Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alman Romantizminde Sanat Eleştirisi Kavramı

Sanatta ve Edebiyatta Eleştiri

Walter Benjamin

Sanatta ve Edebiyatta Eleştiri Sözleri ve Alıntıları

Sanatta ve Edebiyatta Eleştiri sözleri ve alıntılarını, Sanatta ve Edebiyatta Eleştiri kitap alıntılarını, Sanatta ve Edebiyatta Eleştiri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her şey, sonsuz ben olmanın yalnızca bir parçasıdır.
Reklam
Burada asıl öncü olan sanattır ve bu öncülüğü kendi araçlarıyla yerine getirir: ironi, fragman ve şiirle.
hayal gücü yalnızca hayal gücünü, duyular duyuları görür; tanrı ancak bir tanrı tarafından bilinebilir.
Gerçekten gizemli bir sentezle mi karşı karşıyadır yoksa ilgilendiği şey yalnızca gelişigüzel biraraya gelmiş bir yığın mıdır... Goethe, WA 2. cilt, s.72
. Sanat, insanın fiziksel ve ruhsal varlığını ortaya koyar ancak hiçbir eserinde onun dikkatiyle ilgilenmez. Hiçbir şiir okuyucuya, hiçbir resim bakana, hiçbir senfoni seyirciye yönelik değildir. . . .
Reklam
"Sanat eleştirisi kavramı, ne epistemolojik varsayımlar ne de estetik varsayımlar olmadan belirlenemez . Bunun tek nedeni de, estetik varsayımların epistemolojik varsayımları içermesi değildir: Eleştiri, her şeyden önce bir bilme momenti içerir - bunu ister saf bir bilgi olarak, isterse değerlere bağlı bir bilgi olarak kabul edelim. Bu yüzden, sanat eleştirisi kavramının romantizmdeki belirlenişi de tamamen epistemolojik varsayımlara dayanır."
Sayfa 61 - İletişim YayıneviKitabı okudu
Ben-olmaktan başka hiçbir şeyin varlığını kabul edemeyiz…Her şey, sonsuz ben olmanın yalnızca bir parçasıdır.
"Her türlü bilgi, muhakkak Ben olması gerekmeyen düşünen bir varlığın özbilgisidir."
Sayfa 109 - İletişim YayıneviKitabı okudu
Reklam
"Erken romantizmde esas mesele din ve tarihtir. Romantizmin geç safhalarının tamamıyla kıyaslandığında, erken romantizmin sonsuz derinliği ve güzelliği, tarihsel ve dinsel olgulara bu iki alanın içsel bağından ötürü başvurmak yerine, bu yüksek alanı, her ikisinin kesişmesi gereken kendi düşüncesinde ve hayatında üretmeye çalışmasından kaynaklanır. Bu çabadan, din değil, dinden yoksun olan ve dine öykünen her şeyin kül olup gittiği bir atmosfer doğmuştur."
Sayfa 21 - İletişim YayıneviKitabı okudu
"Hemen hemen her yerde sorgusuz sualsiz kabul edilen, yaygın ve hakim bir kanaat var: edebiyatın hem etik alanında hem de insan eylemleri alanında, bu eylemleri sebeplerle donatmak suretiyle etkili olabileceği kanaati. Bu çerçevede, dil sadece, eylemde bulunan insan ruhunun derinliklerinden yönlendiren sebepleri az veya çok imalı biçimde hazırlayan bir araçtır. Bu bakış açısının ayırt edici özelliği, dil ile eylem arasında, dilin eylem için bir ortam [medium] olmayacağı herhangi bir ilişki biçimini tümden yok saymasıdır. Bu ilişki dili güçsüz görür, salt araca indirger; yazmayı, kaynağı kendi içinde değil, söze ve ifadeye dökülebilen güdülerde yatan sefil ve aciz bir eylem olarak görür..."
Sayfa 13 - İletişim YayıneviKitabı okudu
Neredesin, düşüncelere dalmış! Her zaman Kenara çekilmesi gereken, şu sıralar, neredesin, ışık? Hölderlin.
"Özbilginin dışında bilgi, yani nesne bilgisi nasıl mümkündür? Romantik düşünmenin ilkelerine göre, pratikte mümkün değildir. Özbilginin olmadığı yerde, zaten bilgi yoktur; özbilginin olduğu yerde de, özne-nesne bağlantısı kalkmıştır; yani nesne-bağlışalığı olmayan bir özne verilidir."
Sayfa 110 - İletişim YayıneviKitabı okudu
"Etkisi ne olursa olsun, ister şiirsel, ister kahince, ister nesnel, ben edebiyatı genel olarak sadece büyülü, yani araçlaştırılamaz [unmediatable] olarak kavrayabiliyorum. Evet, insana esenlik veren, en derinlerdeki doğası itibariyle felaketvari olmayan her yazma eyleminin kökeninde gizem vardır (bir kelimenin, bir dilin gizemi). Dil, sayısız form içerisinde etkili görünebilir, ama içerdiklerinin dolayımlanması yoluyla etkili olamaz; haysiyetinin ve özünün en saf biçimde açılması yoluyla etkili olabilir. Şiir ve kehanet gibi, dilin etkililiğinin başka formlarını dikkate almıyorsam dilde söylenemez olanın dil billur saflığına erişinceye dek bertaraf edilmesinin dil içerisinde ve böylece dilin içinden bir etki yaratmak için bize verilmiş ve en rahat ulaşabileceğimiz form olduğunu her defasında görmemdendir. Söylenemez olanın bertaraf edilmesi, bence gerçek anlamda nesnel, ayık bir yazma üslubuyla örtüşmektedir ve dil ile eylem arasındaki ilişkinin göstergesidir. Aynı zamanda hem nesnel hem de hat safhada politik bir üslup ve yazma biçiminde anladığım şu: sözden esirgenmiş olana götürmek. Ancak sözsüzlüğün ifade edilemez saf gücünde bu alanın açıldığı yerde, söz ile güdülenmiş eylem arasındaki büyülü kıvılcım sıçrayabilir. Orada ikisinin birliği eşit derecede etkilidir. Ancak bir sözün en derindeki sessizlik nüvesine doğru şiddetli yönelimi, hakiki anlamda etkililiğe nüfuz edebilir. Sözün, tanrısal olana, 'etkili' insan eylemlerinden daha uzak olduğuna inanmıyorum; buna bağlı olarak, kendisi ve kendi saflığı dışında, tanrısal olana götürebileceği herhangi bir yol olduğuna da inanmıyorum. Söz bir araç olarak çoğalır."
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.