Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Spartaküs Sözleri ve Alıntıları

Spartaküs sözleri ve alıntılarını, Spartaküs kitap alıntılarını, Spartaküs en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Keçi yavrusunun kanını içtiler; fakat gırtlakları çiğ eti yutamayacak kadar kurumuştu. Kısa boylu adam hayvanın yüreğini, plaka biçimindeki bir taşla deldi ve onu, törensel bir edayla güneşe doğru tuttu (...)
Kölelerden biri emekleyerek ayağı kalktı ve ağır ağır Titül'ün yanına yaklaştı. "Hep koca bir aptaldın, İberyalı. Tanrın da senin gibi kölenin teki ve yatağına yatmayı bile beceremiyor."
Reklam
Kleon aşkı unutmuştu; fakat nefret etmeyi unutmamıştı.
İnsanlar sığırtmaç tarafından güdülen hayvanlardı. Sığırtmacın kendisi ağzı salyalı bir aptaldan başka bir şey değildi.
Savaş... aynen insanların yağmura, güneşe ve günlerini yiye yiye tüketen şu obur dünyaya karşı verdiği gibi... Nefret... Aynen insanların karanlıktan ve soğuktan, acının deliciliğinden ve kıtlıktan ve ölümden ettiği gibi...
Sayfa 275Kitabı okudu
Kaçak Aranıyor!
göğsünde ise Platonun Devlet’ i saklı hâlde Roma’dan kaçtı.
Reklam
Ve unutmak asla mümkün olmayacak Dünyaya köleliğin efendiliğini getiren seni!
İsa’nın çamıha gerilişinden yüzyıl önce, İtalya’da bir bahar vaktiydi
Tarih
Yalnızca mükemmel özgürlük sayesinde hayat tekrar mükemmel olabilir.
Sayfa 190 - Yordam kitapKitabı okudu
.. ve tüm köle ordusunun içi yeni, tuhaf bir duygunun heyecanıyla kıpır kıpır oluyordu; içlerinde hissettikleri artık çaresizlikten kaynaklı cesaret değil, gurur ve çılgıncasına bir umuttu.
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Ne Tanrılar vardı, ne de başlangıçlar ve bitişler; ne doğumdaki acıyı ve kanı bir tasarlayan vardı, ne de ölümdeki acıyı ve kanı.
Spartacus
"Bu, Yeni Cumhuriyet 'inin başlangıcı mı? ...." Yapmadan önce yıkmalıyız. "
Sayfa 126 - Yordam kitapKitabı okudu
Efendilerin yuvası, yeryüzünün en zengin şehri, tanrıların geceleri meydana çıkıp kapıları kapadığı ve savaş kılıçlarını bilediği kent! Trakya’nın üzerine amansızca yürüyen, köle elde etmek üzere fethedilen uzak denizlerin kıyılarından ayakları prangalı uzun siyah sıralar sürükleyip getiren, aman nedir, barış nedir, doğruluk nedir bilmeyen, acıyı ve merhameti diğer insanların hayatı sevdiği kadar seven şehir... güneşin pırıltıları altında yere çökmüş bir canavar... ROMA!
Sayfa 199Kitabı okudu
Denizlerin ürkütücü görkemiyle, efendilerin lejyonerleriyle yüz yüze gelmişlerdi. Panik havası ilk kez dolaşıyordu safların arasında, üzüm bağlarından, madenlerden, ambarlardan gelmiş adamlar, karşılarında duran düşmana ağızları açık bakarlarken. Ve sırtlarına inen kamçının bıçak gibi batan acısını ve bir efendinin huzurundayken kölelerin başka tarafa çevrilen başlarını hatırladılar. İşte o zaman, hoşnutlukla sarmaşan bir çaresizlik içinde, kalmak ve savaşmak zorunda olduklarının farkına vardılar. Bundan kaçış yoktu.
Bir ülkede kölelik de efendilik de ortadan kalkmadıkça, kadınların çocuklarını huzur içinde emzirdiği, erkeklerin tarlalarda sakin yüreklerle çalıştığı sağlam devlet olmaz.
Sayfa 229Kitabı okudu
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.