Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tarih Sümer'de Başlar

Samuel Noah Kramer

Tarih Sümer'de Başlar Sözleri ve Alıntıları

Tarih Sümer'de Başlar sözleri ve alıntılarını, Tarih Sümer'de Başlar kitap alıntılarını, Tarih Sümer'de Başlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihteki ilk mahkeme kararı
İÖ 1850 tarihinde Sümer ülkesinde bir cinayet işlendi. Üç kişi bir berber, bir bahçıvan ve meslegi bilinmeyen biri- Lu -lnanna adlı bir tapınak görevlisini öldürürler. Katiller, belirtilmeyen bir nedenle, kurbanın Nin-clada adındaki kansına kocasının öldürüldügünü haber verirler. Garip bir biçimde, kadın onların sırrını saklar ve yetkililere bildirrnez. Ama o zaman bile, en azından uygar Sümer yurdunda, ada­letin kolu uzun ve kesindi. Cinayet, Kral Ur-Ninurta'ya başkenti lsin'de bildirildi ve o da davayı Nippur'daki mahkeme işlevi gören Yurttaşlar Meclisi'nin önüne çıkardı. Bu mecliste bulunanlardan dokuzu, yalnızca üç katilin degil, kadı­nın da cezalandırılması gerektigini savlayarak suçlulann sayısını artı­rırlar; olasılıkla cinayeti ögrendikten sonra suskunlugunu korudugu için suç ortağı olabilecegini düşünmüşlerdi. Bunun üzerine meclisin iki üyesi kadının savunmasını üstlenirler. Onun cinayetle yer almadıgını ve bu nedenle de cezalandınlmaması gerektigini öne sürerler. Mahkeme üyeleri savunmanın görüşüne katılır. Kocası saglığında kadının gereksinimlerini karşılar gibi görünmediginden kadının sus­ kun kalmakta haklı oldugunu bildirirler. "Gerçek katillerin cezasının infazına" ifadesiyle karar sonuca baglanır. Buna göre, Nippur mecli­since yalnızca üç kişiye ölüm cezası verilmiştir. "
Nuh Tufanı
Mite göre, tan­rısal bir ses kendisine, tanrılar meclisinin bir tufan çıkarma ve "insanlıgın tohumunu kurutma" kararı aldıgını bildirdiginde Ziusudra bir duvarın yanında bulunuyordu Metin, bundan sonra, Ziusudra'ya kocaman bir gemi yapması ve kendisini yok olmaktan kurtarması için verilen ayrıntılı ögütlerle de­vam ediyor olmalı. Ancak metnin bu kısmında da yaklaşık 40 dizelik bir digeri kırık oldugundan bu bölüm kayıptır. Metin yeniden okuna­bilir hale geldiginde, tufanın bütün şiddetiyle '·ülke"yi kapladıgını ve yedi gün yedi gece sular altında bıraktigını görürüz. Sonra güneş tan­rısı Utu degerli ışıgını her yere saçarak tekrar ortaya çıkar. Ziusudra
Reklam
Gümüşü çok olan mutlu olabilir, Arpası çok olan mutlu olabilir, Fakat hiçbir şeyi olmayan rahat uyuyabilir.
Bu bildiğin biziz
Şimdi denemenin en anlaşılabilir parçalarından yalnızca belirsiz birkaç deyiş veya kırık dizeyi atlayarak yaptıgımız sözcügü sözcügüne bir çeviri denemesini verelim. Babanın ogluna sorusuyla başlar: "Nereye gittin? " "Hiçbir yere gitmedim." "Eğer bir yere gitmediysen, niye avarelik ediyorsun? Okula git, 'okul-babası'nın önünde dur, ödevini ezberle, okul çantanı aç, 'ağa- bey'in senin için yeni tablet yazarken kendi tabletini yaz. ödevini bitirip gözetmenine gösterdikten sonra yollarda oyalanmadan doğruca bana gel. Şimdi, ne dediğimi anladın mı?" "Anladım, sana tekrar edeyim." "Peki, şimdi tekrarla." "Söylüyorum." "Söyle." "Haydi, söyle bana." "Bana okula gitmemi, ödevimi ezberlememi, okul çantamı açmamı, 'ağabey'im bana yeni tablet hazırlarken kendi tabletimi yazmamı söyledin. Ödevimi bitirdikten sonra, gözetmenime göstereceğim ve senin yanına geleceğim. lşte, bana söylediklerin bunlar." Bundan sonra baba uzun bir monologla devam eder: "Bana bak, adam ol. Meydanlarda başıboş dolaşma, caddelerde sürtme. Sokakta yürürken çevrene bakınıp durma. Alçakgönüllü ol, gözetmenine ondan çekindiğini göster. Korktuğunu belli edersen senden hoşnut kalır." ............ [Yaklaşık onbeş satır hasarlıdır.] Dipnot : 15 satır hasarlıdır dedikten sonra monolog devam ediyor. 2 sayfa kadar sürüyor kitapta. Hepsini yazmadım. Babası çocuğunu fırçalamaya devam ediyor
Okuduktan sonra günümüz de bulunan dinlerin ayetleri nerden ortaya çıktı anlıyoruz...
Seni suya koysalar suyu kirletirsin, bahçeye koysalar meyveler çürümeye başlar..!
Reklam
Yoksul için, ölmek yaşamaya yeğdir; Ekmeği varsa, tuzu yoktur, Tuzu varsa, ekmeği yoktur, Eti varsa, kuzusu yoktur, Kuzusu varsa, eti yoktur. ( Sümer Atasözü)
Sümerlerin, sözcüğün gerçek anlamıyla tarih-yazını üretmediklerini söylemek yerinde olur. Kuşkusuz hiçbir Sümerli yazar, çağdaş tarihçierin düşündüğü anlamda süreçleri irdeleyerek ve altında yatan nedenlere dayanarak tarih yazmamıştır. Kendine özgü dünya görüşüyle sınırlı Sümerli düşünür tarihsel olayları, insanın çevresiyle etkile­şiminin yavaş yavaş ortaya çıkan ürünü olarak değil de, dünya sahne­sinde "tamamen hazır, tepeden inme" bir biçimde boy gösteren olaylar olarak algılıyordu. Örneğin, gönençli kentler ve kasabalar, köyler ve çiftliklerden oluşan, politik, dinsel ve ekonomik kurumlar ve tekniklerin çeşitliliği bakımından büyük gelişim sergileyen kendi ülkesinin, zamanın başlangıcından beri -yani, evrenin yaratılışının peşinden tanrıların onun böyle olmasını tasarlayıp karar verdikleri andan bu yana- az çok aynı olduğunu sanıyordu. Olasılıkla en bilgili Sümer bilginleri bile, ülkelerinin bir zamanlar birkaç dağınık yerleşim biriminin bulunduğu ısısız bir bataklık olduğunu ve kuşaklar boyunca İnsanoğlunun istenci ve azminin göstergesi olan mücadeleler ve didinmeler, geliştirilen planlar ve deneyimler, çeşitli keşifler ve icatları izleyen uzun bir süreç sonucunda bu hali aldığını akıllarına bile getirmemişlerdi.
Elli dizeden az olanlardan bin dizeye yaklaşanlarma kadar degişik uzunluklarda olan bu yüzlerce kadim eserin hemen hepsi şiir biçimindeydi. Şimdiye değin bulunanlar genellikle şu türlerdedir: Sümer tanrı ve kahramanlarının başarılarını ve yigitliklerini kutlayan konulu şiir biçimindeki mitler ve destanlar; tanrı ve krallara ilahiler; Sümerkentlerinin yıkılıp, yok edilmesine yazıklanan ağıtlar; atasözü, fabl ve denemeleri içeren bilgelik yapıtları. Sümer kalıntılarından çıkarılan binlerce tablet ve parçanın bir kısmının kadim Sümer ögrencilerinin deneyimsiz ellerinden çıktıgı açıktır.
Sümer okulunun başı, " okulun babası" da denilen ummia, "uzman", "profesör" idi, öğrencilere de "okulun oğulları" deniyordu. Öğretmen yardımcısına "ağabey" deniyordu; öğrencilerin kopyalarını gözden geçirmek ve eserlerini dinlemek gibi görevleri vardı. Diğer öğretim elemanları "çizgimden sorumlu kişi" ve "Sümerceden sorumlu kişi" idi. Ayrıca devamdan sorumlu gözetmenler ve olasılıkla disiplinden sorumlu "kamçı görevlisi" vardı. "Okulun babası"nın müdür olması dışında, okul personelinin hiyerarşik sıralaması konusunda bir bilgimiz yok; gelir kaynakları hakkında bir şey bilmiyoruz. Büyük bir olasılıkla "okulun babası" aldığı okul ücretlerinden ödemeleri yapıyordu. Dip not : Kopya dediği bir kil tabletten ötekine yazı yazarken aynısını yazmalarıdır. Bizim okulda harf öğrenirken alt alta aynı harfleri yazmamız gibi.
Reklam
Tabletimizi ( ilaç yapımını kimyasal tariflerle anlatan tabletten bahsediyor) yazan Sümerli hekimin sihirli sözlere ve büyüye başvurmaması ilginçtir. Metnin hiçbir yerinde bir tanrıdan ya da cinden söz edilmez. lö üçüncü binyılda Sümer'de hastalıkları iyileştirmek için büyü ve cin çıkarıma ayinlerinin bilinmediği anlamına gelmez bu. Tam tersine, büyülü sözlerin yazılı olduğu ve yazıtların yazarları tarafından da böyle olduğu belirtilmiş altmışa yakın küçük tabletten açıkça görüldüğü üzere böyle uygulamalar yapılıyordu. Sümerler, daha sonraki Babilliler gibi, birçok hastalığı hastanın bedenindeki zararlı cinlere bağlıyorlardı. Bu cinlerden yarım düzinesinin adı, Bau, Ninisinna ve Gula adlarıyla da bilinen "karakafaların (Sümerler) yüce hekimi" diye nitelenen tıp sanatının baştanrıçasına adanmış bir Sümer ilahisinde geçmektedir. Buna karşın, şimdiyedeğin gün ışığına çıkarılan en eski tıp metni "sayfa"sı olan bizim kil belgemizde mistik ve usdışı öğelere yer verilmemesi şaşırtıcı bir olgudur.
Kentin alanlarını boğazladığım insanların cesetleriyle doldurdum. Kenti ve evleri yaktım yıktım; temelinden çatısına kadar parçaladım. Tuğla ve kerpiçten tapınak kulelerini, tapınakları ve tanrıları yerle bir ettim. Fırat'tan kentin ortasına kanallar kazdırıp kente sular akıttım. Gelecekte kentin, tapınakların, tanrıların yerlerini hiç kimsenin bulmaması için suda boğdum...
Sayfa 77 - Avesta yayinevi
.... çok iyi durumda olan ilk on bir dizede, insanın korkusuz ve rakipsiz olarak bir barış ve bolluk dünyasında yaşadığı ve evrenin bütün halklarının aynı tanrıya, Enlil'e taptıkları o "bir zamanların" mutlu günleri anlatılır. Gerçekten de, "tek bir dilde" deyimi mecazi anlamı olan "tek yürekten" biçiminde değil de sözcüğü sözcüğüne alınacak olursa, Sümerlerin, daha sonra gelen İbraniler gibi, dil karmaşasından önce evrensel bir dilin varlığına inandıkları ortaya çıkar.
Sayfa 307Kitabı okudu
Sümer tufan öyküsü asıl konusunu Ziusudra'nın ölümsüzleştirilmesi mitinin oluşturduğu bir şiirin parçasıdır ve bu mit Babilli şairlerce kendi amaçları doğrultusunda ustalıkla kullanılmıştır. Böylece, bitkin Gılgamış, Utanapiştim'in (Sümerli Ziusudra) önüne gelip ondan sonsuz yaşamın sırrını öğrenmek istediğinde, Babilli şairler ona kısa ve yerinde bir yanıt verdirmek yerine, bu anı kendi tufan miti yorumlarını anlatma fırsatı olarak kullanmışlardır. Sümer mitinin ilk (yaratılış) bölümünü temaları açısından gereksiz bulup çıkarmışlar, yalnızca Ziusudra'nın ölümsüzleştirilmesiyle sona eren tufan bölümümü korumuşlardır. Ve Utanapiştim'i (Ziusudra) anlatıcı yapmakla, öyküyü üçüncü değil birinci ağızdan aktararak, anlatıcı anonim olan Sümer şiirinin biçimini değiştirmişlerdir.
Sayfa 237Kitabı okudu
Bu kadim belgeden ( Kilden yapılmış "el kitabı" adındaki bir tabletten bahsediyor) ögrendigimize göre , çagdaş meslektaşları gibi Sümerli hekim de ilaçlarının ana maddelerini bitkisel, hayvansal ve madensel kaynaklardan saglıyordu. Gözde mineralleri sodyumklorid (tuz) ve potasyumnitrattı (güherçile). Hayvansal maddelerden, süt, yılan derisi, kaplumbaga kabugu kullanıyordu. Ancak ilaçlarının çogunun kaynagı bitkiler dünyasıydı; hıyarşember, mersin, şeytantersi, kekik gibi bitkiler; sögüt, armut, köknar, incir ve hurma gibi agaçlar. Haçlar bitkinin tohumundan, kökünden, dalından, kabugundan ya da zamkından hazırlanmıştı ve günümüzde oldugu gibi katı ya da toz halde saklanmış olmalılar.
582 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.