Jhon, “ Küçük bir oğlum vardı, ama bebekken öldü.”
Lexie, “Nasıl?”
Jhon uçurtmaya baktı. “Biraz daha ipi sal.” Lexie dediğini yapınca, “Çok erken doğmuştu,” dedi.
“Oh, saat kaçta?”
“Ne?” Kendisine çok yakın duran küçük surata baktı.
“Saat kaçta doğmuştu?”
“Sabah dört gibi.”
Bu her şeyin cevabıymış gibi başını salladı. “Evet, çok erken. Bütün doktorlar uykudayken.”