Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Son Cihangir Sultan Dördüncü Murâd Han'ın Romanı Yazar: Turgut Güler

Turgut Güler

Son Cihangir Sultan Dördüncü Murâd Han'ın Romanı Yazar: Turgut Güler Hakkında

Son Cihangir Sultan Dördüncü Murâd Han'ın Romanı Yazar: Turgut Güler konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
7/10
1 Kişi
1
Okunma
1
Beğeni
122
Görüntülenme

Hakkında

Sultan Murâd Hân, yaralı askerler kadar, muhârib askerleri de yakından görmek istiyor, sık sık onların arasına katılıyor, hattâ, asker saflarını teftîş ediyordu. İşte, bu ziyâret ve teftîşlerinden birinde, bıyıksız bir asker gördü. Bu, pek küçük yaşda, daha bıyıkları çıkmamış bir oğlandı. Oysa, Sultan Murâd, Üsküdar Sahrâsı’na Otâğ-ı Hümâyûn kurulurken, sefer güzergâhında orduya katılacak gönüllülerin bıyıklı olmalarını fermân eylemiş idi. Sultan Murâd, ordusunda bıyıksız asker istemiyordu. Pâdişâh buyruğuna itaat etmeyen bu oğlan, ne demeye bıyığı olmadan orduya girmiş ve Bağdad önlerine kadar gelmişti? Çok hiddetlenen, öykelenen ve dahî gazablanan Sultan Murâd Hân, hemen o oğlanı huzûruna getirtti. O sırada, yakında ve uzakta olan cümle askerler, yaptıkları işleri bırakmışlar, Pâdişâh ile bıyıksız oğlan arasında yaşanacakları seyre dalmışlardı. Sultan Murâd, Bıyıksız Oğlan’a: “Yâ oğlan! Sen Pâdişâh buyruğu bilmez misin? Biz, daha seferin bidâyetinde gönüllü askerimin bıyıkları burula! Dahî üstünde demir tarak, kemik tarak, şimşir tarak durula! Demedik mi? Bu, nice bir hadzislik ve dahî densizliktir? Cevâbın tez gelsin!” diye kükredi. Bıyıksız Oğlan, belindeki kılıncını düzeltti, omzundaki yayını yokladı, sırtındaki sadağına dokundu ve daha sonra iki elini göğüs hizâsında birleştirerek: “Sultân Murâd’ın ordusunda bıyıksız asker yoktur! Bu Osman kulunuzun bıyıkları buruludur ve dahî üstünde demir tarak, kemik tarak, şimşir tarak duruludur. Hünkâr’ım! Bıyıksız asker olmak, Osman kulunuzun harcı değildir!” diye var gücüyle bağırdı. Bunun üzerine, daha da hiddetlenen Pâdişâh, kendi gözlerine mi, yoksa bıyıksız Osman’ın dediklerine mi inanacağını, kendisine sormaya başladı: “Sen, eyice haddi aşıp, edebsizlik vâdîsine daldın. Olmayan bıyıklarına demir, şimşir ve kemik tarak koymak da ne oluyor?” Osman Oğlan, bu Pâdişâh nârâsına cevap vermek için, sağ elini ibrişim kuşağına attı ve oradan aldığı uzun dişli kemik tarağı, üst dudaklarına öyle bir şiddet ve dahî kuvvetle sapladı ki, akan kanlar aşağıya, ayaklarına kadar sel misâli boşaldı. Kemik tarak ise, bıyık ormanına dalmış gibi, saplandığı yerde dimdik durdu.
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 12 dk.Sayfa Sayısı: 360İlk Yayın Tarihi: 2021Yayınevi: Ötüken Neşriyat
ISBN: 9786254081279Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Türler:
Reklam

Yazar Hakkında

Turgut Güler
Turgut GülerYazar · 16 kitap
1951 yılında Afyonkarahisâr’ın Sultandağı ilçe­sine bağlı Dort (bugünkü Doğancık) köyünde doğdu. Âilesi, 1959 Ocağında Aydın’ın Horsunlu kasabasına yerleşti. İlkokulu orada, Ortaokulu Kuyucak’da okudu. İki hafta kadar Nazilli Li­sesi’ne devâm ettikten sonra, Nazilli Öğretmen Okulu’na girdi. Bu okulun ikinci sınıfını bitirdiği 1968 yılında, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi’ne kaydoldu. 1969-1973 yılları arasında, Yüksek Öğretmen Okulu hesâbına, İstanbul Üniversite­si Edebiyât Fakültesi Târîh Bölümü’nde tahsîl gördü. İstanbul Çapa’daki Yüksek Öğretmen Okulu’nun Kompozis­yon ve Diksiyon Hocası olan Ahmet Kabaklı’nın başkanlığında kurulan Türkiye Edebiyât Cemiyeti’nde, bilâhare bu cemiyetin yayınladığı Türk Edebiyâtı Dergisi’nde vazîfe aldı. Bir tarafdan üniversite tahsîline devâm etti, bir yandan da bahsi geçen der­ginin “mutfak” tâbir edilen hazırlık işlerinde çalıştı. Metin Nuri Samancı’dan sonra da ikinci yazı işleri müdürü oldu (Mart 1973, 15. Sayı). Bu dergide yazı ve şiirleri yayımlandı. 1973 Haziranında üniversiteyi bitirdiğinde, Malatya Mustafa Kemâl Kız Öğretmen Lisesi târîh öğretmenliğine tâyin edildi. Ah­met Kabaklı’nın arzûsu ile bu görevine başlamadı ve İstanbul’da kaldı, Türk Edebiyâtı Dergisi’ndeki mesâîyi sürdürdü. 1975 yı­lında hem Edebiyât Cemiyeti (Bakanlar Kurulu karârıyla Türkiye kelimesi kaldırılmıştı), hem de Türk Edebiyâtı Dergisi, maddî sı­kıntılar yaşadı, dergi yayınına ara verdi. Bunun üzeri­ne, resmî vazîfe isteği ile Millî Eğitim Bakanlığı’na mürâcaat etti. Van Alparslan Öğretmen Lisesi’nde başlayan târîh öğretmen­liği, Mardin, Kütahya ve Aydın’ın muhtelif okullarında devâm etti. 1984 yılında açılan Aydın Anadolu Lisesi’nin müdürlüğüne getirildi. 1992’de, okulun yeni binâsıyla berâber adı da değişti ve Adnan Menderes Anadolu Lisesi oldu. Bu vazîfede iken, 1999 Ağustosunda emekliye ayrıldı. 2000-2012 yılları arasında, İstan­bul’da, Altan Deliorman’a âit Bayrak Basım-Yayım-Tanıtım’da, yazı ve yayın çalışmalarına katıldı. Yine Altan Deliorman’ın çıkardığı Orkun Dergisi’nde, kendi adı ve müsteâr isimlerle (Yahyâ Bâlî, Husrev Budin, Ertuğrul Söğütlü) yazılar yazdı. İki kızı var. Yayımlanmış Eserleri: Orhun’dan Tuna’ya Uluğ Türkler, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2014; Takı Taluy Takı Müren (Daha Deniz Daha Irmak), Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2014; Cihângîr Tûğlar-Selîmnâme, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2014; Ejderlerin Beklediği Hazîne, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2015, Şehsüvâr-ı Cihângîr-Fâtihnâme, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2015.