✍Bir yanda sefalet diğer yanda zenginlik, Bir yanda açlık ve ölüm diğer tarafta bolluk içinde bir yaşam. En acıtanı da bunların tümünün merkezinde olan iyilik ve kötülük.
Kötülükte sınır yoktu belki ama iyilikte de sınır yoktu. Kötülük her geçen gün daha fazla "kör, sağır, dilsiz" ediyordu. Lâkin iyilikte gün geçtikçe "sevgi, güç, bilgelik" aşılıyordu...
Öyle bir an ki bu; aç kalmaktan, ölü bebek dünyaya getiren bir annenin sütünün, açlıktan ölüm döşeğine düşmüş bir adamın dudaklarında yaşam ışığı olmasıyla sonuçlanıyor. Beni en derinden etkileyen nokta da, işte burası olmuştu. Kitabın başında pek sevemediğim "Rozaşarn'dan" kitabın sonunda bu kadar etkileneceğimi hiç düşünemezdim.