Binyıl Bildirgesi’nin IV. bölümünün 21. Maddesinde belirtildiği gibi “Başta çocuklarımız ve torunlarımız olmak üzere tüm insanlığı, insanoğlunun etkinlikleri nedeniyle onarılamaz ölçüde bozulmuş ve kaynakları artık gereksinimleri karşılamayacak kadar yetersizleşmiş olan bir gezegende yaşama tehdidinden kurtarmak için hiçbir çabadan kaçınmamalıyız”
Bu çabanın ilk ve en önemli aşamasını; çevreye olan her türlü faaliyette insan merkezli yaklaşımının yerini çevre odaklı yaklaşımın alması oluşturur. Unutmamalıyız ki çevreye değer vermek; aslında insana değer vermek demek, çevrenin özünü korumak; kent yaşanılabilirliğini korumak demektir.
