Robinson Crusoe sömürgecilik tarihinin henüz bireysel çapta gerçekleştiği dönemleri sanki yüzyıl sonrasını görmüşçesine anlatan macera romanı.. 1600lü yılların İngilteresi'nde doğan Robinson'un ıssız bir adaya düşmesi ve ardından gelişen olayları konu ediniyor. Hadiselerden çok verilmek istenen mesajlar "Robinson Crusoe"un öyle basit bir kitap olmadığını ortaya koyuyor. Köle ticaretinin çıplak yüzü, misyonerlik faaliyetleri, Robinson'un adayı hükmü altına alma çabası, adadan ayrılırken yeni sakinlerine pay edip tapusunu elinde tutması ile Batı sömürgecilik tarihinin erken dönemde ortaya konan ürününü okuyorsunuz aslında. Sömürgeciliğin mantığını anlamk istiyorsanız Robinson Crusoe'u okuyabilirsiniz.
Kitap üzerine ön okumalar yaptığım tüm yazılarda gözüme çarpan Hayy b. Yakzan ile Robinson Crusoe mukayesesi oldu. (Hayy
bin Yakzan'ın müellifi İbn Tufeyl, ilham kaynağı olduğu Daniel Defoe'den 500 yıl önce yaşamıştır.) İki eser arasındaki doğu-batı farkını iyice kavramak için yakın zaman içerisinde Hayy b. Yakzan'ı okumayı planlıyorum.
Son olarak Prof. Dr. Mustafa Özel hocanın cümlesi ile sözümü sonlandırıyorum. "Hiçbir tarih ve toplumbilim kitabı, 19-20.yy Batı sömürgeciliğini, 18.yy başlarında yazılmış bu romandan daha çarpıcı ve daha doğru resmedebilmiş değildir!"