Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gazete Yazıları, Bütün Eserleri 10

Türkiye'nin Kalbi, Kabul Günleri

Sevgi Soysal

Türkiye'nin Kalbi, Kabul Günleri Gönderileri

Türkiye'nin Kalbi, Kabul Günleri kitaplarını, Türkiye'nin Kalbi, Kabul Günleri sözleri ve alıntılarını, Türkiye'nin Kalbi, Kabul Günleri yazarlarını, Türkiye'nin Kalbi, Kabul Günleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama artık yoksul çocukların kaderini gönülleri kırılmış kadınların şefkatine bırakmanın çözüm yolu olmadığı anlaşıldı sanırım
Sayfa 267Kitabı okudu
Savaşta olanları hoş görebilmek, o savaşın ne adına yapıldığını bilmekle başlar. Kendi çıkarları için başka halklara saldıran bir ülkenin savaşında atılan her bomba haksız gelir insana.
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
Düzenden yakınan kalmayınca, onu düzeltme gereği de duymazsını belki. Düşünce çatışmaları olmayan yerde düşünce ilerlemez. Zorlayıcı ve eleştirici düşünce olmadan nasıl reform, yani yeniden düzenlenme yapılır?
Sayfa 131Kitabı okudu
Çünkü insanlar bir şey bilmedikleri halde bilgiçlik taslamalarının açığa vurulmasından hoşlanmazlar.
Tek dostum, kendisini kemiren zaman. Özgür olmayan kişi için günler, aylar hayattan eksilmelidir bir an önce. Özgürlüksüz günleri, ayları tüketmeye yardımcı olan tek şeyse kendi kendini kemiren zaman.
Burunları küpeli, yüzleri dövmeli ırgat kadınların yüzünde otuz sekiz yıllık kadın haklarını arıyorum.
Reklam
- Milli Piyango devletin ama.. - Olsun. Biraz önce, ümit fakirin ekmeği, demiştiniz, devletin görevi yoksula ümit değil, ekmek yedirmektir. Hele, ümit lakirin ekmeği ye Mehmet ye, diye onun durumundan para kazanmak devlete yakışmaz pek.
Sayfa 109Kitabı okudu
Bizde, ezilenlerin haklarını arama hürriyetleri anayasalarda korunmazsa zaten karşısında pek bir engel olmayan güçlüler, sömürücü ve çıkarcılar iyice gemi azıya alırlar. Umuduyla değil, ekmeğiyle bile rahatça oynanır olur. Güçsüzü anayasa maddeleri ile korumak bile yeterli değilken, zaten sonucu tümüyle değiştiremeyen maddeleri lüks saymak doğru mu? Eğer ezilenlerin, emekçi yığınların anayasalar yapılırken söz hakları olsa, anayasaların oluşumun da emekleri geçse, anayasalara daha bir sahip çıkarlar. Anayasalarda görünüşte korunan haklarının daha bir bilincinde olurlar. Yoksa bir profesör gelir böyle böyle der, öteki profesör gelir şöyle şöyle derse, yığınlar kendi sorunlarına yabancılaşırlar, haklarının yazboz tahtasına benzediğinin farkında bile olmazlar.
Sayfa 107Kitabı okudu
-Bir film çekerler, nerede hamal, boyacı varsa, nerede gecekondu varsa gösterirler. Öyle filmleri gösterelim de ellinci yılda elâleme rezil mi olalım? -Canım Hatice Hanım, boyacıyı, hamalı gelen yabancı zaten görüyor. Gecekondular falan da pek gizlenecek gibi değil. - Canım olsun. O kadar güzel yerlerimiz var, onları çeksinler. Efes var, Bergama var. Sanat eserleri var. Süleymaniye var. Boğaziçi var. Hisar var. Moda köyü var. Güzelim yalılar var. - Hatice Hanım sanattan söz ediyoruz, turistik propaganda filminden değil. - Aman, iyi şey göstermek, iyi şeyden söz etmek sanat değil mi? Önce güzelliktir sanat! - Değişmez, dural bir kavram değil ki, bu! Umutsuz insanları konu edinmek, umutsuzlukların mutluluğa dönüşmesini istemek, sanatı böylesi bir oluşumun hızlandırıcısı kılmak güzel bir düşünce sayılmaz mı? -Ne derseniz deyin. Çıplak ayaklı, yükten kamburlaşmış hamalı göstermekle sanat yapılacağına beni inandıramazsınız. Sanat ruhun gıdasıdır bir kere. -Brecht'in bir dizesi var: "Önce ekmek gelir, sonra ahlak". Yani karın doymadan ruh gıdası meselesi biraz....
Sayfa 102Kitabı okudu
Yoksulluk varsa Hatice Hanım, gerçek sanatçının buna eğilmesi, yoksulluğun giderilmesi içindir, yoksulluğun edebiyatını yapmak için değil.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Her suçun bir işlenme nedeni, koşulları vardır Hatice Hanım. Su ısınmadan buhar olmaz. Kötü bulduğunuz sonuçlar da durup dururken ortaya çıkmaz. Şartlar durumları yaratır az çok. Yani bazı suçlar işleniyorsa, bu suçların işlenmesini kaçınılmaz kılan sebepler ve belki de bu suçlulardan daha önemli, daha gerçek suçlular vardır. Toplum suç nedenlerinin köküne inmezse, suçlardan sorumlu sayılır. Böyle durumlarda af, toplumun kendi temel suçluluğunu temize çıkararak rahatlamak isteğidir.
Kısacası, 1973 sonrasında, sol muhalefet, ilk kez geniş kitleleri kapsayan bir harekete dönüşecektir. Sevgi Soysal'ın 1972/73 yazılarını yazdığı günlerde, solun 12 Mart darbesini uğursuz bir parantez gibi kapatarak daha da güçlü bir ivmeyle yükseleceğinin sadece ümidi değil, canlı sezgisi asılıdır havada. 1973'te, gizli/yasa dışı Türkiye Komünist Partisi "Atılım" ilan etmiştir ve birkaç yıl içinde tarihinde ilk defa bir "kitleye" kavuşacaktır. 1974 Affıyla hapisten çıkacak olan Dev-Genç kökenli sosyalistler, "bir şeyler yapmak" için kıpırdanan, coşkulu bir öğrenci hareketiyle karşılaşacaklardır.
Sandıktan çıktım diye övünen politikacıların halka pahalılıktan başka birşey sunamamalarında kabahati sandıkta aramamak gerek.
Düzenden yakınan kalmayınca, onu düzeltme gereği de duymazsınız belki. Düşünce çatışmaları olmayan yerde düşünce ilerlemez. Zorlayıcı ve eleştirici düşünce olmadan nasıl reform yapılır?
Cumhuriyet Halk Partisi sosyalist bir parti değildir, sadece halkçı sloganlar kullanıp bunlara sadık kalmaya çalışan, klasik demokrasiyi kavramış, hak ve özgürlüklere saygılı bir partidir.Halk Partisi'ne aşırı diyenler, aslında halkçı düşünceye, demokrasi kurallarına, hak ve özgürlüklere aşırı ölçüde set çekmeye heveslenenler..
209 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.