Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şiir Yaşantısı - Şiir Yazıları

Melih Cevdet Anday

Şiir Yaşantısı - Şiir Yazıları Sözleri ve Alıntıları

Şiir Yaşantısı - Şiir Yazıları sözleri ve alıntılarını, Şiir Yaşantısı - Şiir Yazıları kitap alıntılarını, Şiir Yaşantısı - Şiir Yazıları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Camiye gittim ama Allah bilir niye Ne namaz kılmaya, ne dua etmeye Eskiden bir kilim aşırmıştım camiden O eskidi gittim yenisini yürütmeye.
Sayfa 522 - HayyamKitabı okudu
Şiir, bilinen sözcüklerle bilinmeyen sözler yazmaktır.
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Akşam karşı düşündüm sükûn içinde bunu Fena değil sevişip ağlamak, fakat heyhat Bükâya değse hayat!
Sayfa 308 - Tevfik FikretKitabı okudu
Yalnızlık izleği söylenmez gösterilir, bunu aramanıza bile gerek yoktur.
Sayfa 493Kitabı okudu
Hiçbir şiir, hele gerçek şiir, kendini kolay ele vermez, onun peşine düşmek gerekir.
Sayfa 431Kitabı okudu
Reklam
Benim, şiir sevdalısı gençlere söyleyeceğim, çok okumaları ve okudukları şairlerden birine ikisine bağlanmalarıdır. Taklidi mi öneriyorum? Evet, o da olabilir, ama şurası kesin ki işe başlarken etki altında kalmayan hiçbir şair, sanatçı gelmemiştir. Etkilenmek için de elbet çok şair tanımak gerekir. İstenen özgünlük ise derim ki, buna yorucu çalışmalardan sonra varılır, o da belki. Başarıya erememiş bir dolu şiir heveslisi geçmiştir dünyadan. Ama bunun böyle olması yıldırmamalıdır kimseyi. Atıldığımız hangi iş, başarıya kesinkes erileceği bakımından güvenlidir ki! Bize düşen, çalışmaktır, yalnızca çalışmak. Sonra hiçbir sanat, bir yan iş, bir ek uğraş gibi güdülemez; sanat kişiden yaşamını ister, hem de hiçbir başarı güvencesi vermeden. Şu da var, șiirde kimseye yol gösterilemez, kimse yönlendirilemez. Bu bir zahmetli yoldur, çilenizi çekeceksiniz, "elimden tutun da yürüyeyim" demeyeceksiniz.
Sayfa 293Kitabı okudu
Şiirin en başta gelen özelliği, dilin kullanış biçimi, kısaca dili bir nesne olarak ele alıştır. Bundan ötürü imge, çağırışım, söz dizimizin yarattığı uyum ve göstergeler düzeni (anlam) bakımından şiir, bütün öteki yazı sanatlarından ayrılır, demek ki onlardan daha çok anadile bağlıdır. Sartre'ın, şiiri, yazından ayrı tuttuğunu ansıyalım. Öyle ise bir şiir, başka bir dile çevrildiğinde, ister istemez yeni bir kılığa bürüneceğine göre, çeviri şiirler üzerinde konuşurken, dizeleri sağlam bir dayanak olarak kullanamayız, ancak o dizelerin anlattığı öyküyü (eğer varsa), görünüyü, duyguyu, düşünceyi, hadi söyleyelim, düzyazısal anlamı konu edinebiliriz.
Sayfa 476Kitabı okudu
Ethel ve Julius Rosenberg 1983 yılında Birleşik Amerika'da, Sovyetler Birliği'ne atom gizlerini verdikleri suçlaması ile elektrik sandalyesine oturtulmuşlardı. Toplumumuzun bu olaya bunca yıl ilgisiz, hatta duygusuz kalması nasıl açıklanmalı? Soruyu şöyle de değiştirebiliriz: Rossenbergler'e verilen idam cezasının bir adli hata olduğu kanısı nasıl uyandı? Bunlar kolayca yanıtlanacak sorular değildir, biliyorum, Birleşik Amerika karşısında gittikçe daha bağımsız düşünmeye başladığımızı, televizyonda gösterilen bu olayı konu edinmiş filmin büyük etkisi olduğunu söyleyebiliriz, ama bunlar yetersiz gerekçelerdir. Doğrusu, yalnız bizim toplumumuz değil, 1953 yılında Amerikan propagandasına konan birçok toplum, bu korkunç olay karşısında duygusuz kalmıştı. Ben o zaman bu kurbanlar (ya da bu kahramanlar için) "Anı" adlı şiirimi yazmıştım. Ama bu şiirin onlar için yazıldığı uzun süre saklı kaldı, ya da kulaktan kulağa söylendi.
143 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.