15. YY'da Bavyera'lı bir Alman , Macar kralının çağrısının üzerine Beyazıd'a karşı toplanan haçlı ordusuna katılıyor ve bugünkü Bulgaristan'daki Niğbolu'ya geliyor , savaşta Haçlı ordusu imha oluyor ve bizim Bavyeralı Osmanlı'ya esir düşüyor.
Beyzazıd'ın yanında Karaman seferine katılıyor ve bu savaşa şahit oluyor daha sonra meşhur Ankara savaşına da katılıyor. Burda bu sefer de Osmanlı yeniliyor ve Sultan Beyazid ile beraber Timur'a esir düşüyor.
Bu seferde Timur'un yanında takılıyor. Onun Ortadoğu ve İran'daki seferlerine şahit oluyor. Timur da öldükten sonra once Timur'un oğlunun daha sonra da Altınorda Han'ın esiri oluyor. Altınorda'daki yıllarında bir de Sibirya seferine şahit oluyor.
Tarih itibari ile tam da Altınorda'nın dağılma dönemi olduğu için çok fazla iktidar değişimine şahit oluyor.
Geçen 10'larca yıl sonunda bir şekilde özgür kalıyor ve sağ salim memleketine dönmeyi başarıyor ve anılarını -aklında kaldığı kadarıyla - yazıyor ve bu kitap ortaya çıkıyor.
Gerçekten ilgi çekici bir hayat hikayesi ve bu kitapın sadece var olması bile inanılmaz bir olay.
Fakat , yine de , tüm bunlara rağmen bu kitap benim için bir hayal kırıklığı oldu. Evet gerçekten çok ilginç anektdotlar mevcud ama ben çok daha ilginç gözlem ve tespitler de beklerdim. Onun yerine kitapın yarısı etraftan duyduğu dini efsaneler ve yarim yamalak bilgisiyle yazdıği İslami bilgilerle dolu.
Her şeye rağmen o zamanın bakış açısıyla yazılmış notları okumak ufuk açıcı bir deneyim oldu.