Siyasetini Arayan Ülke

Doğu Ergil

Siyasetini Arayan Ülke Sözleri ve Alıntıları

Siyasetini Arayan Ülke sözleri ve alıntılarını, Siyasetini Arayan Ülke kitap alıntılarını, Siyasetini Arayan Ülke en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Muhalif Olmak ve Namuslu Kalabilmek Özveri ve Cesaret İster
Siyaset, uzun yıllardan beri, "devletten yana çıkmak" ile "halkın tarafını tutmak" arasındaki karşıt duruşlara sıkışıp kalmıştır. Bunu aşamadığı için de, devletçe "makbul" sayılan ve sayılmayan gruplar arasında tahripkâr bir rekabete ve karşıtlığa yol açmıştır. Toplumdan yana çıkmak, yani sivil toplumu geliştirmek, onun taleplerini dillendirmek, farklı siyasal gündemler önermek, devlete karşı bir tavır gibi algılanmıştır. Sadece talep ve görüş çeşitliliği değil, farklı grup aidiyeti belirtimleri de bastırılmıştır. Bu konuda devlete "yardımcı" olanlar korunmuş ve kollanmıştır. Geldiğimiz noktada, hırsızlar, katiller ve mafyalar, bir zamanlar "devlet adına" bir şeyler yaptıkları için, "şerefli" ve "gurur duyulan" kişiler olarak ilan edilmişlerdir. Oysa ülkemiz şartlarında çok zor yetişen düşünür, aydın, yazar ve sanatçılar, bu baskıcı ve "tekleştirici" sistemli politikalara karşı eleştirel bir tavır sergiledikleri için yokluklara, işkencelere, eziyetlere, dışlanmalara uğratılıp medeni ölüler haline getirilmişlerdir.
Sayfa 73 - 1. baskı - 2000
Her kim kurtuluş için bir tek yol olduğunu veya kaldığını kesin bir inançla söylüyorsa ondan ödümüz kopmalı. Tek bayrak, tek millet, tek devlet, tek lider, tek ırk, tek yol, tek örgüt, tek inanç hep diktatoryaların habercisi olmuştur. Tek tipin diğer adı militarizmdir, bilirsiniz.
Sayfa 168 - 1. baskı - 2000
Reklam
Korku, güvensizliğin çocuğudur. Fanatik, tekil olarak tam bir korkaktır.
Sayfa 166 - 1. baskı - 2000
Huntington ve Fuller'in İttihadı İslam Tavsiyesindeki Halifelik Eksik Kalmış
Şimdiye dek siyasetin ve bürokrasinin dışında, dolayısıyla sistemin nimetlerinden uzak tutulan kitleler, Siyasal İslamcı Partiler ve milliyetçi dindar cemaatler vasıtasıyla "merkez"e doğru hareketlenebilmişlerdir. Siyasal İslamcı Partiler onlar için, güçlendirici ve taşıyıcı bir siyasal-bürokrat araç rolünü oynamıştır. Evet, Kostantinapolis 1453 yılında fethedilmiştir ama, onlar için Taksim'in girişine yapılacak olan gösterişli bir cami sonrası tamamen İslambol olacaktır, o zaman tam manasıyla 1918-1923 arası olan İngiliz işgalinden kurtarılıp yeniden fethi tamamlanacaktır. Taksim'in girişine ve Çamlıca tepesine yapılacak selâtin Camiler ve yıkılan Topçu kışlasının yeniden ihyasının ardından Siyasal İslamcılık'ın bayraktarlığını yapacak olan onlarca büyük projelerle birlikte İstanbul/İslambol'un yeniden fethi tamamlanacaktır. Cami, siyasal islamcı zümre için en belirgin simgedir. Ankara'da ki Cumhurbaşkanlığı köşkü içinde Cami isteminin arkasında da Osmanlı dersaadetinden sonra kurulan yeni Türkiye'nin başkentini de fethetme arzusu yatmaktadır. İşte o zaman siyasal fütuhat gerçekleşecek, ondan sonra kültürel ve sosyal fütuhat başlayacaktır. Belki bu süreç, bu kadar bilinçli planlanmamıştır ama, Siyasal İslamcı zümrenin bilinç altında yatan iktidarlaşma seyri bu doğrultudadır.
Sayfa 45 - 1. baskı - 2000
Türkiye'nin en büyük sıkıntısı, seksen yıldır kırsal ekonomisini ve nüfus yapısını dönüştürememiş, çağdaş bir düzeye kavuşturamamış olmasıdır. Bunun için ciddi ve kararlı bir çaba da göstermemiştir. Bu nedenle, ne sermaye birikimini zamanında tamamlayabilmiştir, ne de kırsal ekonomide yaratılan artı değer yeterince çoğaltılıp sanayiye aktarılabilmiştir.
Sayfa 44 - 1. baskı - 2000
Güçlü bir devlet, ancak zenginleşen toplumlar üzerinde yükselir ve ayakta durur. Devlet şiddeti, her türlü özgürlüğün gelişmesini engeller. Devlet şiddeti otokrasiye dönüşür ve otokratik devletler, ülkelerinin geri kalmasına neden olurlar. Ondan sonra da "Neden bizim ülkemizde siyasal şiddet baş gösteriyor?" diye hayret ederler.
Sayfa 93 - 1. baskı - 2000
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.