Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türkçenin Karanlık Günleri

Necmettin Hacıeminoğlu

Türkçenin Karanlık Günleri Gönderileri

Türkçenin Karanlık Günleri kitaplarını, Türkçenin Karanlık Günleri sözleri ve alıntılarını, Türkçenin Karanlık Günleri yazarlarını, Türkçenin Karanlık Günleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ferdi yaşatan şuuru olduğu gibi milleti ayakta tutan da milli şuur demek olan milli dildir. Onun için millet bütünlüğü üzerine titreyenler , milli dil üzerine de titrer.Milli bütünlüğü bozmak isteyen iç ve dış düşmanlar ise önce dili yıkmaya kalkışır. Bu mesele Türk milleti için çok mühimdir. Çünkü yeryüzünün dört kıtasında olan milletimiz ,bu ülkelerin her birinde bir kısım evladını da bırakmıştır. Böylece çeşitli ülkelerde Türk milletinden bir parça yaşamaktadır. Ayrı vatanlarda ve yabancı boyundurluğu altında yaşamak bahtsizliğina uğrayan ırkdaşlarimizla bizim aramızdaki en kuvvetli bağ, dilimizdir.
Sayfa 18
Reklam
" Ne yapalım yani? Nesiller birbirini anlasınlar diye çocuklarımıza ' al yuvarlar, ak yuvarlar ' yerine ' küreyvât-ı hamrâ, küreyvât-ı beyzâ' yı mı öğretelim? Dilimiz bu Osmanlı uydurması sözlerle mi zenginleşiyordu? "
Sayfa 32 - Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, 7. Baskı, 2015.Kitabı okudu
OLAMAZ!
" Yüzyıllar boyunca sayısız imparatorluklar kurmuş bir milletin dili, hiç, himayesine aldığı kavimlerin diline esir olabilir mi? "
Sayfa 22 - Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, 7. Baskı, 2015.Kitabı okudu
Anadolu'yu vermek iddiasında ama, oradan tamamıyla kopmuş bir ruhla yorumlanmış... Köylü kadınımız "çamaşır" demiyor da "içsel giysi" diyor. Misafirine "davetlim" demeyip, "çağrılım" diyor. Sonra da, böyle bir dil ile eser yazan zavallı, kendisini bu milletin çocuğu sanıyor.
Sayfa 41 - Türk Edebiyatı Vakfı
Milletinin heyecanını, milletinin zevk ve temayüllerini terennüm etmeyen sanatçı da, beynelmilel bir şöhret olabilir fakat Türk milletinin gönlünde taht kuramaz. Bir Yunus'u, bir de Mevlâna'yı düşününüz. Mevlâna elbette dünya çapındadır. Ama milli değildir. Ya Yunus, ya o "Türkmen Kocası"? İşte o millidir. Türk ruhunu, Türk imanını o dile getirmiştir. Çünkü Türk milletinin dili ile seslenmiştir. Gerçi Yunus bir zirvedir; bu sebeple müstesna sayılabilir. Fakat milletinden kopmamış küçük büyük bütün sanatçılar ölmemiş, unutulmamıştır. Halk onları gönlünde ve zihnin yaşatmıştır.
Sayfa 40 - Türk Edebiyatı Vakfı
Reklam
Yaşayan ve kullanılmakta olan bir kelimenin hüviyetini sormak, soyunu-sopunu araştırmak hiçbir mantıkî delil ile müdafaa edilemez.
Sayfa 23 - Türk Edebiyatı Vakfı
. Batı dillerinden gelen ve henüz halk tarafından benimsenmemiş olan «komüsyon, delege, personel, kontrol, enformasyon, konsorsiyum, konsumasyon, solist, mönü, seksiyon, sektör, tekstil, protokol, brifing, enstantane, deklerasyon» gibi kelimelere ses çıkarmayıp da, Türk milletinin iliğine işlemiş, ruhuna sinmiş «hayat, ömür, cesaret, vicdan, ahlâk» gibi yüzlerce kelimeyi dilden atmaya kalkışmak önce ahmaklık, sonra barbarlıktır. .
. Konunun ilgi çekici bir yönü daha var: Son yirmi yıl içinde dilde aşırı özleşmeyi savunan aydın zümresi hiç bir zaman milliyetçi bir grup değildir. Hayat görüşleri, millet, milliyet ve kültür anlayışları bakımından son derece serbest düşünceli, hatta milliyetçilik yerine beynelmilelciliği benimseyen bir kısım aydınların dil konusunda böyle aşırı Türkçeci oluş sebeplerini izah etmek bizce imkansızdır. Hiç bir konuda Türkçü ve milliyetçi olmayan, hatta bu düşüncelere karşı çıkan kimseler dil meselesinde nasıl Türkçeci oluyor, nasıl bir dil ırkçısı kesiliyorlar? .
. İlk olarak Kaşgarlı Mahmut 1072 yılında yazdığı Divanü Lugati't-Türk adlı büyük eseri ile Türk dilinin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu, on beşinci yüzyılda da Ali Şir Nevayi Muhakemetü'l-Lugateyn adlı eseri ile Türkçenin Farsçadan daha güzel ve zengin bir dil olduğunu iddia ederek, bunu isbata çalışırlar. Her iki müellif de iddialarını sadece dil sahasına inhisar ettirmekle yetinmeyip, aynı zamanda Türklerin üstün ve ileri bir millet olduklarını da belirtmek suretiyle, bin yıl sonra Atatürk'ün «Ne mutlu Türküm diyene!» «Bir Türk dünyaya bedel!» «Yüksel Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur!» sözleri ile ifade ettiği Türk milliyetçiliği ülküsünün de öncüsü olurlar. .
Reklam
. Fakat, Türk milletinin asırlardan beri işlediği ve bugünkü olgun hale getirdiği Türkçeyi yıkmak isteyenleri milli vicdan affetmeyecektir. Çünkü bu hareket, şu veya bu yabancı kelimeye değil, aslında milli bütünlüğe indirilmek istenen bir darbedir. Türk milletinin tarihini ancak elli yıl içinde arayanların, milli tarihimize vurmak istedikleri bir «tekme»dir. Türk milletini 36 milyondan ibaretmiş gibi göstermek isteyenlerin ve öyle olmasını temenni eden bedbahtların milli kültürümüze salladığı hoyrat bir çekiçtir. Türk milletinin bütünlüğüne kasteden bu kirli eller elbette kırılacaktır. .
. Dilin varlığı, millet bütünlüğünün geleceği için yegane teminattır. Dil yaşadığı müddetçe millet ayaktadır. Türklüğün can düşmanları bunun için milli dilimizi yıkmaya çalışmaktadırlar. .
Nitekim, tarih göstermiştir ki bir milletin kurmuş olduğu devlet yıkılabilir, oturduğu vatan elinden alınabilir, fakat dili yaşıyorsa, o millet dağılmamıştır, kaybolmamıştır, ayaktadır.
Atatürk inkılapları,hudutları içinde Türk milletini hapseden, sert bir Çember değildir. Eğer öyle olursa, hep o dairenin ortasında döne dolaşa, başımız döner, yıkılırız. Atatürk’ün yaptığı inkılaplar, belirli bir hedefe doğru açılmış bir yoldur. Bir yöndür. Bize düşen, onun bırakıp gittiği yerde çivi ile çakılmış gibi, ebediyen hareketsiz kalmak değil, gösterdiği ve yürümeye başladığı yolun doğrultusunda ilerlemektir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Bir sözün “uydurma”lıktan kurtulması için metinlere girmesi, eserlere geçmesi lazımdır. Ancak o zaman hayat, mana ve değer kazanır.
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.