Emin olmadığınız bir soruyla karşılaştığınızda, ilk aklınıza gelen şıkkı işaretleyin; çünkü ilk akla gelen çoğu zaman doğrudur denirdi hepimize. Ama her zaman öyle olmuyor işte, bazen istisnalar da oluyor. Bu kitap da bahsettiğim istisnalardan biri oldu benim için. İlk okuduğumda fantastik bir hikaye olarak değerlendirmiştim sanırım. İkinci kere okuduğumda anladım ki, kitap aslında bir toplum eleştirisidir. Tüm farklılıklarına rağmen tüm çocukları/bireyleri bilinen bir yolda, kabul edilen yöntemlerle büyütüyoruz. Aynı oyuncakları sevmesini, aynı oyunları oynamasını, benzer şeylere üzülüp, benzer şeylerden keyif almasını bekliyoruz; esasında hepsinin tek bir fabrikadan çıkmış ürünler gibi olmasında da bir sakınca görmüyoruz..
İYİ OKUMALAR