Merhaba değerli arkadaşlar. Aşk romanıyla, daha doğrusu saplantılı ve marazi diyebileceğimiz bir aşk romanıyla geldim.
Nereden başlanır, nasıl anlatılır bilmiyorum. Aşkla nefretin nasıl da yan yana durabildiğine şaşırarak şahit oldum. Duygu değişimlerine, duygu yıkımlarına, hırsa, ihtirasa... Siz siz olun büyük konuşup aşkla nefret aynı bünyede barınmaz demeyin
Kitabı okurken biri Uğultulu Tepeler olmak üzere iki çiftliğe konuk oluyoruz. Aralarında 4 mil bulunan, kar kışın, rüzgâr çamurun eksik olmadığı tepeler. Kitabın girişi birinci tekil anlatıcı dilinden başlasa da kahir ekseriyeti Kâhya kadının dilinden aktarılıyor. Bizi geçmişe, iki evin geçmişlerine götürüyor.
Esasında iki nesli anlatıyor desek yanlış olmaz. Seven, aşık olan ama başkasıyla evlenen iki ayrı hayatın birbirine geçen girift ilişkiler yumağı. Mazlum bir çocuğun büyüdüğünde nasıl zalim bir adama evrildiği de cabası.
Yazar çok genç bir yaşta, otuz yaşında veremden ölmüş. Bu kitap, ölümünden bir yıl evvel yayımladığı ilk ve tek kitabı. Öyle satırlar vardı ki bu kadar derin, bu kadar sarsıcı ve gerçekten daha gerçek olan bu hayatı yaşamayan yazamaz diye düşündürttü.
Kitabı, değerli kitap dostlarım @papatyalikitapli @okuyankuzenler ile birlikte okuduk, iyi ki okuduk. Özellikle dram ve aşk kitabı seven herkese tavsiye ediyorum.