Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şehir Mektupları

Ahmet Rasim

Şehir Mektupları Gönderileri

Şehir Mektupları kitaplarını, Şehir Mektupları sözleri ve alıntılarını, Şehir Mektupları yazarlarını, Şehir Mektupları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
240 syf.
·
Puan vermedi
Günümüzden 1890 lı yıllara bir bakış... Bir mukayeseli İstanbul hikayesi. Kitabın her bir bölümü günümüze postalanmış hoş bir mektup. Bazı satırlarda zaman hiçbir şeyi değiştirmemiş sanki derken, bir başka satırda tahayyül sınırlarınızı zorlayan betimleme ve olaylar.... Hasılı kelam hoş.
Şehir Mektupları
Şehir MektuplarıAhmet Rasim · İskele Yayıncılık · 20161,148 okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Eski İstanbul’a mektuplarla bir seyahat...
Bu kitapla 1900’lü yılların başına, Osmanlı’nın hüküm sürdüğü eski İstanbul’a ışınlanıyorsunuz.. Yazar
Ahmet Rasim
Ahmet Rasim
‘in 1912-1913 yıllarında ‘Malumat Gazetesi’nde yayınladığı yazı ve makalelerden oluşuyor kitap. Bundan 130 sene önceki günlük İstanbul haberlerinin 43 adet mektup halinde, siyah-beyaz fotoğraflarla ve farklı mizahi bir dille anlatıldığı bir anı kitabıdır. Geçmişe bir yolculuk.. Öz Türkçe mi okumak istiyorsunuz? Öz Türkçe neşesi ve zarafeti mi arıyorsunuz? Eski Osmanlı devrindeki halk dilini mi duymak istiyorsunuz?
Şehir Mektupları
Şehir Mektupları
‘nın her bir parçası bunları veriyor. Kitabın içerisinde ‘bre medet, Neüzübillah’ gibi eskiye dair kelimeler bulabilirsiniz. Örn. ‘Zemher-i Zürafası’, kışın ince giyinip gezenler için söylenirmiş. Eski kelimeleri anlamakta zorlananlar için, kitabın arkasında günümüz Türkçesi ile dönemin İstanbul Türkçesine dair sözlük vardır. Yazar, İstanbul’un her semtini, doğasını, mekanlarını, geleneklerini, yeme içme alışkanlıklarını, kültürel yapısını, insan ilişkilerini, sade bir dille öyle güzel anlatmış ki. Okurken yaşatıyor ve hissettiriyor. O döneme ilgi duyanların, eskiyi özleyenlerin beğenerek okuyacağını düşünüyorum...
Şehir Mektupları
Şehir MektuplarıAhmet Rasim · İskele Yayıncılık · 20161,148 okunma
Reklam
Dilimiz hangi renktir?…
“- Eğer dilimiz için de bir renk yazman gerekseydi, ne diyecektin? Durdum. Sorduğu tuhaf ama önemliydi. Şaşırdım. Dile renk yakıştırılır mı? Mavi desem olmaz. Turuncu yakışmaz. Al, pembe, siyah; hiç alakası yok. En sonunda: - Ben yakışacak rengi bulamadım. Sizin aklınıza geliyor mu?, diye sordum. Güldü, dedi ki: - Ben buldum, ama sadece bir renk değil.. Renkler topluluğu. Renk de değil, birkaç rengin birleşmesinden olma ‘Mozaik’.. - Mozaik! Gerçekten çok uygun. Öyle ya; Arapça, Farsça, İtalyanca, hele bir de şimdilerde Fransızca ve Türkçe! Kıyamet...! - Evet. Dil büyüdükçe, yeni kelimelere muhtaçmış. Mesela, ‘tatlı’ kelimesi pek eski, kullanılamazmış. Onun yerine ‘nuşin’ kelimesi konulacakmış. Bundan sonra, ‘helva-yı nuşin, nuşin karpuz, nuşin renk, nuşin söz, nuşin dil’ denilecek...;))”
Sayfa 185Kitabı okudu
İstanbul’un en eski sakinleri: Kız & Galata Kulesi…
“Eskilerden kim kaldı İstanbul’da?, denildi mi, bir Kız Kulesi, bir de Galata Kulesi, diye cevap verirlerdi. Ne kadar doğrudur...”
Sayfa 152Kitabı okudu
ÖzTürkçe dilinde ÇORBA’nın tanımı…
“Kana kuvvet, göze fer, batına ciladır çorba, İllet-i cu’a deva, mahz-ı gıdadır, çorba. Sağlara, hastalara ayn-ı şifadır çorba, Ağniya dostu muhibb-i fukaradır, çorba, Hasılı hahiş ile ekle sezadır, çorba...” (Günümüz Türkçesine tercümesi: “Çorba, kana kuvvet, göze fer, karna ciladır, Açlık derdine devadır, gıdaların ta kendisidir. Sağlara, hastalara şifa olan çorba, Zenginlerin dostu ve fakirlerin sevgilisidir. Kısacası, istekle yenilmeye layıktır, çorba...”)
Sayfa 102Kitabı okudu
Öztürkçe dilinde Çay üzerine bir söz…
“Çay-ma hoş-güvar ü şirinest” (Çayımız lezzetli ve tatlıdır)... #ÖztürkçeDili
Reklam
Yazarlar üzerine…
“Bir yazarı yalnızca hayatıyla, yani parantez içinde belirtilen doğum ve ölüm tarihiyle tanıyor olmak, o yazarın kültür dünyamıza katkılarını görmezden gelmek demektir...”
"Ah! Ne olurdu, bir kitap, romanlar güzeli bir sahife olsaydım da her gün beni okusaydın."
Sayfa 179Kitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
1800 lü yılların son demlerindeki İstanbul'un sosyal hayatını,karakter çeşitliliğini,geleneklerini,insan ilişkilerini,mekanlarını,alışkanlıklarını...anlatan güzel bir kitap.Şehir yazılarının ilk örneği olduğu için de kıymetli bir eser.İstanbul sevdalılarına,şehir yazısı okumaya meraklılara tavsiye ederim.
Şehir Mektupları
Şehir MektuplarıAhmet Rasim · İskele Yayıncılık · 20161,148 okunma
Bayram geliyor. Düşünün babalar! Telaşın lüzumu yok! Masraf kapıları açılıyor! Fakat bunlar güzel günlere özel masraflardandır, kıskanılmaz. Sevine sevine alınır, giydirilir. Herkes herkesin gülüp sevinmesini ister. O ağlayan çocukları, bayram günü davulun arkası sıra gezerken; arabalarda, beygirler, eşekler üzerinde giderken görseniz tanıyamazsınız. Bizimkilerde şimdiden ağlama darılma yok, ama böyle giderse, gözyaşlarını anlatmaya biz de matbaada başlayacağız. Acaba öteki arkadaşlar ne haldedirler? Herkesin bayramda cebinde harçlığı olur, gazete yazarlarının bir parası bulunmaz. Sebebini soracak olursanız onu da söyleyeyim. Sebebi; idarecilerin, bayram günü elemanlar matbaaya gelsinler de iş görülsün, diye para vermemeleridir.
Reklam
Frenk olmayıp da Frenklik hevesinde bulunan, alaturkadan usanan, fakat biraz züğürtçe olanların hepsi buradadır. Zira tabldot altı kuruşa, içeriye girip de fesi veya şapkayı çıkarıp yarım saat evvel bilhassa taradığınız saçlarınızı gösterdiniz mi, derhal sizi Frenk zannediyorlar.
Çocuğun birilerinden merhamet beklermişçesine bağırması kırk yılda bir bulduğumuz neşe verici uykumuzu dağıtıyor. Artık uykuya veda! Bu gürültüye güç mü yetiyor?
Benim gösterdiğim yol sizin akçe farkınızdan dolayı hayırlıdır.
Fakat dikkat etmeli. Bin türlü düşmanlık olur. Hatta bizde de oldu ya!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.