BARBAROS HAYRETTİN'in başarı dolu hayatı ile kıyaslanabilecek başka bir örneğe tarihte pek az rastlanır. Midilli adasında yerleşmiş bir yeniçerinin oğiu olan Barbaros, Osmanlı donanmasının baş amiralliğine, kaptan-ı deryalığa yükselmiş, Cezayir Sultanı olmuş, Osmanlı padişahlarının en muhteşemi Kanuni Sultan Süleyman'ın güvenini ve dostluğunu kazanmıştı. On altıncı yüzyılın ilk yarısı, Barbaros'un Akdeniz'de gösterdiği kahramanlıklar ve eriştiği başarılarla doludur. Ağabeyisi Oruç Reis'le birlikte Kuzey Afrika kıyılarına yerleştikleri günden itibaren Akdeniz'in kaderi değişmiş, bu çevrenin yaşayışı ve ticareti bambaşka bir biçime bürünmüştür. Bu tarihten sonra, üç yüz yıla yakın bir süre, bütün Akdeniz, Cezayir topraklarında üslenmiş olan Türk denizcilerinin hâkimiyetinde ve etkisinde kalmıştır. Başta ispanya olmak üzere, büyük Avrupa devletleri. Doğu ülkeleriyle aralarındaki geleneksel ticaret yollarının üzerine dikilen bu engelle savaşmak için bir çok defa aralarında birleşmişlerdi. Barbaros'un. batı devletlerinin Doğu'ya doğru kendilerine başka yollar aramak yönündeki çabalarını dolaylı olarak etkilediği bile ileri sürülür. Osmanlı donanmasının yeniden düzenlenmesinde ve yönetilmesinde gösterdiği üstün başarı, İmparatorluğun bütün on altıncı Yüzyıl süresince Avrupa'yı titretecek bir gelişme göstermesine yol açmıştır. Barbaros, en yüksek başarısını, şüphesiz, Preveze'de Andrea Doria komutasında ispanya, Ceneviz ve Venedik filolarından kurulu müttefik donanmasını bozguna uğratmakla kazanmıştır.
İngiliz yazarı Emle Bradford'un kitabı, bu büyük Türk denizcisinin akıllara hayret veren hayat hikâyesini dile getirmektedir. Yazar, Avrupa tarihçilerinin uzun süre «korsan* diye küçümsedikleri Barbaros Hayrettin'in devrinin en büyük şahsiyetlerinden biri olduğunu delillerle ortaya koyuyor. Tarihçi Abbe Brantöme, Barbaros için şöyle diyordu; «Koskoca ülkeler ve krallıklar fethetmiş olan büyük Yunan ve Roma kumandanları da dahil, hiç kimse. Barbaros'un yüceliğine erişememiştir. Fransa, ya da herhangi başka bir ülke, onu kendi evlâtları arasında görmekten şeref duyardı.» Türk vakanüvisleri, Barbaros'un ölümünü şu sade sözlerle bildirmişlerdi; «Denizlerin Sultanı öldü.»