2020 Aralık

SabitFikir - Sayı 118

SabitFikir Dergisi

En Eski SabitFikir - Sayı 118 Sözleri ve Alıntıları

En Eski SabitFikir - Sayı 118 sözleri ve alıntılarını, en eski SabitFikir - Sayı 118 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendinin Sınırında: Julia Kristeva
Kristeva, Beauvoir’ın tek kadınların tekil deneyimlerinden bahsettiğini işaret ederek kadınların tekil deneyimlerini ve bu deneyimleri paylaşmasının gerektiğinin önemini vurguluyor. Bunun için de Hélène Cixous, Luce Irıgaray’la birlikte kadının kendini ve deneyimini yazıya getirmesini amaç edinen dişil yazı (écriture féminine) çalışmalarının içinde bulunuyor. Tüm bunlardan hareketle kadınlara iki var olma biçimi öneriyor: hak ve eşitlikler mücadelesini sürdürmek ve bütün insanların tekilleşerek özgürleşip, yaratıcılıklarının ardına düşmek. Kristeva, kadının cinselliği muammasının Beauvoir’la aşkınlaştığını ve politik bir açıklığa dönüştüğünü Beauvor’ın meşhur mottosu: “Biz kadın doğarız ama ben kadın olurum diyeceğiz” sözüyle temellendiriyor. Kristeva, Beauvoir’ın kadının ve kadınlığın biyolojiyle tanımlanmasından ve onu nesne olarak görmekte ısrar eden ataerkil bakışa rağmen kadını nesne düzeyinden özne düzeyine yükseltmek için doğru zamanda olunduğunu ekliyor. Beauvoir, toplumun genç kızlara empoze ettiği kendini kontrol duygusunun onların kendiliğindenliğini öldürdüğünü söyleyerek, kendilik sınırına yaklaşmak isteyen kadınları böyle ikaz ediyordu: “Kurtuluşu bir başkasında görmek, yıkılmanın en güvenli yoludur.” Şifayı başkasından ummak, daha da derinden yaralanmanın en acı verici yolu değil midir?
Sayfa 38
Oğuz Atay'ın kitapları, okurundan hatırı sayılır birikim ister. Okurun bu metinlere uygun adım yürüyebilmesi için usta bir tenisçi gibi gelen topa karşılık verebilmesi gerekir.
Reklam
Oğuz Atay öykücü olarak da çok başarılıdır. Ancak roman türünde yaptığı çarpıcı yenilikler öykülerini bir süre içinde olsa romanlarının gölgesinde bırakmıştır.
Niçin Anlatır ki İnsan?
Hikâyeler hiç bitmeyecek anlaşılan. Bizim o hikâyelere ve anlatıcılarına olan ihtiyacımız da. O zaman yaşasın kitaplar, yaşasın masallar, yaşasın öyküler, şiirler, romanlar, şairler, öykücüler, romancılar, anlatıcılar... Yaşasın Homo Narrans!
Sayfa 42 - Doğukan İşler
Şermin Yaşar Röportajından
Aşık Veysel, “Meşakkatin adın murad koymuşlar, Ne alanı gördüm ne murad gördüm.” der. Aslında murada ulaşmak, gülebilmek Veysel’in işaret ettiği paradoksun yani muammanın resmidir. O muamma asla gülmeyi başarabilme garantisi vermez. Zaten güzel olan muammanın gölgesinde gülmeyi başarabilmek diye düşünüyorum.
Sayfa 16 - Erdem ÖZTOP
"Meşakkatin adın murat koymuşlar, ne alanı gördüm ne murat gördüm."
Sayfa 16 - AŞIK VEYSELKitabı okudu
Reklam