«Tina bu konuda soru sormayı bırakmıştı. Roland'ın başka kadınlarla birlikte olduğunun kokusunu alabiliyor ama onu asla suçlamıyordu. Sonuçta sadece arkadaşıydı ve daha fazlasını ummaya hakkı yoktu.»
«Tina'ya kalsa adamı gözetim altında tutup takip etmek isterdi ama bunu yapmak için hiçbir yasal dayanağı yoktu. Ayrıca… Eh, geriye tek seçenek kalmıştı, pek de olası görünmeyen üçüncü seçenek: yanılıyor olma ihtimali.»
«Kendini ele vermek üzere olan insanlar, kaçabilmek için çaresiz yollara başvurabilirdi; özellikle de hapis cezası gerektirebilecek boyutta bir şey yapıyorlarsa.»
Limanda kontrol memuru olarak çalışan Tina 40 lı yaşlarındadır küçükken geçirdiği bir kaza ona farkli bir görü kazanmasına neden olmustur ve calistigi yerde sınırda koku alarak gumrukten gecenlerin neler sakladiklarini bulabiliyordur. Bir gün bir adam gelir ve hayatı değişir.Vore tıpkı onun gibidir o da farklidir.Tinanin sırları bir bir çıkar ortaya babası gercegi anlatir ormanın derinliklerini Vore 'yi Reva'yı ikisinin ayni olusu farkli olusu herseyin yalan oluşunu çok değişik sınırları zorlayan bir kitap okudum
Yükte hafif, pahada ağır bir novella.İlginç, tekinsiz bir metin,alışık olduğumuzdan çok uzak karakterler. İlgi, merak ve hafif gerginlik ile çevirdim sayfaları, metnin tekinsiz atmosferi içine aldı beni.
Daha ilk sayfadan derin bir yalnızlık ve öteki olma hâli karşılıyor okuru.40 yaşında havaalanında çalışan Tina'nın yaşamını zordur çünkü küçükken geçirdiği kazanın mührü bedenine damgalanmış ve ayrıca genlerindeki tuhaflık da ruhunu örselemiş ve yalnızlığını perçinlemiştir. Havaalanında suçluların kokusunu alarak geçinen Tina'nın yaşamının orta yerine bir gün garip, tekinsiz bir adam fırlayıverir. Tina bazı şüphelerin peşine düşer, sırlar aralanır, aşk filizlenir, sorgulamalar başlar. İnsan dönüp kendine soruyor "Acaba biz sınırlarımızı ne kadar zorluyoruz?"
Filmi de var,ben kitabı, ormanın tam kalbinin gizemini sevdim, İsveç edebiyatından.
Tina yalnız, eksik, belki de en çok ‘yanlış’ hissediyor. Duyularının açık olması işinde iyi olmasını sağlıyor evet ama özel hayatını kabusa çeviriyor sanki. Kendinde arıyor suçu ama acaba öyle mi?
.
Arka kapak yazısını okuyup merakla başladığım Sınır, kısacık bir metin olmasına rağmen beni yordu. Çünkü içine giremedim bir türlü, Tina ve yaşadıkları havada kaldı benim için. Farklı mı, evet. İsveçli yazar John Ajvide Lindqvist ile bu kitabıyla anlaşamamış olsak da dilimize çevrilen diğer eseri Gir Kanıma’yı da merak etmedim değil~
.
Yonca Mete Soy çevirisi, Barış Şehri kapak tasarımıyla ~