Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu

Enver Altaylı

En Yeni Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu sözleri ve alıntılarını, en yeni Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Azizullaha ne oldu?
Azizullah, merkezi Münih'ten Prag'a taşınan Radio Liberty'nin Özbek bölümünde çalışmaya başladı. Son derece başarılı bir radyo programcısı ve yazarı oldu. Bir ara bölüm başkanı olacağı söyleniyordu, ama herhalde radyo içi rekabet yüzünden, bu gerçekleşmedi. Azizullah da bunu onur sorunu yapıp radyodan ayrıldı, Washington'da Amerika'nın Sesi radyosunda serbest gazeteci olarak çalışmaya başladı. Azizullah tutumlu bir adamdı. Radyoda çalışanlara vergi muafiyeti uygulanırdı. Biraz para biriktirmişti. Bu arada bazı şanssızlıklar yaşadı. Sevgili eşi meme kanseri oldu. Münih ve San Francisco'da tedavi gördü ve sağlığına kavuştu. San Francisco'da bir apartman dairesi satın aldı. Kızı San Francisco'da üniversiteyi bitirmiş, oğlu liseye devam ediyordu. O da son dönemlerde Kabil' de bir TV kanalının başındaydı.
Iki Özbek Hikmetyardan kurtuluyor
Ruzi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman esir kamplarında Türkistanlılarım çektiği acılan düşündü. O iki genç Özbek'le birlikte Washington'a döndü. Ruzi o günlerde İstiklal Bayrağı adlı bir dergi yayımlıyor ve bunu çeşitli yollardan Özbekistan'a gönderiyordu. Gençlere dergide iş verdi. Artık onlann da kalacaklan evleri, düzenli bir işleri, aylık gelirleri ve yasal bir statüleri vardır. Ruzi, bu kez de Gulbeddin Hikmetyar'ın elinde bulunan diğer altı eski Sovyet askerini kurtarmak için kollan sıvadı. Önce onlarla ilgili aynntılı bir rapor yazıp esirlerin kurtanlması gerektiğini anlattı. Afganistan'da mücahitterin Sovyet ordusuna karşı verdiği silahlı savaşın yanında, taratıann birbirlerine karşı yürüttüğü bir propaganda savaşı da vardı. Ruzi raporuna, böyle bir operasyonun, bu propaganda savaşında Sovyetler' e karşı kullanılabileceğini belirtti.
Reklam
Ziyaül Hak suikastı
Ruzi, bir sabah Washington'daki evinde sabah kahvaltısını yapmış günlük gazetelere göz atıyordu. Boston' da yayımlanan Christian Science Monitor adlı derginin ikinci sayfasındaki bir fotoğraf dikkatini çekti. Fotoğrafın altındaki kısa yazıda, görüntüdeki kişilerin Kızıl Ordu'dan mücahitlerin safına geçmiş iki ordu mensubu olduğu yazılıydı. Askerlerden biri çavuş diğeriyse erdi. Ruzi, tiplerinden iki askerin de Özbek olduğunu anladı. Hemen gazeteye telefon açıp haberi yazan kişiyle görüştü. Gazetecinin söyleyeceği fazla bir şey yoktu. Fotoğrafları tanıdığı bir Afgan gazeteciden almıştı. Askerlerin hangi mücahit grubun elinde esir olduğu ve nerede bulundukları hakkında en küçük bir bilgiye sahip değildi. Ruzi kararını vermişti. O gençleri bulup Washington'a getirecek ve Sovyetler'e karşı yayımlamakta olduğu İstiklal Bayrağı adlı derginin yazı işleri kadrosunda değerlendirecekti. O eski Kızıl Ordu askerleri hakkında hiçbir bilgi yoktu, ama harekete geçmek için de fazla düşünmedi. Federal Almanya'nın başkenti Bonn'daki görevi sırasında tanışıp yakın dost olduğu bir Pakistanlı vardı; 80'li yılların başında Bonn'da Pakistan elçilik müsteşarıydı. Tam o günlerde Ruzi'nin, Pakistan'ın Roma büyükelçisi olan diplomat dostu, helikopterine yerleştirilen bombanın patlamasıyla bir suikasta kurban giden Pakistan Devlet Başkanı General Ziyaü'l-Hak'ın yeğeniydi. Pakistan'ın en zengin ailelerinden birinin kızıyla evli olan diplomat, Ruzi'yi sever ve sayardı.
Hikmetyar ve türevleri
Taliban Vehhabi-CIA işbirliğinin ürünüydü. O okullarda 80'lerin ortalannda eğitilen genç fanatiklerin yeteneklileri seçilerek, ABD'nin Yeşil Bereliler'i, CIA ajanlan ve Pakistan istihbaratının subaylan tarafından birer gayrinizarnİ savaş uzmanı haline getirildiler. 840 O dönemde Afganistan'daki okullar için ABD'de hazırlanmış ders kitaplan vardı. Üçüncü sınıflar için hazırlanan bir matematik kitabında şöyle bir soru dikkat çekiyordu: "Bir grup lslam mücahidi, 50 Rus askerine saldınyor. 20 Rus öldürülüyor. Kaçan Rusların sayısı ne kadardır?" Başka bir soru ise şöyleydi: "Bir Kalaşnikov mermisinin hızı saniyede 800 metredir. Bir mücahit, 3.200 metre uzaklıktaki bir Rus askerinin alnına nişan alıyor. Kalaşnikov mermisi kaç saniye sonra Rus askerin kafasını parçalar?" Bu kitaplarda Afgan çocuklanna katirlerin gözlerinin oyulması, bacaklannın kesilmesi tavsiye ediliyordu. Neticede Kızıl Ordu Afganistan'dan çekilmek zorunda kaldı. Afganistan savaşını ABD kazandı. Ancak geride katiriere karşı savaşmaktan başka bir şey bilmeyen on binlerce fanatik insan kaldı. Geride, "Afganistan'ı İslam devleti yapmak için gerekirse bir milyon insanı öldürürüm" diyen Gulbeddin Hikmetyar ve benzerleri kaldı.
Güney Türkistan ve Afganistan
Azad Bek Kerimi'nin başkanlığını yaptığı Kuzey Afganistan Vilayetleri İslam Birliği mensupları ve Ahmet Şah Mesud liderliğindeki Tacik mücahitleri arasında İslami anlayış bakımından büyük bir beraberlik vardı. Sovyetler' e karşı yürütülen savaşta onların gösterdiği başarılar, Peştun mücahit grupların kıskançlığını çekti. Dini görüş farklılığı ve
İran masasının başındaki görevli, Tahran'daki CIA görevlilerine böyle bir şeyin tekrarlanmayacağından emin olduğunu bildiriyordu. Ancak ülkesinden kaçan İran şahının ABD'ye kabul edilmesi halinde aynı şeyin bir kez daha olabileceği düşünülüyordu. 21 Ekim 1979'da, Tahran'daki CIA görevlisi William J. Daugherty, merkezden aldığı telgrafı hayretle
Reklam
183 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.