Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
En Eski Udî Yorumları ve İncelemeleri
En Eski Udî sözleri ve alıntılarını, en eski Udî kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.610 üzerinden
İlk kadın romancımızın kaleminden, kadını, kadının hayat gailesini ele alan bir roman. Okurken çok farklı ufuklara yelken açtıran bir kitap değil. Ancak kadını baş role koymuş olması açısından değerli bir eser.
155 syf.
10/10 puan verdi
Türk edebiyatının ilk kadın romancısı olan Fatma Aliye Hanım'ın 4. romanı olan Udi Bedia adını verdiği kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü kadın karakterle ve onun hayat hikayesiyle karşımıza çıkar. Ayrıca romanda aşk, evlilik, ahlak, baba - kız ilişkisi ve kardeş ilişkileri adına da yaşantılar güzel bir örnek olarak sunulmuştur. Eser birçok Osmanlıca kelime bulundursa da okumaya ve anlamaya engel olmadan akıcı bir şekilde ilerlemeye izin verir.
Reşat Nuri Güntekin'in biyografisini okurken bu romanın adına tesadüf ettim ve kütüphanede görünce alıp okudum.
Kadının toplumdaki yerine dikkat çekmek için yazılmış gibi. Kadınların da erkekler gibi güçlü olduğunun, gerekirse iffet dairesinde bir evi geçindirebileceğinin ispatını yapıyor. İki karakter üzerinden bunu daha net bir şekilde anlatıyor. Biri roman kahramanı Bedia ki o iffetli bir udidir. Diğeri ise Hevila'dır ki o da iffetsiz bir hayatın içindedir. Para kazanmak için erkeklere müzik icra eder , raks eder. Bedia'nın kocası da bu kıza kapılıp karısını aldatmıştır.
Roman olduğu gibi latin harflerine aktarılmaya çalışılmış. Bu yüzden birçok kelimeye yabancı olunabilir ama okurken pek zorlanılmıyor. Üstelik kitap arkasında sözlük de var zorlananlar için.
Çok ince bir kitap. İlk kadın romancımızın eseridir. Kendi adı ile yayımlanmıştır. Ahmet Cevdet Paşa ' nın kızıdır. Hamisi Ahmet Mithat sayesinde gelişmiş ve eserlerini ortaya koymuş. Bu eserde Osmanlı dönemi kadınının nasıl bir varlık gösterdiğini bizlere aktarır.
o dönemin kadın yazarlarından Fatma Aliye 'nin okuduğum ikinci kitabı,yazarın kalemi uslubu çok güzel.Kitabı okurken o döneme gidip kitaptaki karakter ile bütünleşebiliyorsun,Udi adlı kitapta Bedia hanımın yaşadıklarını okuyoruz.Bedia hanım babasının işi nedeniyle Şam 'da yaşamış çoçukluğu el üstünde tutulmuş babası Nazmi bey ile abisi Şemi Bedia mutlu olsun diye bir dediğini iki etmeyen hep Bedia'nın etrafında pervane olan kişilerdir.Nazmi bey kanun keman ve ut gibi çalgı çalmayı seven biri ve kızı Bedia'nın da çalgı çalmaya merakını keşfedince her türlü çalgı aletini temin edip ders aldırarak bir sanatçı olmasını sağlıyor.Vakti zamanı gelince babası Nazmi beyin çok rahatsızlanması üzerine ne Nazmi beyin ne de Bedia'nın aklında olmayan evlilik düşüncesi ön plana alınarak Bedia 'ya uygun bir kısmet bulunarak evlenmesi sağlanır babası hayatta iken iki üç yıl evliliği gayet güzel geçer fakat babasının ölümünden sonra annesi de hayata gözlerini yumunca evini ayırıp eşi Mail ile ayrı bir eve taşınması ile sorunlar başgösteriyor.Eşi Mail bir çalgıcı kızına musallat olup hanesini ve eşini ihmal etmesi üzerine olaylar gelişiyor.Bedia çok üzülüp hasta olunca çareyi kardeşi Şemi'ye sığınmakta buluyor olaylar hiç tahmin edilemeyecek şekilde devam ediyor.Sonu hüzünlü olsa bile okunmaya değer bir kitap .Kocasına aşık bir kadın ondan ümidi kalmayınca ilk aşkı uduna sarılıp hayatı onda bulan birinin yaşam öyküsü....iyi okumalar dilerim.
Udi, o dönemde de var olan ve aslında bakıldığında günümüzde de devam etmekte olan toplumsal cinsiyeti ve öteki üretme mekanizmasını vurgu etmekte. Türk edebiyatı çerçevesinde kesinlikle okunması gereken bir kitaptır. Bir aşk romanıdır. Fatma Aliye romanda Tanzimat dönemini çok sade bir şekilde anlatmakta ve romanda kendine de yer vermektedir. Tanzimat Dönemindeki klasik tiplemeye değil de karakterleştirme eylemine girmiştir. Tabii bakıldığında yine klasikleştirilmiş karakterle karşılaşmaktayız (astsubayın züppe, iki yüzlü vb. olması) fakat neredeyse bir ilk olarak burada bir kadının ‘Bedia’nın baş kaldırışı ve hayata tutunma, hayatta kalma derdi mevcut. (SPOİ) Bir kadının evden ayrıldığında nasıl olgunlaştığını ve hayat böyleymiş vurgusunu görüyoruz. Bedia’nın düşlediği o cennetindeki yaşamdan çıkmasını, erkeklerle yüzleşmesini, hayal kırıklığına uğramasını ve estetik deneyim fikrini devam ettirmeye çalışmasını anlatan bir kitap. “Sevmeyeni sevmek bu ne yaman haldir! Ah! Ne kadar biçare, ne kadar bedbahtım!”
Fatma Aliye Hanım; makale, roman ve gazete yazılarıyla kadınların sorunlarına ilk defa bir kadın gözünden bakarak ve kadın hareketinin öncüsü olarak Tanzimat döneminin en önemli isimlerinden biri olmuştur. Kendisi hem batılılaşmayı savunması hem de ''İslam kadını'' idealini oluşturarak Şark kültürünü devam ettirmeyi çabalamasıyla birlikte bunu romanlarındaki kadın karakterlere yansıtmıştır. Udi romanındaki Bedia karakteri de bunlardan biridir.
Severek evlendiği eşi Mail tarafından aldatılmasıyla Bedia derin bir acı duyar ve hayat mücadelesi başlar. Bedia ihanete göz yummaz ve ut çalarak kendi ayakları üstünde durur, iffetli ve güçlü duruşundan asla vazgeçmez.
Fatma Aliye Hanım ile Bedia'nın yaşamları arasında benzerlikler vardır. Örneğin ikisi de babaları tarafından eğitimlerine büyük önem verilerek yetiştirilmişlerdir. Ayrıca Fatma Aliye Hanım ilerleyen bölümlerde kurguya dahil olmaktadır.
Yazar, Bedia karakteri üzerinden iffetli ve güçlü kadın mesajını başarıyla verebilmiştir. Udi; günümüzde dahi kadınlara örnek teşkil edebilecek bir ana karakterin olduğu, içinde musikinin de bulunduğu, akıcı bir kitaptır. Yine de anlatım açısından orta şeker buldum.
''Küllü şeyin siva'l-hıyaneti fi'l-hubbi yehtemilü" (Aşkta hıyanetten başkası çekilir.)
''Beni yalnız sen terk etmedin, benden yalnız sen geçmedin, bana hıyanet etmedin! Bir zaman zevk ve sefa kaynağım eğlencem oldun. Şimdi de geçim kaynağım, ekmek teknemsin. Benim yârim sensin!''
Roman tarzında, dönemin kadınlarının hayatından bir kesit olarak sunulmuş bir kitap. Üslup çok güzel, kelime seçimleri o dönemin konuştuğu dil üzerinden yapılmış. Ama üslupta beni etkileyen asıl şey musiki hakkında doyurucu, hatta zirve seviyede bilgiler verilmesi. Yani anlatıcı konusuna o kadar hakim ki, olay orgusunun içinde musiki tarihi gezisi yapıyorsunuz. Onun dışında, iffet kavramı en öne çıkan fikir olarak ele alınmış. Seven kadınların, hiçbir şeyi unutmadığını anlatılmış. Çok güzel bir kitap.
Yabancı kelimelerin ağırlıklı olduğu bir basımdı. Yine de dili çok akıcı ve hikayesi sürükleyiciydi. Sanatçı, ömrü boyunca mutlu olmuş bir kadının hayatının nasıl degistiginin hikayesi ve o dönemin Şam, İstanbul gibi büyük şehirlerinin yaşayışını da gözler önüne seriyor.
#okudumbitti
#FatmaAliye
#Udi
#140sayfa
Haziran ayının ilk, Fatma Aliyenin okuduğum üçüncü kitabıyla merhaba. Bu bir aşk kitabı evet evett aşk kitabı ama öyle bildiğiniz aşklardan değil. Adından da anlaşılacağı üzre musiki aşkı. Tabiki bu aşkı anlatırken Bedia'nın kocasıyla olan ilişkiside anlatılıyor ama beni en çok etkileyen şey müziğe olan
Bedia hanım daha çocukken sanatla müzikle tanışmış, ilk öğretmeni, aynı zamanda bir sanatkar olan babası tarafından ruhunu müzik tutkusuyla doldurmuştu. İlk kanun ve kemanla başlasa da bir eğlencede tanımış ve aşık olduğu ud onun artık vazgeçilmezi olmuştu. En iyi hocalardan ders almış, yeteneğini daha da geliştirmiştir.
Bedia, Fatma Aliye'nin diğer romanlarında olduğu gibi güçlü bir irade ve ahlaka sahiptir. Kocası, kendisini bir - afedersiniz- aşüfteye değişince, Bedia da artık değişmiştir. Kocasını ne kadar sevse de artık onunla olamayacaktır çünkü gururu buna el vermez(ne yapsın kadın. ahlaksız herif kadının yüzüne karşı başkasını seviyorum dedi) Bedia acısını içine gömer bir vakit yoksulluk hasıl olunca da o çok sevdiği udu ona hayatını tekrar verir.. Çünkü o bir sanatkardır. 'Kadın kendini satmak zorunda değildir' der ve namusuyla geçimi çıkarmaya başlar. Kitapta, Bedia'nın Refet'i okuduğu da bahsolunuyor.
Kitabın tek kötü tarafı, çok fazla Osmanlıca kelime var ve bu akışı aşırı zorluyor. Bi metne bir dipnotlara bakmak zorunda kalıyorsunuz. Kelimeyi bilseniz dahi, ister istemez gözünüz kayıyor ve birazcık siniriniz bozulabiliyor. Fatma Aliye'ye her okuyuşumda bir kez daha hayran kalıyorum. Keyifli okumalar dilerim
Türk edebiyatının ilk kadın romancısı kabul edilen Fatma Aliye Hanım'ın kaleme aldığı leziz bir eser, Udî. Fatma Aliye Hanım'ın eserlerinde özellikle kadın karakterler ön plana çıkmakla birlikte kadın eğitimi, tanıyarak evlenme, çok eşlilik, boşanma, kadının iş hayatı gibi meseleler ele alınmaktadır. Udî adlı bu eserde ise Bedia adında bir udînin aldatıldığı için eşinden ayrılması ve babasından aldığı müzik eğitimi sayesinde ayakta kalma hikayesiyle karşılaşmaktayız. Olay örgüsü içerisinde Bedia gözünden durumları değerlendirmeye çalıştığımda "Ah Bedia Ah" demekten kendimi alıkoyamadım. Gerek babasıyla olan ilişki ve muhabbeti gerek kardeşi ve yeğenine karşı duruş ve tavırlarına imrenmemek mümkün değildi. Bedia'nın gururu ve her zaman iffetini düşünerek hareket etmesi çok etkileyiciydi. Fatma Aliye Hanım'dan okumuş olduğum ilk kitabın Refet olmasının ardından Udî benim için daha etkileyiciydi. Ayrıca Udî'nin "Tanzimat döneminde kadın" bilgisine ulaşabilmek için kıymetli bir eser olduğunu düşünmekteyim.
Udi ' nin ne denli müessir bir roman olduğunu söylemek matluptur . Sevgili arkadaşım ud ile meşk ettiğim zamanlara istinaden bu güzel kitabı bana iyi ki de layık görmüş . Orijinal metinden direk aktarılmış, ilk kadın romancımız Fatma Aliye'nin bu dördüncü romanı mağmum yanıyla beni biraz yeise düçar etse de ,eski dilinin güzelliği ile elimden bırakamadığım bir eser oldu . Okumakla bahtiyar olasınız
Kitabın dilini,konusunu kısacası her şeyiyle beğendim.Yazarın diğer kitaplarını da az çok okuduysanız zaten nasıl bir anlatım tarzı olduğunu biliyorsunuzdur.Yine diğer kitaplarında olduğu gibi bunda da kadınların kendi ayakları üstünde durmasının öneminden ve gerekliliğinden bahsetmiş.Diğer kitaplarıyla nacizane kıyaslarsam en beğendiğim kitabı bu kitap oldu.Kitabın dili hakkında konuşmam gerekirse ağır bir dil olduğunu söyleyebilirim fakat kitabın ortalarına doğru bir müddet sonra kelimeler tekrarlamaya başlıyor ve kitap su gibi akıyor o yüzden orijinal metin olması bende sıkıntı yaratmadı
128 syf.
10/10 puan verdi
Hepimizin hayat yolculuğuna eşlik eden yegâne dostları vardır. Fatma Aliye Hanım’ın Bedia’sına da eşlik eden en vefalı dostu da udu idi. Hayatındaki tüm zorluklara uduyla göğüs geren Bedia karakterinden kendimizde de aynı duyguları bulabiliriz belki..
Bilmiyorum herkesin tutkuyla bağlı oldukları olmayabilir elbette. Şayet varsa, tutkuyla bağlı olduğumuz yol arkadaşımız en dipteyken ve en mutluyken da hep bizim yanımızdadır. O, her daim vefakârdır. Sözün kısası, en iyi ve en kötü an’larımızda bizi yalnız bırakmayacak vefakâr yol arkadaşımız -bu bir insan da olabilir bir kavram da.. - kendimizle olsun!
Sağlıkla ve kitapla kalın! :))
