Efsaneler kültürel öğelerimizden biridir. Mâl edildiği topluluğun kültür motiflerini, tarihini, inançlarını barındırması açısından önemli bir yer tutar.
Adana-Toroslar coğrafî konumuyla, kültürel değerleriyle ve zengin anlatımıyla birçok efsaneye ev sahipliği yapar.
Meselâ derler ki; Lokman Hekim heryeri gezmiş, tüm dertlere devayı Toroslarda bulmuş, ölümsüzlüğün ilacını yine burada aramıştır.
Şahmeran, ejderha ve kız, Hızır hikâyeleri, Alageyik, Köroğlu ve tabi ki Karacaoğlan dilden dile, nesilden nesile anlatılır durur.
Yaşar Kemal Üç Anadolu Efsanesi ile yaşadığı toprakların özelliklerini nakış nakış işler. Kullandığı dil ve anlatımıyla buralardan biriyle konuşuyormuşsunuz gibi..
"Ormandan efil efil bir yel eser. İncecik, okşayan bir yel... Sular şıkır şıkır. Dallarda yaz kuşlarının sesi, koyaktan bülbül sesleri gelir. Bir kayalıktan batan güneşe yönlerini dönmüş sürmeli geyikler. Bir cennet dünya ki ortalık dünya derim sana..."
"Sen kendini gurbet elde sanma. Burada babayın atayın evinde say kendini. Öz kardaşıyın...Sevda zor. Senin sevdan daha daha da zor. Daha da belalı. Altından kalkılır. Sen dağları delen Ferhadı bilin mi? Zora dağ dayanmaz. Sevdaya dağ dayanmaz kardaşım..."
Tasvir ettiği kişiler de öylesine tanıdık...
Üç Anadolu Efsanesi elinizden bırakmak istemeyeceğiniz kitaplardan biri. Türkülerle, ağıtlarla anlatım bir o kadar doyurulmuş , tatlandırılmıştır...
Ala gözlerini sevdiğim dilber
Uyuyup uykuya kanamaz oldum
Deli miyim mecnun muyum ben neyim
Sevdasın serimden atamaz oldum...
Keyifli okumalar...