için aldığım pekiştirme notlarımdan oluşmaktadır; Kitabının sonunda Batı Psikanalizinin Zen'den yararlanabileceği görüşünden bahsediyor. Çeviri İlhan Güngören tarafından başarılı bir Türkçeleştirmeyle yapılmış. Özellikle bilimsel terimlerin Türkçeleştirilmesini çok başarılı buldum. Çevirmen kitabın sonuna Fromm'un vefatından bir kaç ay önce yaptığı son basın söyleşisini almış. Bu son söyleşiyi okumuş olduğuma ne kadar çok mutlu oldum anlatamam, böyle bir okumanın ardından değerli bir bilim adamının son sözlerini okumak, okuyucu için gerçekten çok güzel bir armağan. Eric Fromm mesleğinde daima terapilerinde incelediği kişinin bir insan olduğu gerçeği ile hareket etmiş, bunu en önde tutmuş, buna daima önem vermiş bir bilim adamı olduğunu söyler, insan bir makina değil duyguları olan bir varlık, gerçek oldukça sade ve ona bu gözle bakmak anlamak için yeterli. "Bana göre yalan sadece yalandır" der. Söyleşinin son soru cevap kısmı ile yazımı bitiriyorum. Fromm'un ölümünden önce söylediği son sözleri gerçekten büyük bir hayat dersi veriyor... Kitabı okuyun :) KİTAP HAKKINDA YAZDIĞIM YAZIMIN TAMAMINI OKUMAK İSTERSENİZ. kalbimdentemizbiryaprak.blogspot.com.tr/2017/03/kendime...
Psikanaliz ve Zen Budizm
Psikanaliz ve Zen BudizmErich Fromm · Yol Yayınları · 1997318 okunma
Analiz sırasında neler oluyor? Bir kimsenin bilincinde, kendisinin alçakgönüllü, yürekli ve sevgi dolu bir kimse olduğu sanısı varken; ilk defa kendini beğenmişliğinin, korkaklığının ve içinin nefretle dolu olduğunun farkına varıyor; kendini böyle görüvermesi onurunu yaralayabilir, ama bir yandan da bu görüş bir kapı açılmasına olanak verebilir. Eğer bu yolda yürümeyi sürdürürse, kendi içindeki bebeği, ergenlik çağındaki delikanlıyı, suç işleme tutkusu olan caniyi, deliyi, ermişi, sanatçıyı, hem erkeği hem dişiyi görüp tanıyabilir; insanlıkla, evrensel insanla daha derin, daha içli bir ilişki kurabilir.
Ama bu konuyu incelemeye girişmeden yanıtlamamız gereken bir soru var. Eğer psikanalitik bir tutarlılık içinde bilinçten ve bilinçdışından söz edeceksek bilincin, bilinçdışından daha değerli olduğunu tartışmasız olarak kabul etmemiz gerekli. Eğer bu böyle olmasaydı, niçin bilinci genişletmek için çaba harcamış olalım? Gene de bilincin şu
Esenlik aklın tam gelişmişlik durumuna ermiş olmasıdır: Akıl deyince anlatmak istediğimiz şey yalnızca akla vurup, anlamak, yargıya varmak anlamında akla dayalı yargı değil ama Heidegger'in deyimini kullanırsak gerçeği "olduğu durumuyla " kavrayıp anlamaktır. Esenlik bir kimsenin özseverliğini (narcissism) yendiği oranda olabilir; bir kimse ne kadar açık, duygulu, duyarlı, uyanık ve Zen'in kullandığı anlamda "boş" olursa; o oranda olabilir. Esenlik insanın insana ve doğaya duyguyla bağlı olması demektir, ayrılıktan, bölüklükten, kopukluktan, yabancılaşmadan kendini kurtarıp var olan her şeyle bir olduğunu bir yaşantı durumuna getirmek demektir. Ama bir yandan da ayrı bir varlık olarak benlik yaşantısını da aynı zamanda sürdürmek demektir. Esenlik tam olarak doğmak, olanaklarını sonuna kadar geliştirmek demektir; son dereceye kadar sevinç ve keder duyabilecek gücü olmak demektir. Başka deyişle orta yetenekteki insanların sürekli olarak içinde bulundukları ayakta uyuklama durumundan kendini kurtarıp tam olarak uyanmaktır.
Reklam
Dünyayı olduğu gibi görmeli ve benim dünyam olarak yaşamalı, dünyayı yaratıcı anlayışımla biçimlendirip kavramalıyım ki böylece dünya "şu" yalan dünya olmaktan çıksın, benim dünyam olabilsin. Sonuç olarak esenlik Ego'yu (Benlik) bir yana atmak, Ego'yu büyütmek ya da korumak peşinde koşmaktan vazgeçip benliğini varolşun işlevi içinde yaşantıya dönüştürmektir. Yoksa sahip olmak, korumaya çalışmak, hırsla sarılmak, kullanmak değildir.
Sayfa 35 - Yol Yayınları
·
Puan vermedi
·
Beğendi
psikanaliz
Yine müthiş yazmış fromm. Aydınlama ile psilolojiyi birleştiren ve aradaki farkı anlatan bir kitap. Kendimizin farkına varışımızın nasıl mümkün olabileceğini anlatan ve uyanışın da psikolojik tedavinin de tamamen kendinden olacağını anlatan bir kitap. Psikanaliz yöntemiyle kişinin kendi farkına nası varabileceği,kendimizi oluşturan toplum aile ve evrensel ruhun varlığını çok güzel ve özet şeklinde anlatmış yazar.
Psikanaliz ve Zen Budizm
Psikanaliz ve Zen BudizmErich Fromm · Yol Yayınları · 1997318 okunma
Değer sıralamasında yaşama,mülkiyetten daha alt sıraya geçti,sahip olma,var olmanın üstüne çıktı.
695 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.