Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tevrat ve İncil'in Eleştirisi

İlhan Arsel

Tevrat ve İncil'in Eleştirisi Gönderileri

Tevrat ve İncil'in Eleştirisi kitaplarını, Tevrat ve İncil'in Eleştirisi sözleri ve alıntılarını, Tevrat ve İncil'in Eleştirisi yazarlarını, Tevrat ve İncil'in Eleştirisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Görülüyor ki Tevrat’taki Tanrı, yalancıları mükafatlandıran, suçsuz olanları cezalandıran ve olmadık haksızlıklara kanat açan bir Tanrı’dır. Tanrı’nın sevgili “peygamberi” İbrahim ise, yalan söylemek suretiyle varlık edinmenin sırrını bulmuştur.
Bu emir üzerine İbrahim karısı Sara’yı ve kardeşinin oğlu Lut’u ve mallarını ve kölelerini alarak Kenân denilen yere gider. Tanrı ona orada tekrar seslenerek :”Bu memleketi senin zürriyetine vereceğim” der (Tekvin, Bap 12: 7) ve İbrahim de O’na bir mezbaha yapar. Fakat kıtlık olduğu için daha Güney’e göç etmek zorunda kalır ve Mısır diyarına gider. Fakat karısı güzel bir kadın olduğu için, İbrahim Mısır’da öldürülmekten korkar ve karısına şöyle der: “Biliyorum ki sen görünüşü güzel bir kadınsın; ve olur ki, Mısırlılar seni görünce: -‘Bu onun karısıdır’- derler ve beni öldürürler, fakat seni sağ bırakırlar. Senin yüzünden bana karşı iyi davranılsın, ve senin sebebinle canım yaşasın diye (sen onlara): -’Onun kız kardeşiyim’- de” (Tekvin Bap 12: 11-13). Ve gerçekten de Mısır’a girdiği zaman Mısırlılar Sara’nın güzelliğini görerek Firavun’a methederler. Firavun adamlarını gönderip Sara’yı sarayına aldırır ve onunla evlenir. İbrahim’e de büyük iltifatlarda bulunur ve ona mallar, koyunlar, sığırlar, eşekler, köleler hediye eder. Fakat Tanrı, Sara ile evlendi diye Firavun’a fena halde kızar ve onu ve sarayını “büyük vuruşlarla vurur”. Firavun korkuya kapılır ve İbrahim’i çağırıp: “Bana bu yaptığın nedir? Bu senin karın olduğunu niçin bana bildirmedin? Niçin: -‘Bu benim kız kardeşimdir’- dedin, ben de onu karı olarak aldım? Ve şimdi, işte karın, al ve git” der ve onu ve karısını ve kendisine ait her şeyi ile ülkesinden atar. Fakat atarken ona ait malları, sığırları ve hayvanları geri almaz; İbrahim’e bırakır (Tekvin, Bap 12: 18-20).
Reklam
Yılana, cezasının bu olduğunu bildirdikten sonra Tanrı, kadına döner ve şöyle der: “Zahmetini ve gebeliğini ziyadesiyle çoğaltacağım; ağrı ile çocuk doğuracaksın; ve arzun kocana olacak ve o da sana hâkim olacak” (Tekvin, Bap 3: 16) Görülüyor ki Tanrı, Tevrat’ın anlatmasına göre, bütün bu yukardaki olayları düzenlemekle, asıl maksadının kadına eziyet vermek ve onu erkeğin boyunduruğu altına sokmak olduğunu ortaya vurmuş olur. Bu maksadını biraz daha açığa vurmak için Adem’e, karı sözü dinlemenin kötü ve cezalandırılmayı gerektiren bir şey olduğunu söyler. Bunu yaparken, aynı zamanda güya adil davranıyor ve yasak meyveden yedi diye erkeği de cezalandırıyormuş gibi bir hava yaratmış olur. Adem’e şöyle der: “Karının sözünü dinlediğin ve: -’Ondan yemeyeceksin’- diye sana emrettiğim ağaçtan yediğin için, toprak senin yüzünden lanetli oldu; ömrünün bütün günlerinde zahmetle ondan yiyeceksin... toprağa dönünceye kadar, alnının teriyle ekmek yiyeceksin...” (Tekvin, Bap 3: 17-19). Yani Tanrı, adilane davranıyormuş gibi görünürken aslında kadını erkeğe oranla çok daha ağır, çok daha meşakkatli cezalara çarptırmış olmaktadır: hem de erkeğin suçluluk payı kadına oranla çok daha yüksek olduğu halde.
Kutsal bilinen Kitaplara göre Adem, peygamberlerin ilki sayılır. Tanrı Güya Adem’i topraktan yaratmış ve sonra onun kaburga kemiklerinden de Havva’yı var etmiştir: istemiştir ki kadın erkeğe tâbi olsun. Ahd-i Atıyk’a göre Adem ve Havva masalının özeti şöyle: Tanrı’nın “Ol” demesiyle önce gökler ve yer, sonra gece ve gündüz, sular ve denizler,
Bir Tanrı ki, bütün yarattığı insanlar içerisinden sadece bir grubu (örneğin İsrail oğullarını) seçip kendisine “kavm” edinsin ve sonra bu kavmi başka milletlere karşı savaşa ve “çapula” kışkırtıp ele geçirilen esirlerin kellelerini kılıçla doğratsın, kadınları ve çocukları ve malları çapul ettirsin ve sonra bu vahşeti devam ettirmek için: “Bu milletlerin şehirlerinden olmayıp senden çok uzakta bulunan bütün şehirlere böyle yapacaksın” (Tevrat, Tesniye, Bap 20: 15) diye emir versin! Hayır, “İnanan dindarlara” göre olmaz böyle bir şey.
Akılcı “düşün” insanlarının (özellikle 17. ve 18. yüzyıldan bu yana) söylediklerine göre “insan” denen yaratık, konuşmaya ve derdini anlatmaya başladığı andan bu yana her türlü olumsuzluk yalanlarla başlamıştır. Buna inananlar, Napolyon’un: “Tarih yalanlar serisinden ibarettir” şeklindeki sözlerinde büyük bir gerçek yattığını kabul ederler. Fakat yine bu düşünürlere göre gerçek olan bir şey daha vardır ki, o da yalanların en kurnaz, ve en kötü sonuç yaratan nitelikte olanlarının “Kutsal” diye bilinen kitaplarda yer almış olmasıdır. Şu bakımdan ki kendilerini “peygamber” diye tanıtan ve “Tanrı bana şunları söyledi, şu emirleri verdi, bu emirlere uymazsanız sapıklardan olursunuz, cehennemi boylarsınız, vs...” şeklinde konuşan kişiler, bu konuştuklarını insanlara kabul ettirdikleri an yalan sanatı yerleşmiştir.
Reklam
Akılcı eğilimlerin sonucu olan 1789 Fransız İhtilali ile birliktedir ki, insan hakları dönemi başlamış, insan şahsiyetinin haysiyeti fikri oluşmuş ve böylece kölelik kuruluşu yok olma yolunu tutmuştur.
Sayfa 246Kitabı okudu
Din adamı sorgulamayı engellemek için var
Sorular sormaya kalkışmanız doğru değildir, çünkü kalkıştığınız takdirde halk yığınlarını kandırmak için uydurulmuş hikayelerin temeline dinamit yerleştirmiş ve din adamını ekmeğinden etmiş olursunuz.
Sayfa 109 - Bu sadece tevrat için geçerli değil.Kitabı okudu
Musa'nın yaptığı gibi, Yeşu'nun da başlıca amacı, İsrailoğullarını koyu ırkçı ruhla ve yabancı düşmanlığı duygularıyla yoğurmaktı.
Sayfa 104Kitabı okudu
Musa'nın Tanrı'sı öyle bir Tanrı'dır ki, "sert enseli" ve "isyankar ruhlu" diye tanımladığı İsrailoğullarını, sııf kendisine boyun eğdirtebilmek için, başka milletleri yok etmeyi, onların varlıklarını ve kadınlarını İsrailoğulları arasında paylaştırmayı ahlakiliğe aykırı bulmamaktadır!
Reklam
İsrailoğulları, Tanrı'nın söylemesine göre, aslında "ensesi sert, isyankar, Tanrı emirlerini dinlemeyen, çoğu kez Tanrıyı hiçe sayan" bir millettir (Tesniye, Bap 9: 6).
Şunu bilmeniz gerekir ki, "kutsal" sayılan kitaplarda yazılanlara karşı soru sormak, yine bu kitapların bildirmesine göre, büyük suçtur.
Sayfa 64 - Yasakçı zihniyetKitabı okudu
Yahudilerin Tanrı'sı, yalan ve dolanla iş gören, dürüstlük nedir bilmeyen Yakub gibi bir kimseyi, İsrailoğullarının atası ve önderi yapmayı uygun bulmuştur.
Yaratılma diye bir şey yok bunu bilerek okuyalım
Neden Tanrı kadını, tıpkı Adem gibi topraktan yaratmamıştır da Adem'in kaburga kemiğinden yaratmıştır? Bunun yanıtı şu: istemiştir ki, kadın erkeğe boyun eğsin ve erkek kadının efendisi olsun.
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.