Tarihte Toplumsal Cinsiyet

Merry E. Wiesner-Hanks

Tarihte Toplumsal Cinsiyet Sözleri ve Alıntıları

Tarihte Toplumsal Cinsiyet sözleri ve alıntılarını, Tarihte Toplumsal Cinsiyet kitap alıntılarını, Tarihte Toplumsal Cinsiyet en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Japonya'da 1909 yılında fabrikada çalışanların yüzde 62'si düşük ücretle çalışmalarından dolayı kadındı ve bunların çoğunluğu ipek üretiminde çalışmaktaydı. Bu kadınların bazıları aileleri tarafından fabrika sahiplerine satılmışlardı. Onların ürettikleri kumaşlar ve elbiselerden gelen döviz, Japonya'da çelik ve otomobil gibi ağırsanayinin kurulmasını mümkün hale getirdi.
Anaerkil kültürlerde mallar ortaktı, ancak tarım ve hayvancılığın yayılmasıyla erkekler mahsülün, hayvanların ve arazinin üzerinde hak iddia etmeye başladılar. Böylece özel mülkiyet kavramı gelişti. Erkekler özel mülkiyeti ele geçirir geçirmez, birçok kültürde olduğu gibi, mülkiyetin babanın soyundan gelen erkeklere bırakıldığı ataerkil miras sistemi kurdu. Erkekler, mirası kendi vârislerine bırakmayı fazlasıyla önemsemeye başladı ve çocuklarının meşru olduğundan emin olmak için kadınların cinsel yaşamını denetlemeye çalıştılar.
Reklam
Çin'de kadınların ayaklarını bağlama uygulamaları
Ayak bağlama uygulaması, 1200'lerde Çin'in kuzeyindeki üst ve orta sınıf arasında kök saldı. Bir kızın ayaklarını bağlamak için ayak parmakları aşağıya doğru bastırılır, topuğunun altına kadar bükülür ve zamanla kemikleri kırılırdı; bu genellikle çocuk 6 yaşındayken başlardı ve arzulanan küçük, sivri uçlu "altın nilüfer" şeklini sürdürmesi için bir kadının ayakları yaşamı boyunca bağlı kalmak zorundaydı. Ayak bağlamanın nedenlerine ilişkin açıklamalar geniş detaylar içerir: Küçük ayakları ve salınarak yürüyüşü erotikleştiren erkek şairler ve edipler arasındaki fanteziler ve bunun geçmişe özlemle ilişkilendirilmesi; Song Hanedanlığı döneminde Çin'de erkeklik idealinin savaşçıdan alimliğe doğru değişiminin sonucunda ideal kadının evde daha fazla oturma ve görgülü olma zorunluluğu; ekonomik ve sosyal anlamda yükseldiklerini kanıtlamaya hevesli ailelerde, kadın emeğinin aile için gerçekten önemli ve gerekli olduğunu saklama arzusu; Çinlilerin bağlı ayaklarla, gelişmiş üreme kapasitesi ve daha güçlü çocuklar arasında bağlantı kuran cinsellik düşünceleri.
Sayfa 162Kitabı okudu
Zihniyete bakar mısınız, çıldıracağım.
Halka açık alanlarda konuşan veya başkalarının görmesi için yazılarını yayan kadınların, özellikle eğitimli erkekler tarafından, namuslarından şüphe duyuldu. 15. yüzyılda bir İtalyan hümanisti şöyle diyordu: "Güzel konuşan bir kadın asla iffetli değildir." Bu düşünce, 18 yüzyıl Japonya'sındaki aynı görüşteki bir shogun tarafından şöyle dile getirilmiştir: "Kadınların yeteneklerinin geliştirilmesi zararlıdır." Böylesi düşünceler daha geniş çapta paylaşıldı ve Çin'de, "sanatta ve edebiyatta yeteneksiz kadın erdemlidir" gibi popüler söylemlere yansıdı.
Sayfa 296Kitabı okudu
2000 tarihli CIA raporunda, her yıl Tayland, Meksika, Rusya gibi ülkelerden tahminen 50 bin kadının sahte evrakla ABD'ye getirildiği, fahişe veya hizmetçi olarak çalışmaya zorlandığı ve bunların kayıtlara geçmediği belirtilmiştir.
Sayfa 124Kitabı okudu
İlginç bir nokta
Kültürlerin çoğunda tüm toplumsal cinsiyet farklılıkları, kadınların deneyimlerini erkeklerinkinden daha fazla aile yaşamına bağlamaya yaramıştır. Bu yüzden erkeklerin eylemleri ve başarıları anlatılırken onların evlilik durumları veya çocuklarının olup olmadığı söylenmez. Oysa kadınlar söz konusuysa genellikle medeni durumlarından da bahsedilir. Örneğin, Jean-Jacques Rousseau'nun evlilik dışı birkaç çocuğu olduğu ve hepsini evlat edindiği biyografilerinin pek azında anlatılırken, İngiltere kraliçesi I. Elizabeth'in veya Amerikan kadın hakları savunucusu Susan B. Anthony'nin evlenmemiş ve çocuksuz olduğunu yazmayan hiçbir biyografi yoktur.
Reklam
471 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.