Öykü tarzında yazdığı kurmacada kahramanımız kendine ‘B’ diyip, ‘A’ ile evlenir. A’nın ailesiyle yaşamaya başlar. Çocukları olmaz ve eşi çok mutsuzdur. Anne ve babasını da kaybetmiştir. Aldatıldığından şüphelenir. A ile tanışmalarına sebep olan mektuplaşmalara eşi tekrar başlamıştır. Neden mutsuz bir son yazmıştır kendine, özellikle de sevdiği eşine. Bu sefer farklı bir öykü yazmalıdır ve kurmacayı baştan yazar. Okuyucuyu da kurmacaya dahil eden romanda yazar, sıradan bir öykü okumayacağımıza söz veriyor. ‘Her yerde karşına çıkan basit kurmacaların çok ötesinde, derinlerde seni de barındıran bir kurmaca okuyacaksın ve seninle bir oyun oynayacağız’ diye başlayan romanda yazar, okurlarla konuşarak ve sorular sorarak okuyucuyu da kurmacaya dahil ediyor. İç içe geçen kurmacanın detaylarında, insanların duygusuzluğu eleştiriyor. Doyumsuzluklarına vurgu yapıyor. Okuyucuyu kurmacayı yeniden kurmaya davet ediyor. #saklambaç ‘ın kurallarını unutma. ‘Elma dersem çık, armut dersem çıkma!
-Bu koca dünya içinde olsan da olmasan da işler hep yolunda gider.
-Sevenlerimiz hiç üzülmez mi yokluğumuza?
-Üzülürler elbet. Ama alışırlar, unuturlar acıyı, seni, yüzünü, sesini. Ve hayatları sen olmadan, sesini duyurmadan, devam eder bozulmadan.
️️️
@seyma_kisakurek_sonmezocak @timasyayingrubu #roman #öykü #sobe #bloghemsire #psikolojiksözler #kitapönerisi #kitaptavsiyesi #kitap
Saklambaç 
Şeyma Kısakürek Sönmezocak