Sonra mektuplar geldi; mektuplar. Mektuplar aldım hiç tanımadığım insanlardan, adını ilk kez duyduğum uzak kasabalardan. İçten bir dille yazılmışlardı, yalnızca aşktan ve hayal kırıklıklarından söz ediyorlardı. Kim bilir insanların tek varlık noktaları, yaşamlarının biricik anlamı aşkları ve hayal kırıklıklarıydı?..
Oysa ben çoktan vazgeçmiştim. Aşktan değil elbette, yalnızca yitik bir ülkeye benzeyen senden. O kasabalar kadar uzaktın şimdi bana. Uzak kasabalar kanamıyordu, yalnızca sislerin ardına gizlenmiş tek tük ışıklar saçıyorlardı zaman zaman. Neden sonra bütün ışıklar sönüyordu: Aşk bitti!..
Sonra bu kez ben yazıyordum, hiç tanımadığım insanlara. Mektuplar yazıyordum sayfalarca, uzak kasabalara postalıyordum onları birer birer. Uzak kasabalara bölünmüş bir yürek yalnızlığı yaşıyordum.
Seni ben uzaklarda unuttum
Kendimi uzaklarda hatırladım